Hasta tutuklu Halise Aksoy yürümekte ve nefes almakta zorluk çekiyor!

Hakkında somut bir delil olmadan açık tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanan Halise Aksoy’un sağlık durumu günden güne kötüleşiyor. Avukat Zeynep Karayılan, “Bütün tahliye taleplerimiz reddedildi. Bunların hukuki dayanağı yok” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU 

Amed- HPG’li oğlu Agit İpek’in kemiklerinin bir kutu içerisinde kargoyla kendisine teslim edilen Halise Aksoy geçtiğimiz Nisan ayında gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla hakkında iddianame hazırlanan Halise Aksoy’un ilk duruşması 6 Ekim günü görülecek. Açık tanık Ümit Akbıyık’ın ifadeleri sonucu tutuklanan Halise Aksoy’un cezaevinde sağlık durumu günden güne kötüleşiyor.  

 Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan duruşma öncesi Halise Aksoy’un durumuna dair dosyanın avukatlarından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Üyesi (ÖHD) Avukat Zeynep Karayılan ile konuştuk. Halise Aksoy’un mide ağrılarının günden güne arttığını ve verilen ilaçların da ağrılarını dindirmediğini belirten Zeynep Karayılan, Halise Aksoy’un önümüzdeki günlerde sağlık durumu için heyet önüne çıkarılacağı bilgisini paylaştı. 

‘Kararların hukuki bir dayanağı yok’ 

Hiçbir somut delil bulunmayan dosyada Halise Aksoy ve kızı Mizgin Karataş’ın tamamen siyasi saiklerle tutuklandığını aktaran Zeynep Karayılan, tutuklama ve sonrasındaki tahliye dilekçelerine verilen yanıtların hukuki dayanağının bulunmadığını söyledi. Halise Aksoy’un düşman hukuku politikalarına maruz bırakıldığını belirten Zeynep Karayılan, “Ceza hukukunda asıl olan tutuksuz yargılanmadır, tutuklanma son çaredir. Ancak Halise Aksoy 25 Nisan’da gözaltına alındıktan sonra yalnızca açık tanık beyanları gerekçe gösterilerek 28 Nisan’da da tutuklandı. Her ay olan tutukluluk değerlendirmelerinde tutukluluğun devamı kararı alınıyor. 7 Temmuz’da iddianame hazırlandıktan sonra duruşma tarihi belirlendi. Gerek soruşturma gerek ise kovuşturma aşamasında mahkeme başkanı ile birebir konuşmamıza ve tahliye talepli dilekçelerimize rağmen Halise Aksoy tahliye edilmedi. Hem Halise Aksoy hem de 3 yaşındaki çocuğu ile tutuklanan Halise Aksoy’un kızı Mizgin Karataş’a uygulanan düşman hukuku politikasıdır” şeklinde konuştu.  

 ‘Ağrıları nedeniyle yürümekte ve nefes almakta güçlük çekiyor’ 

Hasta tutuklu Halise Aksoy’un kronik şeker ve kolesterol hastası olduğunu belirten Zeynep Karayılan, moralli olan Halise Aksoy’un son dönemde ciddi ağrılar çektiğini bu ağrılar nedeniyle nefes almakta da zorlandığını dile getirdi. Zeynep Karayılan, Halise Aksoy’un sağlık durumuna dair şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz günlerde de kamuoyu baskısının oluşmasıyla cezaevi yönetimi detaylı rapor için doktor kontrolü yaptırdı. Yönetim heyet karşısına da çıkacağını söylemiş ama bunun için bir gün verilmemiş. Kendisiyle iki gün önce görüştüm. İki haftaya yakın bir süredir mide rahatsızlığı yaşadığını bunun üzerine revire gittiğini söyledi. Revirde aldığı ilaçların ağrılarına bir etki etmediğini ve bu ağrılarının da sırtına vurduğunu dile getirdi. Yine ağrıları nedeniyle sık sık nefesi kesiliyor. Görüşe yürürken geldiğini sırtını tutuyordu ve konuşurken de sık sık nefesi kesiliyordu. Midesi onu çok rahatsız ediyor. Hastalıklarından dolayı ona diyet yemeği veriliyor ama yemek ona hiçbir şekilde yeterli gelmemekte. Tüm bunlara rağmen moralli olduğunu ve vaktini kitap okuyup, Kürtçe çalışarak geçirdiğini söyledi.”  

 ‘Hasta tutuklular için etkili adımlar atılmalı’ 

 “Evrensel hukuk ilkelerinin hiçe sayıldığı uygulamalar sonucu her gün cezaevlerinde ölümler yaşanıyor” ifadeleriyle hasta tutuklulara uygulanan hak ihlallerine dikkat çeken Zeynep Karayılan, etkili bir adım atılmadığı sürece cezaevlerinden ölümlerin yaşanmaya devam edeceğinin altını çizdi.  Ölümlerin sorumlusunun siyasi saiklerle kararlar veren yargı, tutukluların sağlığa erişimini engelleyen cezaevi yönetimi ve hukuk dışı karar alan ATK olduğuna değinen Zeynep Karayılan, “Son örneği Erzincan’da kanser hastası olmasına rağmen cezaevinde tutulan Şakir Turan’da gördük. Hastalığının son evresinde olmasına rağmen ATK kararıyla tahliyesi engellenmiş ve yaşam hakkı elinden alınmıştı. Hasta olarak tutuklu olması başlı başına işkence iken hastaneye giderken ağız içi arama ya da çıplak aramaya maruz bırakılmaları kötü muamelenin yanında hasta tutsakların sağlığa erişim hakkını da engellemekte. Hasta tutsaklar ya cezaevinde ya da dışarı çıktıktan kısa süre sonra yaşamını yitirmekte. Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerindeki bütün hasta tutuklular hakkında tahliye kararı vermesi gerekiyor.  Hasta tutsakların hem sağlık hem de yaşam haklarına erişebilmesi gerekiyor” sözleriyle konuşmasına son verdi.