RAMA ŞAHİN

Bağdat- Irak'ta kadın hakları aktivistleri, kadınların karar verici konumlara gelmeleri ve toplumun hakları konusunda eğitilmeleri için çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini vurguluyor.

Bağdat Kadın Derneği'nin Proje Yöneticisi Sally Muhammad Najeeb, kadınlara yönelik toplumsal baskılara dikkati çekerek, “Irak'ta kadınlar, ataerkil sistemden ötürü toplumda yerleşmiş gelenek ve göreneklerden de muzdarip. Kadınların hakları yasalarda güvence altında değil ve bu yüzden de toplumda en zayıf halka olarak görülüyor. Toplumun kadına bakış açısını değiştirmek için çalışıyoruz. Kadınların toplumdaki yerini güçlendirmek için kadın kurum ve kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Çünkü toplumun bakış açısını değiştiriyorlar. Özellikle aşiret karakterinin egemen olduğu bir ülkede kadınların yüzde 100'ü uzun yıllar çalışması gerekiyor, bu nedenle kadın örgütleri ve kurumları toplumu eğitmeli, kadınları desteklemeli ve kendi aralarında birleşmeli" şeklinde konuştu.

‘Cinsiyet eşitliği sağlanmalı’

Kadınların ataerkil bir toplumda karar verme pozisyonlarını üstlenmeleri ile ilgili olarak değerlendirmede bulunan Sally Muhammad Najeeb, “Üst düzey pozisyonlarda bile cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor. Örneğin aday listelerine ‘bakan’ diye bir şey yok fakat adaya kadın olunca ‘bakan’ yazılıyor. Kadınlar başkanlık gibi daha yüksek karar alma pozisyonlarını üstlenirlerse, toplumumuz için bir rönesans olacaktır. Çünkü kadınlar toplumun temelidir ve ihtiyaçlarının ne olduğunu bilirler” dedi.

Toplumda cinsiyet eşitliği sağlanması için kadın hakları konusunda eğitmek gerektiğini vurgulayan Sally Muhammad Najeeb,"Bir kadının karar verme pozisyonunda bulunmayı hak edip etmediğini yalnızca yeterlilik belirler. Cinsiyet üzerinden değerlendirme yapılamaz.  ‘Yani o bir kadın, o yönetemez ve karar veremez’ diye cinsiyet ayrımcılığı yapılamaz” diye belirtti. 

‘Toplumda kadın özgürlüğü kısıtlanıyor’

"Aisin" Örgütü Yöneticisi Ansam Salman da kadınların toplumda karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: "Kadınların işgücü piyasasına girip feminist bir aktivist ve kadın hakları savunucusu olarak çalışmalarını yürütmesi kolay değil. Kadınların hak elde etme çabalarını engellemek amacıyla onlarla alay ediliyor ve toplumun yüz karası olarak görülüyorlar. Bu nedenle bu kalıp yargıları acilen değiştirmemiz gerekiyor. Birçok kadın, aşiretin kendilerine yönelik tehdidi nedeniyle ikamet yerlerini değiştirmek zorunda kaldı. Feminist aktivistler ve kadın hakları savunucuları olarak çalıştıklarını öğrendiklerinde, onları tehdit ediliyorlar, toplumu parçalamaya çalışmakla suçlanıyorlar. Görevimiz topluma liderlik edebilen ve ilerleyebilen kadınları güçlendirmek.”

‘Erkekler kadınların siyasete girmesinden korkuyor’

Erkeklerin kadınların siyasete girmesinden ve karar verici pozisyonlara gelmesinden korktuğunu sözlerine ekleyen Ansam Salman,"Toplum kadınların yeteneklerine inanmıyor ve onların karar alma pozisyonlarını üstlenmelerini ve siyasi arenaya katılımlarını kabul etmiyor. Kadınların temsilinde genellikle kota uygulanıyor. Parlamento'ya katılımları kota tarafından belirleniyor ve %25'i aşmıyor. Kadınların parlamentoda gerçek temsiliyeti için onları meclis komisyonlarına katmak gerekiyor ve yasalarda hakları güvence altına alınması gerekiyor. Çünkü yasa yokluğunda kadın mağdur ediliyor” şeklinde konuştu.