Deprem bölgesinde kadın ve çocuklar sağlığa erişemiyor!

Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde hastanelerin yıkılması ile sağlığa erişimin zorlaştığı Antakya’da çocuklar zamanında aşılarını olamıyor. Hastalar neredeyse imkânsız koşullar nedeniyle tedavi için şehir dışına gitmek zorunda kalıyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Antakya- Mereş merkezli 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin ardından Antakya’da halk, yeterli sağlık hizmetine erişemiyor. Hastanelerin ve aile sağlık merkezlerinin yıkıldığı kentte, yurttaşlar ekipman yetersizliği nedeniyle muayene edilemezken, kan tahlilleri bile ilçe hastanesine götürülerek yapılıyor. Bu süreçten en çok gebe kadınlar ve çocuklar etkileniyor.

Depremin ardından kentte; İskenderun Devlet Hastanesi, Antakya eski Devlet Hastanesi tamamen çökerken, Özel Akademi Devlet Hastanesi, Özel Doğu Akdeniz Devlet Hastanesi de ağır hasar almıştı. Antakya Şehir Hastanesi’nin belirli bir bölümü de çökmüştü. 5 hastanenin yıkıldığı kentte, sağlık hizmeti ise sınırlı bir biçimde veriliyor. Hastaların yoğun olarak başvurduğu konteyner hastanelerde tomografi cihazı gibi teknik ekipmanlar bulunmuyor. Emar (MR) ve tomografi çekimi gibi hizmetler sağlam kalan 2 hastanede verilebiliyor. Hastalar, başka kentlerde bulunan hastanelere sevk ediliyor.

‘Tek düzelme kurulan konteynerler’

Konuya dair değerlendirmede bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Yöneticisi Filiz Gün, sağlık hastalıkların yayıldığını söyleyerek, sorunların bir yıldır çözüme kavuşmadığını belirti.

‘Çok zor süreçlerden geçiyoruz’

Filiz Gün, bu sorunlardan dolayı özellikle kadınların, çocukların ve yaşlıların sağlığa erişimde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Filiz Gün konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Hastanelerin mevcut durumu yine aile sağlık merkezlerinin çoğunun yıkılması bununla beraber hekimlerimizin konteynerlerde hizmet vermesi bu duruma örnek gösterilebilir. Bizler bu halka iyi gelecek bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama maalesef çok zor süreçlerden geçiyoruz. Bu süreçte çok fazla ileriye gidemedik. İleriye gidebildiğimiz tek şey önceden konteyner yoktu, insanların gidebileceği bir yer yoktu şimdi de konteyner oluştu. Bu konteynerde da bu işlerin sadece bir kısmını yapabiliyoruz. İnsanlar çok daha iyi bir hizmeti hak ediyor. Bu kadar çok şey yaşayan bu insanların bu süreçte daha iyi sağlık hizmeti alabilmesi gerekiyor.”

‘Gebe kadınların kontrolleri yeterli değil!’

Kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çeken Filiz Gün, özellikle gebe kadınların etkili bir kontrolden geçemediğini söyledi. Konteyner şartlarında muayenenin bir nebze yapılabildiğine dikkat çeken Filiz Gün, hastaların genellikle şehir dışına gittiği bilgisini verdi. Kentteki sağlık hizmetinin birinci adımın dışına çıkamadığına yer veren Filiz Gün, “Birçok merkezin yıkılması ile hekimler konteynerlerde hizmet vermeye başladı. Bu da verilen hizmetin daha da sınırlı olmasına sebep oldu. Burada alınan kanlar dahi kontrol için başka bir ilçeye İskenderun’a taşınıyor. O aşamanın bir güvenilirliği var mı, bizce yok ama bir şekilde bu süreci yürütebilmek adına bunları yapmaya çalışıyoruz. Gebe izlenimlerimizi şartlar nedeniyle iyi takip edemiyoruz. Normalde bir gebemiz gelir, tansiyonuna bakılır, bebeğin kalp atışlarına bakılır yine sıkıntılarla ilgili konuşma yaparız. Maalesef konteyner şartlarında bunları yapacak koşullarımız olmuyor. Şartlar maalesef o kadar yetersiz ki ne biz istediğimiz gibi hizmet verebiliyoruz ne de halkımız istediği gibi hizmet alabiliyor” dedi.

‘Çocuklar aşılarını olamadı’

Depremzede çocuklara da değinen Filiz Gün, depremden sonra çok sayıda çocuğun olması gereken aşıları olamadığını dile getirdi. Bu durumun salgın hastalıkları da beraberinde getirdiğine değinen Filiz Gün, “Normal şartlarda aşıların Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirli bir aralıkla yapılması gerekiyor. Ama bu yaşadığımız felaketin sonra maalesef bazı aşılar yapılmadı. Ya geç yapıldı ya da hiç yapılamadı. Buradaki çocuklar aşıya ve sağlık hizmetine ulaşamadı. Aşılar rutin yapıldığında bağışıklık sistemi daha güçlü şekilde devam ederken, aşıların geç yapılması durumunda istenilen bağışıklık yetersiz kalabiliyor. Bu durumu da kentte çok sık gördük. Çocuklar geç aşılandığı için kimi zaman 3 aşı olması gereken çocuk aynı anda 6 ya da 7 aşı olması durumunda kalabiliyor. Bu yetersiz süreç ise önümüzdeki süreçlerde istemediğimiz salgın hastalıkların çıkmasına neden oluyor. Bu arada kızamık ve suçiçeğinde ciddi salgınlar meydana geldi. Bunların en büyük sebebi de bu aşıların yapılamamasıdır” şeklinde konuştu.