Minbicli kadınlar: Kentimiz özgürleştirildiğinde yeniden eskisi gibi 8 Mart’ı kutlayacağız

Minbicli kadınlar, Türk devleti ve çetelerinin saldırısıyla kentlerinin karanlığa büründüğünü belirterek, “Kentimiz özgürleştirildiğinde biz kadınlar yeniden eskisi gibi 8 Mart’ı kutlayacak ve yaşamın her alanında yer almaya başlayacağız” dedi.

SİLVA AL-İBRAHİM

Hesekê – IŞİD esaretinin altında uzun yıllar kalan Minbicli kadınlar, kentlerinin YPJ, YPG ve QSD tarafından özgürleştirilmesinin ardından siyasetten sanata, ekonomiden toplumsal yaşama her alanda varlıklarını kanıtladılar. Minbicli kadınlar, kentlerinin özgürleştirilmesiyle 8 yıl boyunca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutladı. Ancak Aralık ayında Esad rejiminin düşmesiyle Minbic’e saldıran Türk devleti ve ona bağlı çeteler, insan kaçırma, hırsızlık, yağma, katliam, tecavüz ve daha birçok insanlık dışı ihlallerde bulundular.

Minbic’de yaşayan R.Z. kentlerinin ikinci kez karanlık zihniyetler tarafından kuşatıldığını belirterek, Minbic’in yeniden özgürleştirileceği günü sabırsızlıkla beklediklerini kaydetti. R.Z. “Sekiz yıl önce kentimizin çetelerden özgürleştirilmesi ardından Minbicli kadınlar olarak toplumun yönetilmesinde birincil role sahip olduk. Ekonomiden siyasete, sosyal yaşamdan diğer tüm alanlara kadar kadınlar çalışmalara öncülük etti. Minbicli kadınlar çalışmalarıyla gelenek ve göreneklerin prangalarını kırmayı başardı ve önemli farkındalık yaratarak toplumun gelişimine katkıda bulundu. Son çete saldırılarından önce her yıl 8 Mart ve Newroz gibi özel günlere hazırlanıyorduk. Şehrin duvarlarını süslüyor, stranlarımız ve folklorik oyunlarımızla çeşitli kutlamalar gerçekleştiriyorduk” dedi.

‘Minbic saldırılarla birlikte karanlığa gömüldü’

Aralık 2024’teki saldırılarla birlikte Minbic’in IŞİD'in kontrolü sırasında olduğu gibi yeniden karanlığa gömüldüğünü söyleyen R.Z. "Önceki yıllarda 8 Mart’ı büyük bir coşku ile karşılıyorduk ve şimdi o günleri hatırladıkça acı çekiyoruz. Artık evlerimize kapanmış durumdayız ve hayallerimiz Türk işgali ve onun çeteleri tarafından kuşatılmış durumda. Türk devletine bağlı çeteler, yaptıkları ihlallerle kadınları yeniden eve kapatıyor. Hayatımızı kabusa çeviren cehaletin hâkim olduğu bir döneme dönmüş durumdayız. İşgalden bu yana iş imkanları ve güvenlik kalmadı. Halk her düzeyde perişan bir durumda ve acı çekiyor” şeklinde konuştu.

‘Kentimizin özgürleştirilmesiyle eskisi gibi 8 Mart’ı kutluyacağız’

Esad rejiminin çökmesiyle birlikte ülkenin geçici yönetimine getirilen cihadist HTŞ’nin kadınlara adalet sağladığını iddia ettiğini belirten R.Z. “Ancak sahadaki gerçeklik bunu göstermiyor ve özellikle de iktidarı ele geçirenlerin cihatçı bir ideoloji peşinde koşması nedeniyle iyiye işaret etmiyor. İnsanlığın başlangıcında kutsal olan kadınlar, kesinlikle takdiri hak ediyor ve yeni Suriye'de öncü olmaları gerekiyor. Minbic’de güvenliğin yeniden geri geleceğini ve Özerk Yönetim sistemiyle kadınların haklarına tekrardan kavuşacağını umut ediyorum. Kentimizin özgürleştirilmesiyle biz kadınlar yeniden eskisi gibi 8 Mart’ı kutlayacak ve yaşamın her alanında yer almaya başlayacağız” sözlerine dikkat çekti.

