Gazetecilere yönelik hak ihlalleri depremde de devam etti

DFG’nin depremde gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporuna göre; depremde 25 gazeteci yaşamını yitirdi, gazetecilere yönelik 14 saldırı gerçekleşti, 4 gazeteci gözaltına alındı.

Amed- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), depremde gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporunu açıkladı. Derneğin internet sitesinde yayımlanan raporda, Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde resmi rakamlara göre 44 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği hatırlatıldı. Raporda, depremden etkilenen gazetecilerin ilk şokun ardından sahada yer alarak, gelişmeleri dünyaya duyurduğu belirtildi.

Raporda, Semsûr’da gazeteciler Burak Alkuş, Hidayet Özdemir, İskender Korkut, Kemal Öner, Muhammed Akan, Ruhi Akan, Yunus Emre Doğan, Zübeyir Pektaş, İsmail Hakkı Koçak, Fatih Bayın, Barış Can Tabakçı, Hatay’da gazeteciler Ayşe Figen Arl, Burak Milli, Gökhan Aklan, İzzet Nazlı, Neşet Alkan, Erhan Yılmaz, Mehmet Tekin, Hasan Seid Okay ve Berkay Akay, Mereş’te gazeteciler Mustafa Yüzbaşıoğlu, Aziz Çevlik, Fatih Nalbantbaşı, Adana’da Meltem Özgen ile Dîlok’ta Fatma Erdoğan’ın yaşamını yitirdiği aktarıldı.

Gazeteciler sahada engellendi

Depremde 25 gazetecinin kurtarma çalışmalarının geç başlaması nedeniyle yaşamlarını yitirdiğine vurgu yapılan raporda, gazetecilerin arşiv ve büro malzemelerini de kaybettikleri ifade edildi. Böylesi bir yıkıma gecikmeli müdahale eden iktidarın Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmekte gecikmediğine işaret edilen raporda, şunları ifade edildi:

“OHAL ile birlikte de ilk iş olarak sahada, enkaz başlarında yaşananları görüntüleyen gazeteciler engellendi. Yapılan itirazlar üzerine ise gazetecilerin ya iktidar yandaşları dışında kimseye verilemeyen ‘turkuaz kart’ taşımaları istendi ya da valiliklerden izin almaları istendi. Gözaltına alınan gazeteciler ‘sahtecilikle’ ya da haber kaynaklarının kullandığı ve henüz yayınlanmayan ifadeleri nedeniyle ‘yanlış bilgi yaymak’ iddiasıyla suçlandı. DFG olarak diğer meslek örgütleriyle birlikte karşı çıktığımız ‘Sansür Yasası’ da bu süreçte devreye konuldu.”

Erişim engeli, sansür, saldırı

Sahadaki engellemelerin yanı sıra sansür ve erişim engellerinin getirildiğinin belirtilen raporda, “Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aralarında internet siteleri ve Youtube kanallarının da olduğu 340 URL’ye erişim engeli getirildi. Türkiye’de baskılı yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Xwebûn gazetesi ile Ortadoğu merkezli kadın yayıncılığı yapan NuJİNHA’nın Twitter adresleri kapatıldı. “ denildi.

‘Engellere rağmen sahadan ayrılmayacağız’

Tüm bu engelleme, baskı ve sansüre rağmen gazetecilerin sahada olmaya devam ettiğine vurgu yapılan raporda, “Deprem, yıkım, savaş ne olursa olsun hakikat arayışçısı olarak sahadan ayrılmayacağız, kalemimizi, fotoğraf makinemizi bırakmayacağız. DFG olarak da zor şartlarda çalışan meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” diye belirtildi.

Gazeteciliğin suç olmadığının altı çizilen raporda, Şubat ayında 14 gazetecinin saldırıya uğradığı, 4’ünün gözaltına alındığı, 5’nin kötü muameleye maruz kaldığı, 19’nun haber takibi sırasında fiili olarak engellendiği ve 6’sına soruşturma açıldığı aktarıldı.

Ceza ve ekran karartma

Yayın kuruluşlarına yönelik baskı ve sansürlere de yer verilen raporda, RTÜK’ün 2 farklı yayın kuruluşuna ceza verdiği, bunlardan 2’sinin yayın yasağı olduğu, 4’ünün ise para cezası olduğu, bir televizyona ise 3 gün ekran karartma cezası verdiği kaydedildi. Raporda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2 internet sitesini kapattığı, 2’sine erişim engeli getirdiği, 345 sosyal medya içeriğine erişim engeli getirdiği belirtildi.