Rakka’da kadınlar eşitlik için mücadelesini sürdürüyor

Demokratik Ulus Sistemi ile Rakka’da oluşturulan komite ve komünlerde karar alma süreçlerinde de yer alan kadınlar, eşitsizliği pekiştiren gelenek ve göreneklere karşı da mücadele ediyor.

YUSRA AL-EHMED

Rakka – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka kentinde kadınlar, cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren toplumsal yargılar ve geleneklere karşı örgütlü bir şekilde mücadelesini sürdürüyor. Rakka Özerk Yönetimi Şehid Helin Cudi Meclisi Eşbaşkanı Narin Abdurrahman, bölgedeki yönetimin temel taşı olan komünlerde yer alan kadınların, liderlik yeteneklerini açığa çıkardığını anlattı. Narin Abdurrahman, mahalleleri yöneten kadınların, halkın sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

‘Toplum daha fazla komün ve komite talebinde bulundu’

Rakka’nın 17 Ekim 2017 tarihinde Kadın Koruma Birlikleri, Halk Savunma Birlikleri ve Demokratik Suriye Güçleri tarafından IŞİD çetelerinden kurtarıldığını hatırlatan Narin Abdurrahman, “Kentin özgürleştirilmesinin ardından mahallelerde kadınların da dahil olduğu komünler kurma konusunda girişimlerde bulunduk. Gerici gelenek ve göreneklere tutunan toplum, başlarda bu girişimleri kabul etmedi” dedi. Komünlerin ve komitelerin faaliyetleriyle ikna olan toplumun sonrasında daha fazla komün kurulması taleplerinde bulunduğunu vurgulayan Narin Abdurrahman, şunları kaydetti:

“Hizmetler Komitesi, halka su, elektrik, ekmek, gaz ve benzeri hizmetler sunuyor. Koruma Komitesi olarak bilinen Savunma Komitesi, mahallenin veya köyün güvenliğini bozacak her türlü terör eylemine karşı gece ve gündüz vardiyaları yürütüyor. Diğer güvenlik ve savunma kurumlarıyla da iş birliği ve koordinasyon içerisinde halkın ve bölgenin güvenliği sağlanıyor.”

Komitelerle hem sorunlar çözülüyor hem de farkındalık oluşturuluyor

Narin Abdurrahman, Kadın Komitesi’nin kadınların talep ve sorunlarıyla ilgilendiğini, Eğitim Komitesi’nin de toplumun tüm üyelerine yönelik eğitim, siyasi, kültürel gelişimlerini desteklemek için çalışmalar yürüttüğünü anlattı. Sağlık Komitesi’nin de halkın sağlık sorunları ve ihtiyaçlarına yönelik çalıştığını aynı zamanda hastalıkların önlenmesi konusunda da farkındalık çalışmaları yürüttüğünü söyleyen Narin Abdurrahman, “Adalet ve Uzlaşma Komitesi ise aileler arasındaki sorun ve anlaşmazlıkların mahkemeye başvurmadan, karşılıklı mutabakatla çözülmesi için çalışıyor. Toplumsal hoşgörü kültürünün yerleşmesi ve çatışmaların şiddetlenmesinin sınırlandırılması için çaba gösteriyor” diye belirtti.

‘Korku bariyerini kırmayı başardım’

Şehid Ahmed Al-Mahmud Komünü üyesi Basma Hassan da, engellemelere rağmen geri adım atmayarak komünde gönüllü çalışmaya başlayanlardan. Basma Hassan, kendi deneyiminden yola çıkarak şunları dile getirdi:

“Kadın Komitesi’ne başvuranlar olursa sorunu çözmek ve analiz etmek mümkün oluyor. Ben de toplumun korku bariyerini kırmayı başardım. Gönüllü çalışmamın başlangıcında karşılaştığım eleştirilere rağmen geri adım atmadım ve katılım sağlamaya çalıştım. Daha önce erkeklerle tartışmaya girmeye, hatta fikrimi ifade etmeye bile cesaret edemiyordum. Kendime olan güvenim yoktu.”

‘Cinsiyet eşitliğine ilişkin farkındalığın olması önemli’

Komünde, toplumsal sorunların çözümünde yer almak ve toplumda kadınların hakları için farkındalık yaratmak için çalıştığını ifade eden Basma Hassan, yerel konsey ve komitelerle koordinasyon içinde mahalle ve kırsal bölgelerdeki bireylerin sorunlarının çözümüne odaklandıklarını belirtti. Kadınların cinsiyet eşitliğine ilişkin farkındalığının olmasının önemine değinen Basma Hassan, “Kadınlar öncelikle kendilerinde farkındalık yaratmalı daha sonra demokratik bir topluma ulaşmak için etraflarındaki kadınları örgütlemeli” diye konuştu.

‘Kadınlar artık toplum için kararlar alıyor’

Uzlaşma Komitesi üyesi Fatima Abdülaziz Al-Bakr de, komünlere bağlı tüm komitelerde kadınların yer aldığını vurguladı. Kadınların, komünde yaptıkları çalışmalarla hayatlarında büyük bir değişiklik yarattığına işaret eden Abdülaziz Al-Bakr, şunları ifade etti:

“Rakka şehri özgürleştirilmeden önce kadınlar fikirlerini ifade edemiyordu. Evinde veya toplumun inşasına katkıda bulunmasına rağmen kendisine her türlü şiddet uygulanıyordu. Oysa bugün, yıllar süren özgürleşmenin ardından kadınlar toplumunu temsil ediyor ve onu ilerletmek için kararlar alıyor. Yani kadınlar sessizliğini bozdu. Kadınlar artık haklarını ve taleplerini yüksek sesle talep etmeye başladı.”