‘Kadınlar yaşamın her alanında varlıklarını kanıtlıyor’

Kadınların tarih boyunca büyük mücadeleler verdiğini ve erk zihniyete her koşulda meydan okuduğunu sözlerine ekleyen R.Z. son olarak şöyle konuştu: “Tarihin direniş mirasını devralan kadınlar yaşamın her alanında varlıklarını ve yeteneklerini kanıtlıyorlar, ancak elde ettikleri başarılardan sonra erk zihniyet kadınları siyasetten ekonomiye rollerini kısıtlamaya çalışıyor. İşgal sonrasında kadınların yeniden evlere hapsedilmek istendiğini görüyoruz. Çetelerin Minbic’i kuşatmasıyla birlikte kadınlar artık siyasette, ekonomide ve sosyal yaşamda yoklar. Bu durum toplumu olumsuz etkiliyor. Kentimizin özgür olduğu yıllarda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorduk.”

Minbic 2016 yılında özgürleştirilmişti

Suriye krizi sırasında işgal altındaki Minbic kenti de çeşitli aşamalardan geçti. Bunlardan en kötüsü IŞİD dönemiydi. IŞİD çeteleri kadınlara ve topluma insanlık dışı ihlallerde bulunuyordu. Minbic Askeri Meclisi’nin kurulmasıyla birlikte QSD ve YPJ öncülüğünde başlatılan hamleyle birlikte Minbic kenti 15 Ağustos 2016’da çetelerden tamamen temizlendi.

Yeniden doğmak gibi hissettmek

Minbic’in 2016 yılında IŞİD’ten kurtarılması ardından yaşadığı duyguları aktaran J.E. ise, “Kentimiz IŞİD çetelerinden kurtarıldığında sanki yeniden doğmuş gibi hissetmiştik. Menbic şehri özgürleştirildiğinde artık ne istediğimi her saniye hissettim. Kurduğum hayalleri gerçekleştirmeye başladım. Örneğin okuluma geri döndüm, kendime uygun bir işe girdim ve haklarımı tam bir özgürlükle kullanmaya başladım. Şehir eskisinden daha da güzelleşti. Hayatın rengi artık siyah değildi. 2016-2024 yılları arasında kentimizde büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandı. Artık korku ve adaletsizlik yoktu. Yazmak ve edebiyat alanına girmek dahil sevdiğim tüm hobilerimi Minbic'teki kültür sanat derneklerinin düzenlediği birçok etkinliğe katılarak gerçekleştirdim. Hiçbir zaman belirli kanunlarla kısıtlandığımı hissetmedim” şeklinde konuştu.

‘Bugün katılabileceğim hiçbir etkinlik yok’

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair de değerlendirmelerde bulunan J.E. "Geçen sekiz yıl boyunca kadınlarla ilgili seminerlere, konferanslara ve birçok etkinliğe katıldım. Kentte ifade ve tartışma özgürlüğünün yanı sıra toplumun çeşitli kesimleriyle fikir alışverişinde bulundum. Oysa bugün, bölgedeki siyasi dengeleri alt üst eden ve gerçeklerimize yansıyan Baas rejiminin yıkılmasından aylar sonra kendimi yeniden aşılması zor bir geçmişin içinde buldum. Şehir yeniden acıya ve adaletsizliğe döndü. Bugün benim katılabileceğim hiçbir etkinlik, seminer, tartışma yok, hatta 8 Mart bile yok! Kendimi yine haklarımı kullanmamı kısıtlayan bir hapishanede buldum. Minbic’in ve genel olarak Suriye'nin bilinmeyen geleceğine dair büyük bir korku var" sözlerine dikkat çekti.

‘Kadınlara saygı duyan yeni bir Suriye inşa edilmelidir’

Yeni Suriye'ye dair düşüncelerini paylaşan J.E. "Demokrasinin ve özgürlüğün olduğu bir vatan inşa etmeyi arzulayan kadınlardan biriyim. Bizler 8 yıl şehrimizde özgürce yaşadık ve yeni Suriye’de de bunun esas alınmasını istiyorum. Kadınlara saygı duyan ve onlara her düzeyde haklarını veren yeni bir Suriye inşa edilmelidir. Yeni Suriye’de kadınlar her alanda yer almalıdır. Kısıtlamalar ve korku olmamalıdır. Bizler her görüşe saygı duyulmasını, adaletsizliğin, terörün olmadığı büyük demokratik bir cumhuriyeti inşa etmek istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.