‘Ezidi ve Afgan kadınlarla güçlü direniş hattı inşa edilmeli’

Şengal ve Afgan kadınları ile gösterilen dayanışmayı değerlendiren Jineoloji Akademisi Üyesi Bihar Avrîn, atılacak adımlarla kadınların seslerinin daha duyulur olduğunu, soykırıma karşı güçlü bir direniş hattının inşa edilmesi gerektiğini söyledi.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- Komalên Jinên Kurdistan (Kurdistan Kadın Toplulukları-KJK) Şengal ve Afganistan’daki kadınları desteklemek amacıyla “Hegemon Erkek Saldırılarına Karşı Afgan ve Şengal Kadınlarının Yanındayız” sloganıyla 3-15 Ağustos arası başlattığı kampanya son bulmuş olsa da kadınlar, dayanışmayı büyütmeye devam etmek konusunda kararlı.

KJK’nin başlatmış olduğu kampanyanın kadınlar için anlamını değerlendiren Jineoloji Akademisi üyesi Bihar Avrîn, “Dayanışmayı büyütecek her türlü çalışmayı önemli ve anlamlı buluyoruz” dedi.

Bihar Avrîn, Ortadoğu gibi bir bölgede kadınlara destek kampanyalarının varlığının her zaman bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "KJK'nin başlattığı kampanya tam zamanında, özellikle kadınların katledildiği bir dönemde geldi. Ortadoğu'da kültürel ve dinsel bir soykırım olduğu için kadın soykırımından sadece fiziksel olarak bahsetmek doğru olmaz. Ulus-devletler tam bir diktatörlük ve faşizm sistemine dönüşmüştür. Bu da en çok kadınları etkilemektedir. Şiddeti besleyen dincilik, ataerkil ve ulus devlet zihniyetidir. KJK'nin başlattığı kampanyayı çok önemli ve olumlu buluyoruz” şeklinde konuştu.

‘Demokrasi içi temel unsur kadınlar’

Bihar Avrîn, kampanyanın etkisini ve destek veren kuruluşlardan bahsederek, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Kampanya başlatıldı, çok sayıda kadın destek verdi. Kuzey ve Doğu Suriye’den tutun Afganistanlı kadınlara kadar birçok çalıştay yapıldı ve bu tür faaliyetler devam ediyor. Kadın soykırımının dünya gündemine sağlam bir şekilde oturmasını, aynı zamanda Afganistan ve Şengal kadınlarının seslerinin daha fazla duyulmasını sağlayan çok önemli ve değerli bu kampanya dayanışma ruhuna imkan veriyor. Kadın Devrimi’nin önemli kazanımlarından biri de İran ve Doğu Kürdistan'da başlatılan ‘Jin Jiyan Azadi’ isyanıdır. Kadınların köleleştirildiği 21’inci yüzyılda Ortadoğu topraklarında ortaya çıkan kadınların özgürlük isyanı önemlidir. Çünkü Kadın Devrimi toplumsal bir devrimdir, dolayısıyla özgürlük mücadelesi veren tüm toplumsal hareketler birlikte yürütülmelidir. Hiç şüphe yok ki, kadınsız devrimlerin başarı şansı yoktur. Bölgenin demokratikleşmesi için temel unsur kadın özgürlüğüdür."

‘Kadınlar için çok zor iki yıl geçti’

20 yılın kazanımlarından iki yıl sonra Afganistanlı kadınların durumuna ve verilen mücadelesine vurgu yapan Bihar Avrîn, şu noktalara dikkat çekti:

"Taliban iktidara geldikten sonra Afgan kadınının durumu zordu. 20 yıllık bir kadın kazanımı vardı ve Taliban’ın gelişiyle bu kazanımlara el konuldu. Kadınlar için çok zor iki yıl geçti. Gizli bir şekilde kendilerini örgütleyebilirler ancak toplumsal olarak birçok zorluk yaşıyorlar. Kadınlar silahlandı, öz savunmalarını aldı ancak Taliban’ın gelişiyle bazı emirler verildi ve kadınlar öz savunmaya devam edemedi. Kadınların eğitimi ve bilgisi yeterli değil, öz savunma kuvvetlerinin örgütlenmesi ve oluşturulması Afganistan kadınları için çok önemli bir faktör. Kadına yönelik baskılar, cinayetler ve erken yaşta evlilikler, başlatılan kampanyalar, bunca zorluğun ve Taliban kuşatmasının ortasında kadınların mücadele ve çalışma çıtasını yükseltmeleri çok önemli. Kadın devrimi alanında, Afganistan kadınlarına sürdürülebilir ve yaratıcı bir mücadele geliştirme perspektifiyle yardımcı olabiliriz."

