‘Egemenlerin savaşı kadın ve çocuklara zarar veriyor’

Ortadoğu’da yaşanan savaşlardan en çok kadın ve çocukların etkilendiğini belirten sendikalı kadınlar, daha çok sivilin zarar görmemesi için barış ortamının sağlanması çağrısında bulundu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Türk devletinin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük 5 Ekim yoğunlaştırdığı saldırıların ardından İsrail- Hamas arasında başlayan çatışmalar nedeniyle Ortadoğu’da kriz ortamı daha da derinleşiyor.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu bileşeni KESK’li kadınlar yaşanan sürecin yarattığı tahribata dikkat çekti. Kadınların katledilip, insanlık dışı uygulamalara maruz bırakıldığını ve yerlerinden edildiğine dikkat çeken kadınlar, bölgede barış ortamının sağlanması çağrısında bulundu.

‘Yaşam ve barış için her daim mücadele edeceğiz’

Eğitim-Sen Amed 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, savaşların kapitalizme hizmet eden iktidarlar tarafından çıkarıldığını dile getirdi. Savaşların açlık, yoksulluk ve yıkımı beraberinde getirdiğine dikkat çeken Emine Akşahin, bugün Ortadoğu’nun birçok yerinde çıkan savaşların egemen devletlerin amaçları doğrultusunda yaşandığını söyledi. Emine Akşahin, Rojava, İsrail ve Filistin’de yaşanan çatışmaların yoğunluklu olarak sivil yurttaşlara etki ettiğini ve bu süreçte binlerce sivilin hayatını kaybettiğini vurguladı. Saldırıların devam etmesi nedeniyle sivil kesimin zarar görmeye devam ettiğine yer veren Emine Akşahin, “Bizler emek ve demokrasi platformu olarak, dünyanın neresinde olursa olsun savaşlara karşı olduğumuzu ve halkların yaşam alanlarının yok edildiğini her fırsatta dile getiriyor ve bunun karşısında bir duruş sergiliyoruz. Onlar her ne kadar rant ve sermaye uğruna savaş çıkarmak isteseler de bizler yaşama ve barışa her daim sahip çıkıp, mücadele edeceğiz. Bunu her alanda yüksek sesle dile getireceğiz” dedi.

‘Saldırılara karşı bir duruş sergilenebilir’

Rojava’ya dönük saldırılar karşısında yaşanan sessizliğe de tepki gösteren Emine Akşahin, konuya dair ilk yorumu Türkiye’nin ikiyüzlü politikasını hatırlatarak yaptı. Emine Akşahin konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Toplum üzerindeki bu baskı ve engelleme politikaları herkesin bu süreçte sessiz kalmasına neden oluyor. Demokratik kitleler bu sessizlikten oldukça rahatsız. Bu savaş nedeniyle insanlar geceleri uyuyamıyor. Herkes bir şekilde sindiriliyor. Her alanda ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda bir politika yürütüyor. Rojava’ya sessiz kalan devletlerin amacı da budur, hepsinin bir amacı olduğu için bu saldırılara karşı bir tepki geliştirmiyorlar. Buna saldırılara karşı cevap olacak kesim halklardır. Bu yönde bir karşı duruş sergilenebilir.”

‘Savaş halkların yararına değildir’

Eğitim-Sen Amed 2 Nolu Şube Sekreteri Kadriye Kaya ise sözlerine savaşların kadınlar üzerinde yarattığı tahribata dikkat çekerek başladı. Savaş ortamının bir an önce son bulması çağrısında bulunan Kadriye Kaya, “Bu savaşlar gerçekten hiçbir yerde barış amacına hizmet etmiyor. Bu savaşlar sadece birilerinin çıkarlarına hizmet eden savaşlardır. Bu savaşlarda da en çok kadın ve çocuklar mağdur oluyor. Savaş koşullarında kadınların yaşam alanları yok ediliyor yine başka ülkelerde mülteci konumuna düşüyorlar. Gittikleri yerlerde iyi olmayan muameleler ile karşılaşıyorlar. Halkların yararına bir savaş yoktur. Savaşın bedelini de maalesef masum halklar ödüyor” şeklinde konuştu.

‘Barış taleplerinde bile ayrım yapılıyor’

“Barış” diyerek alanlara çıkan kesimlerin söz konusu Rojava olunca sessizliğe büründüğüne yer veren Kadriye Kaya şunları söyledi: “Bu konuda bir ayrım gözetildiğini görüyoruz. Bizden uzak başka insanlar katledildiği zaman onlara herkes tepki gösteriyor ama Kürt halkı katledilince herkes sessizliğine bürünüyor. Bütün sorunların barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesinden yanayız. Savaş hiçbir şeyin çözümü değildir. Bu noktada bütün insanların dil, din ve ırk gözetmeden barış demesi gerekiyor.”

‘Ortadoğu’da kadınlar ölümle burun buruna’

Eğitim-Sen Amed 2 Nolu Şubesi Kadın Sekreteri Songül Can Şimşek ise giderek artan savaş ve çatışma ortamına dair değerlendirmelerde bulundu: “Biz biliyoruz ki kadınlar olarak dünyanın neresinde bir savaş varsa ilk başta ölenler bizleriz. Buna da ‘dur’ demek için her daim alanlarda olacağız. Ama maalesef bu sistem kadınları ve çocukları bizden teker teker almaya devam ediyor. Tüm coğrafyada özellikle Ortadoğu’da her alanda kadınlar şiddet görüyor ve ölümle burun buruna.”

‘Kimse Rojava’yı görmüyor’

Sistemlerin kendisi gibi olmayan ve kendisi gibi yaşam sürmeyen bölgeleri yok saydığını belirten Songül Can Şimşek, Rojava’ya yönelik sessizliğin de bundan kaynaklı olduğunu dile getirdi. Filistin’de olduğu gibi bugün Rojava’da da sivil yurttaşların yaşamını yitirdiğini ve hastanelerin bombalandığına değinen Songül Can Şimşek, “Bugün bütün dünya için sesini çıkaran insanlar söz konusu Rojava olunca susuyor. Bizler kendimizi tam anlamıyla ifade edebileceğimiz koşullarımızı tam olarak yaratamadık. Yaratamadığımız için bütün ülkeler bizleri görmezden geliyor. Biz onların istediği kadınlar değiliz. Dünyaya baktığımızda hem ekolojik hem kadın perspektifi olarak ve bunu sorgulayan bir yerden dünyaya bakıyoruz. Tabi ki Rojava’daki kadınları ya da oradaki saldırıları görmeyecekler. Sistem her şeyde olduğu gibi bizi de bu sistemin dışında tutup görmüyor” açıklamasında bulundu.