Göçmen kadınlar: Türk devleti ve çetelerine karşı tutum alınmalı
Türk devletinin işgal saldırıları nedeniyle Şehba, Til Rifat ve Minbic'den göç eden kadınlar, Türk devleti ve çetelerinin işgal altındaki bölgelerde insanlık suçu işlediğini belirterek, kamuoyunun tavır almasını istedi.
NURŞAN EBDÎ
Kobanê - Türk devleti ve ona bağlı çeteler, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarını sürdürürken, Şehba, Til Rifet ve Minbic'ten göç eden kadınlar, Türk devleti ve çetelerinin işgal altındaki bölgelerde insanlık suçu işlediğine dikkat çekerek, kamuoyunun tavır almasını istedi.
Kadınlardan Wahîde Bîlal, Türk devletinin 2018'de Efrîn'e yönelik saldırıları sonrasında Şehba'ya göç ettiğini söyleyerek, “Şehba’da 7 yıl boyunca Türk devletinin saldırılarına ve rejimin kuşatmasına karşı direniyorduk. Esad rejiminin çökmesiyle Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle ikinci kez göçe maruz kaldık. Suriye'deki çatışmalardan önce Haleb'te yaşıyorduk. Kadın Devrimi'nin başlaması ve şehrin bombalanmasıyla birlikte güvende olmak için Efrîn'e taşındık. Türk devletinin saldırılarından önce Efrîn’de çok güzel ve mutlu bir yaşamımız vardı. Ancak işgalci Türk devleti 2018 yılında Efrîn'e büyük bir saldırı başlattı. Sonrasında Şehba'ya taşınmak zorunda kaldık. Türk devleti insanları zorunlu göçe maruz bırakarak insanlık suçu işliyor” ifadelerinde bulundu.
‘Hırsızlık, katliam, tutuklama ve işkence’
Türk devletinin Efrîn'de işlediği suçları anlatan Wahîde Bîlal, "Türk devletinin saldırıları nedeniyle insanlar göç etmek zorunda kaldı ve Efrîn’de topraklarında kalmak isteyen halk ise hırsızlık, katliam, tutuklama ve işkencelere maruz kaldılar. Türk devleti ve çeteleri, halkı özellikle de kadınları hedef aldı. Kadınlar kaçırıldı, katledildi ve işkence gördü. Pek çok kişinin akıbeti hala bilinmiyor. Efrîn bir barış şehriydi ve Türk devletinin işgali nedeniyle suç ve soykırım mekânına dönüştürdü. Göç ettiğimiz Şehba’da da Türk devletinin saldırılarına maruz kaldık. Her gün bombalandık, insanlarımız katledildi. Şehba’ya göç eden Efrîn halkı, 7 yılın ardından Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle ikinci kez göçe maruz bırakıldık” sözlerine yer verdi.
‘Uluslararası toplum yaşananlara ses yükseltmeli’
Îklîm Haco da, Türk devleti ve çetelerinin Minbic’e yönelik saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. Türk devleti ve çetelerinin kentte hayatı cehenneme çevirdiğini söyleyen Îklim Haco, "Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Minbic’i IŞİD'den kurtardıktan sonra kentimiz huzurlu ve güvenli bir yaşamın mekanı haline geldi. Şehirdeki insanlar demokratik ulus temelinde barış ve birlik içinde yaşadılar. Ancak işgalci Türk devleti bu birliği bozmak için yoğun bir saldırı gerçekleştirerek Minbic’i terör yuvasına çevirdi. İşgalci Türk devleti ve çeteleri, Efrîn, Girê Spî ve Serêkanîyê’de özellikle kadınlara yönelik işlediği suçları bugün de Minbic ve Şehba’da devam ettiriyor. Kamuoyunun ve uluslararası toplumun yaşananlara karşı seslerini yükseltmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.
Harekete geçme çağrısı
Türk devletinin saldırıları nedeniyle Minbic’ten Kobanê'ye göç eden Gardinya Muhammed ise, işgal saldırıları nedeniyle çok sayıda çocuğun eğitiminden ve hayallerinden mahrum kaldığını belirtti. Gardinya Muhammed, "Türk devleti, kadın-çocuk demeden insanlık suçu işliyor. Çocuklara işkence yapıldığını duyuyoruz. İşgal saldırıları nedeniyle şehrimizden göç etmek zorunda kaldık. Tüm insan hakları ve çocuk hakları örgüt ve kuruluşları, işgalci Türk devletinin işgal ettiği topraklardan çıkarılması ve işlediği suçlardan dolayı yargılanması için harekete geçmeye çağırıyoruz” diye belirtti.