‘Dinamizmimize güvenerek kadınların yanında olmalıyız’

Bihar Avrîn, kadın haklarının korunması için yabancı güçlere ve ülkelere bel bağlamanın ve yasa beklemenin doğru ve akılcı bir şey olmadığını belirterek, "2003 yılında Afgan ve Iraklı kadınların maruz kaldığı baskılar, güçlerin saldırılarına bahane oldu. Saldırılarının kadın haklarını geri getirmek için olduğu zannedildi ama bunu yapmadılar ve kadınların durumunu eskisinden daha kötü hale getirdiler. Bu nedenle beklemekten ve dışarıya güvenmekten çok, gücümüze ve iç dinamizmimize güvenerek kadınların yanında olmamız gerekiyor. Bu sadece Afgan kadınları için değil genel olarak bölge kadınları için geçerlidir ve özgüven birçok başarıyı beraberinde getirecektir. En dikkate değer örnek ‘Jin Jiyan Azadi’dir. Kadınlar bu isyanda saçlarını kestiler ve isyanda yer aldılar. Birçok kadının da desteklediği bir isyandır. İran ve Doğu Kürdistan'da şu anda bu kadar çok kadın ve insan asılıyor, öldürülüyor ve şiddete maruz kalıyor ancak birçok ülke kanunlardan bahsediyor ancak Doğu Kürdistanlı kadınların yardımıma gelmediler. Yasaları kendi çıkarlarına göre dizayn eden ülkeler, insan ve kadın haklarını tanımaz ve ihlal eder. Dünya devletleri böyledir, çıkarları yoksa halka da destek olmazlar. O yüzden öz savunma sistemleri oluşturulmalı ve halk kendi kendini yönetecek bir gücü inşa etmelidir” şeklinde konuştu.

‘Örgütlülüğümüzü topluma kazandırmalıyız’

Kadın soykırımının önlenmesine ilişkin konuşan Bihar Avrîn, "Kuzey ve Doğu Suriye'de kadın evlerinin yapılması, kadınların ekonomik olarak bağımsız olduğu kadın kooperatiflerinin oluşturulması, kadın köylerinin inşa edilmesi kadın mücadelesinin örnekleridir. Aynı zamanda, Şengal'de kendini savunma ve kendine güvenme faktörü, özgüven oluşturmak ve toplumun beynine yerleştirilmiş kadın zayıflığı kalıplarını kırmak için çok önemliydi. Bu adımlar Êzidî kadınların ve Êzidî halkın yeni bir soykırım yaşamaması için de önemli. Örgütlülüğümüzü topluma kazandırmalı ve verdiğimiz bakış açılarını pratik adımlarla hayata geçirmeliyiz. Pratik bazı adımlar atılıyorlar ama süreç için yeterli değil. Düşman bizi öldürmek için sürekli hareket halinde" sözlerine dikkat çekti.

‘Saldırılar siyasi ve kadın kırımına yöneliktir’

Saldırıların fiziki boyutu aştığını, artık ideolojik düzeyde gerçekleştirildiğini kaydeden Bihar Avrîn, “Bu tür saldırılar özellikle Kadın Devrimi’nin kazanımlarına, Kürt halkının ve kadın öncülerin hedef alınmasına yönelik yapılıyor. Saldırılar siyasi ve kadın kırımına yöneliktir. Mevcut sistem kadın mücadelesinin kat ettiği mesafeyi kabul etmemektedir ve son yıllarda kadın liderlerin şehit edilmesi de bunu doğrulamaktadır. Biz diyoruz ki; demokratik ulusun inşasında kadının bilinçli olması önemli bir faktör. Bu yüzden düşmanın saldırıları kadın mücadelesine ve çalışmalarına yöneliktir. Kadınların emeği ve mücadelesinin daha üst düzeye çıkması için yeni perspektifler belirlenip yeni adımlar atılacaktır” dedi.

‘Şiddete karşı direniş inşa edilmelidir’

Erk yasaların kadınları desteklemediğine dikkat çeken Bihar Avrîn, son olarak şu ifadelerde bulundu: "Bizim istediğimiz kadınların etrafında olabileceği bir toplumsal ittifaktır. Bu zamana kadar kadınların sorunlarını daha derin ve zorlaştıran erkeklerin yazdığı yasalardır. Uluslararası yasalar kadınları korumamış aksine sorunlarını derinleştirmiştir. Önemli olan kadınların kendi güç ve iradeleriyle toplumla birlikte kendi sistemlerini kurmalarıdır. Yapmak istediğimiz devleti yıkmak değil, yeni bir özyönetim sistemini nasıl kuracağımızdır.  Bölgede hangi örgütler ve hareketler bu kaostan bir sistem kurabilir, özgürlük anları inşa edip yaratabilir, başarıya ulaşabilirler. Aksi taktirde böyle bir krizde böyle bir sistemi kurmak zor olacaktır. Güçlü bir mücadele cephesi soykırıma ve her geçen gün genişleyen çok yönlü şiddete karşı direniş inşa edilmelidir.”