PYD Sözcüsü: Türk devletinin işgalini tüm dünya görmeli

Efrin, Girê Spî ve Serêkaniyê’yi işgal eden Türk devletinin bu bölgelerde demografik değişim yaratmaya çalıştığına dikkat çeken PYD Sözcüsü Sema Begdaş, halkın güçlenerek ayakta kalacağını ifade etti ve birlik çağrısında bulundu.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aralık 2019 tarihinde Türkiye topraklarında yaşayan bir milyon Suriyeli mülteciyi işgal altındaki Girê Spî ile Serêkanîyê arasına yerleştireceğini açıkladı. Erdoğan bu adımı ülkesinin en büyük hedefi olarak nitelendirdi.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından işgal altındaki Efrîn, Girê Spî ve Serêkanîyê'ye binlerce insan yerleştirildi.  Demokratik Birlik Partisi (PYD) Sözcüsü Sema Begdaş, Türk devletinin demografik değişimi hedefleyen politikası hakkında konuştu.

‘Osmanlı hayali canlandırılmak isteniyor’

Türk devletinin Kürt soykırımı üzerine kurulduğunu söyleyen Sema Begdaş, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra geçen bir asır, temelde Kürdistan'da Kürt halkının soykırımı hedefine dayanıyordu. Lozan Antlaşması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla Kürt halkına yönelik asimilasyon politikaları, yerinden edilme, siyasi ve kültürel saldırılar arttı. Kürtler tüm baskılara karşı hak ve özgürlük mücadelesini yürüttü ve yürütmeye de devam ediyor. Türk devleti Osmanlı hayalini yeniden canlandırmak istiyor. Erdoğan’ın ortaya koyduğu harita, Halep'ten Musul'a kadar bu bölgeleri Türkiye sınırına bağlayacak işgal planını ortaya çıkardı. Efrin'in işgali de bu planın bir parçasıydı" dedi.

‘Dünyanın gözü önünde insanlık suçu işleniyor’

Efrin, Serêkanîyê ve Girê Spî işgaline değinen Sema Begdaş, “İşgal altındaki bölgelerde mevcut durum çok karışık. Söz konusu her üç bölge ‘güvenli bölge’ adı altında işgal edildi ve bu bölgelerde insanlık suçları işleniyor, insani ve ahlaki yasalar çiğneniyor. Söz konusu Kürt halkı olunca Türk devleti tüm uluslararası hukuku ve Türkiye'nin kendi hukukunu çiğniyor. İşgal altındaki topraklarda tüm dünyanın gözü önünde savaş suçları işleniyor” şeklinde konuştu.

‘Krizin çözümü Demokratik Ulus Projesi’

Sema Begdaş, konuşmasında Astana'daki görüşmelerin sonuçlarına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Görüşmeler sözde Suriye krizinin çözümü temelinde yapılıyor ancak daha çok Özerk Yönetim ve ortaya koyduğu Demokratik Ulus Projesi üzerinden tartışmalar yürütülüyor. Bazı ülkelerle tarihi ilişkilerinde husumeti olan Türk devleti, Kürt meselesinde uzlaşmak için söz konusu o ülkelerle aynı masaya oturabiliyor. Türk devleti bu nedenle Kürdistan'ın dört bir yanına soykırım saldırıları düzenliyor, üslerini kuruyor, yasak silahları kullanıyor. Türk devletinin hedefi Kürtlerin 21’inci yüzyılda bile statü sahibi olmamasıdır. Çünkü Ortadoğu'da artık Kürt halkının önderliğinde Kürtlerin birliğini güçlendirecek Demokratik Ulus Projeleri geliştirilmektedir. Demokratik Ulus Projesi ile halkaların tarihi bir kez daha yeniden canlanacak. Demokratik Ulus Projesi Suriye krizinin çözümü için de örnek olabilir."

‘Kürt halkı birliği güçlendirmeli’

Kürdistan'da yaşanan demografik değişime değinerek Sema Begdaş, "Suriye'nin bir parçası olan İskenderun Ordusu'nu Türk devleti Türkiye sınırlarına ekledi. Aynısını Efrin, Girê Spî ve Serêkanîyê için de istiyor. Erdoğan'ın planı Halep'ten Musul ve Şengal'e kadar uzanıyor. İşgal edilen bölgelerden halk göçe zorlanarak yerlerine Türkmenler ve çete aileleri yerleştiriliyor. Türk devleti, işgal planı kapsamında hayata geçirdiği demografik değişim ile hayallerini canlandırmaya çalışıyor” ifadelerinde bulundu.

Sürmekte olan savaşın 3. Dünya Savaşı olduğunu söyleyen Sema Begdaş, “Kürt halkı soykırım saldırılarına karşı birliğini güçlendirmelidir. Şam hükümeti başta olmak üzere devletlerden bir umudumuz yok çünkü ihlallere karşı sessiz kaldılar, tavır almadılar, pratik adım atmadılar. Ancak halk dayanışmasını güçlendirerek ayakta kalabilir. Türk devletinin işgal ve demokratik değişim politikalarını, kadın ve çocuklara yönelik ihlallerini ve katliamlarını tüm dünyaya duyurmalıyız. Dünyayı bu konuda daha fazla bilinçlendirmeliyiz. Ayrıca Şam hükümeti pratik adımlar atmalıdır. Böylece demokratik projemizin başarısını birlikte garanti altına alabiliriz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.