HESNA MIHEMED

Şehba – Türk devleti ve ona bağlı çeteler 20 Ocak 2018 tarihinde Efrîn'e yönelik soykırım saldırıları başlattı. Öğleden sonra saat 16.00’da 72 savaş uçağıyla Efrîn'in ilçe ve köyleri bombalandı. Türk devletinin soykırım saldırılarına karşı 58 gün süren direniş, “Çağın Direnişi” olarak tanımlandı. Çağın Direnişi’nde soykırıma ve işgale karşı halk hep sokaklarda ve alanlardaydı.

Her yaştan Efrinli sorumluluk alarak Çağın Direnişi’ne katıldı, savaşçılarından güç alarak çocuklarının izinden gitti. Direnişe öncülük eden Efrînli kadınlar ise seferberlik ilan ederek ön cephelerde, sınırda savaşçılar ile an be an topraklarını savundu. Direnişte yaşananların hikayeleri ve destanları yazıldı.

Efrîn’deki direnişe katılan kadınlardan biri de Kürt Kızılayı üyesi Mecdûlîn Zêno. Bir hemşire olarak Çağın Direnişinde rol oynayan Mecdûlîn Zêno, özellikle Efrin Kantonu'nun Bilbilê ilçesindeki sivillerin hedef alınması ve saldırılarda sağlıkçı olarak insani görevlerini yerine getirdi. Yaralılar ile ilgilendi. Ayrıca cephede de savaşçılar ile görevini yerine getirerek işgalcilere karşı direndi. Mecdûlîn Zêno, Efrîn'deki 58 günlük direnişi anlattı.

‘Sağlıkçı olarak görevimizi yerine getirdik’

20 Ocak gününün halkı için tarihi bir gün olduğunu ifade eden Mecdûlîn Zêno, işgalci Türk devletinin uluslararası ittifaklarla Efrin’e başlattığı saldırılara karşı harekete geçerek teslimiyeti kabul etmediklerini anlattı. Sağlıkçılar olarak halka sahip çıkmak için hep görevlerinin başında olduklarını belirten Mecdûlîn Zêno, “Bilbilê ilçesinde yaralıları karşılıyordum ve Efrin’deki hastaneye yetiştirene kadar ilk yardımda bulunuyorduk. Türk devleti halkı hedef aldı, evlerine saldırdı ve bunun sonucunda çok sayıda insan yaralandı özellikle yaşlılar ve çocuklar sayı olarak fazlaydı. Türk hükümeti sivillere vahşice saldırdı ve katliam gerçekleştirdi. Efrin merkezde yaşadıklarımız daha da zordu.  Yaralılar getirildiğinde aralarında ailemizden birilerini ne zaman görürüz diye bekliyorduk” dedi.

'Gücümüzü savaşçılardan aldık'

Çağın Direnişinde birbirlerinden ve savaşçılardan güç aldıklarını anlatan Mecdûlîn Zêno, “Birlikte direndik, işgale karşı savaştık. 58 gün boyunca kesintisiz olarak en büyük teknolojiye karşı direnişimizi sürdürdük. Kadınlar ve anneler çocuklarının yanında oldular ve onlara her konuda destek oldular” diye konuştu. Annelerin cephedeki savaşçılara yemek hazırlayıp gönderdiklerini belirten Mecdûlîn Zêno, “Bize dönük saldırılar nedeniyle çoğu zaman çaresiz kaldık ve sağlık noktamızın yerini değiştirdik. Halkın tepkisi her zaman topraklarını terk etmeyecekleri yönünde oldu. Şahit olduğumuz olayları asla unutamayız" diye kaydetti.

‘Efrin’e mutlaka döneceğiz’

İşgalcilere karşı direnişlerini sonuna kadar sürdüreceklerini ve Efrîn'e döneceklerini dile getiren Mecdûlîn Zêno, "İşgali kabul etmedik ve saldırılar çok yoğundu bu nedenle Efrîn'den çıkmak zorunda kaldık. Biz direnişimizi irade ve kararlılıkla Şehba’da devam ettiriyoruz.  Efrîn'de başlattığımız direnişin tarihi bir direnişe dönüşmesini sağladık, Efrîn'i işgalden kurtaracağız ve mutlaka döneceğiz” diye konuştu.