Kayıp yakınları 830’uncu eylemini gerçekleştirdi
İHD ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eyleme 830’uncu haftasında devam etti. Kayıp yakınları faillerden hesap sorulana kadar mücadeleye devam edecekleri mesajını verdi.
Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylem 830’uncu haftada devam etti. Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankartı açıldı.
Açıklamaya İHD üyeleri, Amed Ekoloji Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi ( DEM Parti) ilçe yöneticileri, Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve kayıp yakınları katıldı. Bu haftaki eylemde 1993 yılında Riha’nın Wêranşar ilçesi Demokrasi Partisi (DEP) yöneticisi iken gözaltına alındıktan sonra kaybettirilen Fethi Yıldırım’ın hikayesi okundu.
‘Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz’
İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Kürt meselesine dair gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyleyerek, “Ülkede siyaseten düşmanlaştırılmış aktörlerin bu ülkenin kanayan yarası için bir araya gelmesini anlamlı ve olumlu buluyoruz. Biz İnsan Hakları Derneği, sivil toplum örgütleri olarak yıllardır bu ülkede onurlu bir barışın tesis edilmesi için mücadele ettik ve mücadele yürütmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede olmazsa olmazlar onarıcı bir adalet ve hakiki bir barıştır. Biz de siyasetin elini güçlendirmek adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten asla geri durmayacağız. “
Fethi Yıldırım’ın hikayesini İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Berfin Elçi okudu.
Yıldırım’ın hikayesi şu şekilde: “Riha ilinin Wêranşar ilçesinde yaşayan Fethi Yıldırım, dört kardeşten üçüncüsüdür. Viranşehir Lisesi'nden mezun olduktan sonra (78- 79' lu yıllarda) ilçe merkezinde meydana gelen bir cinayetten dolayı tutuklanarak, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne girer. Yargılamada, Devrimci Doğu Kültür Dernekleri (DDKD) üyesi olmak ve söz konusu cinayetin faili olmakla suçlanır ve hapis cezası alır. 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldığı gün zorunlu askerlik yapmak üzere Agirî ile Panos ilçesine gönderilir. Burada, acemi birliğini bitirdikten sonra Bolu Askeri Jandarma Tugayı’nda askerliğini tamamlar ve Wêranşar’a geri döner. Bir süre sadece çiftçilikle uğraştıktan sonra kurulan DEP yönetim kuruluna girerek aktif olarak çalışmaya başlar.
1993 yılı Ekim ayı başlarında DEP yönetimindeki Mehmet Çakı gözaltına alınır. Çakı, gözaltı sonrası Yıldırım'ların evine giderek, gözaltında tutulduğu süre boyunca kendisine Fethi Yıldırım ile ilgili sorular sorulduğunu haber verir. Bu sırada Fethi Yıldırım İstanbul’da bulunmaktadır. Bu söylemler üzerine ağabey Süleyman Yıldırım, kardeşi Fethi Yıldırım’ı arayarak; kendisine olanları anlatır. Yıldırım, ertesi gün ilçeye döner. Yıldırım, 4 Ocak 1994 akşamı arkadaşı olan ancak Almanya'da ikamet eden Abdo Mutlu'nun geldiğini, DEP Yönetim Kurulu üyeleri olan Ali Kuran ile Naci Kapancılar adlı iki arkadaşı ile birlikte Mutlu'nun evine gideceklerini belirtir. Saat 17.30 sularında evden ayrılarak, Abdo Mutlu'nun evine gider. Burada, bir süre oturduktan sonra Viranşehir ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından eve baskın düzenlenir. Baskın sırasında ev sahibi Abdo Mutlu, Ali Kuran, Naci Kapancılar ve Fethi Yıldırım gözaltına alınır. Aynı akşam saat 23.00 sıralarında serbest bırakılan Ali Kuran, Süleyman Yıldırım'ı telefonla arayarak, gözaltına alındıklarını ve Fethi Yıldırım dışında kendilerinin serbest bırakıldığını belirtir.
Gözlerini bağlayıp götürdüler
Abi Süleyman Yıldırım, olayın detayını öğrenmek üzere ertesi gün Ali Kuran ve Naci Kapancılar’ın yanına gider. Kuran ve Kapancılar gözaltı olayına ilişkin olanları şöyle aktarmaktadır: ‘Evde otururken İlçe Emniyetinden olan; aralarında Selçuk Uygur, Osman Harman, Alptekin Kartal ve Uğur Avşar adlı polislerin de bulunduğu kalabalık bir grup geldi. Bizleri bir araya toplayıp, hangimizin Fethi Yıldırım olduğunu sordular. Fethi'nin hangimiz olduğunu öğrenince, dördümüzün gözlerini bağlayarak, götürdüler. Aradan iki saat kadar bir süre geçtikten sonra gözlerimizi açıp, önümüze koydukları bir tutanağa imza atmamızı istediler. Bu arada Fethi'nin yanımızda olmadığını fark ettik. İmza attıktan sonra bizleri serbest bıraktılar.’
Fethi Yıldırım’ın ailesi, yetkili tüm mercilere başvuruda bulunur ancak hiçbir yanıt alamaz. Bu nedenle 26 Ocak 1994 tarihinde adı geçen polisler hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunulur. Yapılan suç duyurusuna 14 Eylül 1994 tarihinde verilen cevapta; 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 15/ 3 maddesi gereği görevsizlik kararı verildiği ve dilekçenin ilçe İdare Kuruluna gönderildiği belirtilir. İlçe İdare Kurulu'nun olaya ilişkin verdiği kararı öğrenmek üzere Yıldırım tarafından 15 Eylül 1994 tarihinde başvuru yapılır ancak başvuru Kurul tarafından kabul edilmediği gibi hiçbir yanıt verilmez. Fethi Yıldırım’dan bir daha haber alınamaz.”
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.