Halide Türkoğlu: Saldırılara karşı herkes sesini yükseltmeli
Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılara ilişkin açıklamada konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu “Herkesin bulunduğu yerde sesini yükseltmesi gerekiyor. Dünyanın dört bir yanında herkes demokratik ulus fikriyatını savunmalıdır” dedi.
Amed- Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılara dair Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Rojava Parkı'nda açıklama yaptı. “Savaşlara, işgallere hayır, barış hemen şimdi" pankartının açıldığı açıklamaya DEM Parti İl Örgütü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Barış Anneleri, Tevgera Jinen Azad (TJA), Birçok sivil toplum örgütü ve birçok yurttaş katıldı.
‘Halkların birlikte barış içinde yaşama iradesini yok etmeyi amaçlamaktadır’
Açıklama başında konuşan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, Ortadoğu’daki çatışmaların Suriye’ye sıçramasıyla birlikte Şehba, Til Rıfat ve Halep’te halkların ciddi bir tehdit altında olduğunu belirterek, “IŞİD’in yöntemlerini sürdüren silahlı gruplar, Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Suriye’deki bütün halklara karşı katliam ve insanlığa karşı suçlar işlemektedir. Bu saldırılar, özellikle Til Rıfat gibi Türkiye destekli grupların işgalinden kaçan on binlerce insanın sığındığı bölgeleri hedef alarak yeni felaketlere yol açmaktadır. İktidarın desteklediği bu saldırılar, Kürt halkının kazanımlarını ve halkların birlikte barış içinde yaşama iradesini yok etmeyi amaçlamaktadır. AKP-MHP iktidarının Ortadoğu politikası, bölgede kaosu ve istikrarsızlığı derinleştirirken, sınır ötesindeki Kürt halkına yönelik saldırılarla Türkiye içinde barışın sağlanamayacağı açıktır” dedi.
Bu saldırıların tüm halkları ve inanç gruplarını soykırım riskiyle karşı karşıya bıraktığını ifade eden Abbas Şahin, “Bu tehlikeli oyun, başta Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Nusayriler olmak üzere tüm halkları ve inanç gruplarını soykırım riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Küresel ve bölgesel güçler, çıkar hesapları uğruna halkların demokratik geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bu saldırılar, sadece Ortadoğu’da değil, dünya genelinde insanlık değerlerini tehdit etmektedir. IŞİD’e karşı mücadeleyle Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın özgürlükçü bir yaşam inşa ederek dünya kadın mücadelesine ilham olan kadınların kazanımları, bugün Türkiye destekli SMO ve HTŞ çetelerinin saldırılarıyla bertaraf edilmek istenmektedir. Kadınların öncülük ettiği demokratik devrimin kazanımları hedef alınmakta, cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığına dayanan erkek egemen bir yaşam dayatılmaktadır” şeklinde konuştu.
Abbas Şahin, IŞİD’in uzantısı olan HTŞ ve SMO iş birliğiyle demokratik bir yapıya sahip olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin tasfiye edilmeye çalışıldığını söyleyerek şöyle devam etti: “Ancak Kürt halkı ve halkların ortak yaşamını savunan direniş dinamikleri bu saldırılara sessiz kalmayacaktır. Bu saldırılar, sadece Kuzey ve Doğu Suriye’yi değil, tüm bölgenin geleceğini tehdit etmektedir. Siyasi çevreler, sivil toplum kuruluşları, emek ve demokrasi güçleri, kadın ve gençlik hareketleri, uluslararası toplum ve kurumlar bu saldırılara karşı tarihi bir sorumluluk taşımaktadır. Herkesi, Ortadoğu’da barış ve halkların ortak yaşam umudunu savunmak için demokratik tepkisini göstermeye davet ediyoruz. Çetelere sırtını dayayanlar, halkların demokratik direnişi karşısında mutlaka yenilgiye uğrayacaktır. Barış içinde bir Ortadoğu ve insanlık değerlerini koruma mücadelesinde tüm kesimleri Rojava’yla dayanışmaya çağırıyoruz.”
‘Rojava’da yeni bir yaşam inşa ediliyor’
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu’da, ulus devletler ve emperyal güçlerin Rojava’da inşa edilen yeni yaşama karşı bir saldırı gerçekleştirdiğini ve bu halkların bir arada yaşamasını istemediğini belirterek,“27 Kasım’dan sonra bu savaş derinleşti. Bu tarihten sonra çetelerin nasıl halklara saldırdığını gördük. Bu nedenle savaşa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bu çağrımız bütün dünya halklarınadır; Ulus devletlerin oluşturduğu kapitalist modernite bütün halklara saldırı olarak geri dönüyor. Bir yandan diktatörler kendi ülkelerinde halklara yönelik savaşı büyütürken aynı zamanda bir ulus devlet, başka ulus devlete karşı mücadele ediyor. Rojava’da yeni bir yaşam inşa ediliyor. İŞİD ile mücadele ile başlayan bu yeni yaşam modeli saldırıların da hedefi olmuş durumda. Ulus devletler ve emperyal güçler halkların bir arada yaşamasını istemiyor. Bu iktidarlar savaşı derinleştirerek bu toprakları sömürge yapıyorlar. Bu savaşların öyle sonuçları var ki insanlık boyutunu aşıyor. Özgürlük eşitlik ve barış mücadelesi bu savaşların hedefi halindedir. Mülteci ve göçmen olma hali var” sözlerine yer verdi.
Bugün yapılan açıklamaya göre yaklaşık 5 bin Êzidî Kürdün yaşamının tehdit altında olduğunu aktaran Halide Türkoğlu, şunları söyledi: “İŞİD saldırısından biliyoruz; Êzidî toplumu pazarlarda satıldı, katledildi, başka ülkelere gitmek zorunda kaldı. Bizler İŞİD’in nasıl bir örgüt olduğunu biliyoruz. Suriye’de bugün cihatçı çetelerin halkları ve kadınları hedef haline getirmesini biliyoruz. Orada muhalif gibi olarak anılsalar da halkların ortak yaşamını saldırı var. Bizler Kobanê’de Rojava’da nasıl mücadele ederek kazanımlarımızı büyüttüysek bugün de bu dayanışmayı büyütmeliyiz. Bu savaşta kaybeden halklar oluyor. Derinleşen bu savaş politikalarıyla, 3’üncü Dünya Savaşıyla iktidarlar kendilerine cephe açmak istiyorlar. Bizler bir yandan yeni yaşam modeli olan kadın özgürlükçü paradigmayı savunduğumuz gibi halklara da çağrımızdır; herkesin bulunduğu yerde sesini yükseltmesi gerekiyor. Dünyanın dört bir yanında herkesin demokratik ulus fikriyatını savunmalıdır. Savaş politikalarına karşı tek çaremiz demokratik ulusu savunmak ve büyütmektir. Bu durum daha çok aciliyetini gösteriyor. Her an gelişecek soykırım politikalarına karşı, savaş karşıtlığında buluşmamız lazım. Başta kadınlar, sosyalistler, özgürlük, eşitlik savunucuları olmak üzere bu modelin savunması için herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor.”