RONÎDA HACÎ

Hesekê- Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere sayılı günler kala AKP-MHP iktidarı gazeteciler, hukukçu, sanatçı ve siyasetçiler olmak üzere toplumun muhalif kesimlerine yönelik siyasi soykırım operasyonları başlattı. Aralarında gazetecilerinde olduğu çok sayıda kişinin tutuklanmasına tepkiler yükseliyor. Kuzey ve Doğu Suriye'den gazeteciler AKP-MHP iktidarının siyasi soykırım operasyonlarını kınadı.

Gazetecilere yönelik sistematik bir politika yürütüldüğünü kaydeden Gazeteci Sozda Ehmed, "Türkiye'de kaos ve savaş üzerinden işleyen ve varlığını sürdüren bir iktidar var. İktidar kendini hep ırkçılık ve kadın düşmanlığıyla besliyor. Bunu da kendi iktidarını topluma empoze etmenin en önemli aracı olarak görüyor. Dolayısıyla bu politikaların önündeki en büyük tehdit bunları ifşa eden ve gerçekleri ortaya çıkaran gazetecilerdir. Bu nedenle muhalefet medyası ve Kürt medyası, iktidarın ana hedefidir" şeklinde konuştu.

‘İktidar baskılarını arttırıyor’

Gazetecilere yönelik tutuklama dalgasının durmadığını kaydeden Sozda Ehmed, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye tarihi bir seçime gidiyor ve iktidar baskılarını artırmaya başladı. Bu kirli siyaset bugünden başlamadı. 90'lı yıllarda gazeteciler ve özgür medya çalışanları hedef alındı, tutuklandı, faili meçhul cinayetlerle katledildi, gazeteler kapatılıp bombalandı. Gelinen aşamada bugün de bu politikaların başka bir durumunu yaşıyoruz. Kürt medyası üzerinde yürütülen politikalar dünden bugüne devam ediyor. Eskiden Kürt medyası üzerinden yürütülen bu politikalar bugün Türkiye'nin tüm muhalif medyası ve muhalefeti üzerinden yürütülüyor. Kadın gazeteciler olarak özgürlük isteyen herkesi mücadele çıtasını yükseltmeye çağırıyoruz.”

‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’

Sewt El Heyat Radyosu çalışanı Ciwana Khalef de Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de gazetecilere yönelik baskı politikalarına dikkat çekerek, "Gazetecileri ve medya çalışanlarını tutuklayarak toplumun sesini kısmak ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmek istiyorlar. Kadın gazeteciler olarak esarete karşı toplumun acısını, baskısını, feryadını yükseltmek ve bunu kamuoyuna iletmek gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde özgür basın gerçekleri ortaya çıkaracaklarını duyurmuştu. Halkın kanı üzerinde kendini inşa etmeye çalışan tüm egemen devletlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” diye belirtti.