Balyan’da bir nesil yok oldu
Depremde sadece on evin ayakta kaldığı Semsur’un Balyan beldesinde arama-kurtarma çalışmalarının olmaması nedeniyle onlarca kişi toprak altında nefessiz kalarak yaşamını yitirdi. Balyanlı kadınlar “Köye sadece gönüllüler geldi, devleti görmedik” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Semsûr-Depremin yoğun hasar verdiği yerlerden biri olan Semsûr’da köyler de büyük bir yıkıma uğradı. Depremin ardından dağlarında oyuklar oluşan ve taşların yollara döküldüğü Balyan(Yaylakonak) beldesi ise neredeyse yok oldu. 110 hanelik köyde depremden sonra sadece 10 ev ayakta kalırken mezraları da dâhil olmak üzere beldede 75 kişi yaşamını yitirdi. Merkezinde ise 52 kişinin yaşamını yitirdiği beldede kadınlar gündüz hasarlı evlerinde akşam ise çadırlarda kalıyor.
‘Kardeşlerimi çıkarmaya çalıştım ama çıkaramadım’
Deprem günü belde merkezinde onlarca evin yıkıldığını, köyde mezarlıkta yer kalmadığını anlatan Perihan Keklik kendi ailesinden de 7 kişiyi kaybettiğini söyledi. Yaşanan depremde insanların toprak evlerde nefessiz kalarak yaşamını yitirdiğini belirten Perihan Keklik, “Bir baktım yer sallanıyor, ikiz çocuklarımla birlikte dışarı çıktık. Sonra babamın evine gittim. Orada da yengem ve erkek kardeşim toprağın altında kalmıştı. Uğraştım çıkarmaya çalıştım ama maalesef çıkaramadım. Sonra diğer kardeşime gittiğimde, onların da toprak altında kaldığını öğrendim. Ben 7 kişi kaybettim. Benim kardeşim üç gün toprak altında kaldı. Diğer kardeşim de iki gün sonra enkaz altından çıkarıldı” dedi.
‘İnsanlar toprak altında nefessiz kalarak öldü’
Gönüllüler dışında kimsenin yardımlarına gelmediğine dikkat çeken Perihan Keklik, “Buraya yardıma dışarıdan gönüllüler geldi. Gelenler sadece bunlardı, devlet tarafından kimse buraya uğramadı. Soğuktu o günde ondan sonra yağmur da yağdı, karda yağdı. Biz cenazelerimizi günlerce çıkaramadık. Hiç kimse gelmedi. Çok zordu o anları hatırlamak bile istemiyoruz” sözleriyle yaşadıklarını özetledi.
‘Devleti köyümüzde görmedik’
O gece ve sonrasını ‘koca bir kâbus’ olarak tanımlayan Gültan Gültekin ise her akşam yaşadıklarının gerçek olmamasını hayal ederek uyuduklarını ifade etti. Kışın ortasında olduklarını ve kaldıkları çadırlarda üşüdüklerini söyleyen Gültan Gültekin, “Köyde oturulacak bir yer kalmadı. Geceler kâbus gibi. Çocuklarımız artık uyuyamıyor. Yakın derece bütün akrabalarımız öldü. Çok kötü durumdayız. Çadırda yatıyoruz bir yanımız soğuk diğer yanımız kar. Kışın ortasındayız. Devlet bize çok geç geldi hatta gelmedi. Biz kimseyi görmedik. Bir iki gündür bu çadırlar geldi köye, onun dışında hiçbir şey gelmedi. Herkesi kaybettik, herkesi… Hayvanlarımız da telef oldu” şeklinde konuştu.
‘Köyümüzde bir nesil yok oldu’
Köylerinde koca bir neslin yok olduğuna ve genç kalmadığını işaret eden Gültan Gültekin son olarak şunlara şunları söyledi: “Bizim köyüm nesli tükendi artık gencecik insanlar yaşamını yitirdi. Gözlerimizi kapatıp açtığımızda ‘bunlar gerçek değil, bir rüya olsun’ diyoruz. Ama ne acı ki her şey gerçek. Yerimizden, düzenimizden, her şeyimizden aldık. Nasıl edeceğiz nasıl yapacağız hiç bilmiyorum.”