"Büyük Özgürlük Yürüyüşü" 6’ncı gününde

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve tecridin kırılması talebiyle başlatılan "Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün” her durağında halk savaşın son bulmasını ve özgürlük istiyor.

Haber Merkezi- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorunun siyasi çözümü talebiyle başlatılan "Büyük Özgürlük Yürüyüşü" Wan ve Qers (Kars) olmak üzere iki koldan devam ediyor. 

Yürüyüşün 6’ncı gününde Wan kolu Şirnex'in (Şırnak) Silopiya (Silopi) ilçesinde Barış Anneleri tarafından karşılandı. 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü nedeniyle yürüyüşçüler siyah kurdele taktılar. Yürüyüşçüler ve Anneler daha sonra Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM Parti) Silopiya İlçe Örgütü’ne geldi. Parti binası önünde havai fişeklerle deprem yıl dönümğ nedeniyle sessizce karşılanan heyet, burada depremde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu yaptı.

‘Yürüyüş kirli politikaları da bitirecek’

Burada konuşan DEM Parti Colemêrg Milletvekili Onur Düşünmez, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorunun çözümü için 6 gündür yürüdüklerini söyledi ve depremin yıldönümünü hatırlattı. Onur Düşünmez,  “Depremde resmi olarak 53 bin 537 kişinin öldüğü açıklansa da bir hafta önce ise kendileri 130 bin kişinin yaşamını yitirdiğini itiraf ettiler. Onların bu kirli politikalarını kınıyoruz. Bu yürüyüş kirli politikaları da bitirecek. Onlar halka sahip çıkmayı bilmiyorlar. O yüzden bu özgürlük yürüyüşü ile onları göndereceğiz. Onlar sadece savaşa ve kirli politikalara para harcamayı biliyorlar. Deprem paralarını da ranta harcadılar. 3 gün boyunca deprem alanında devlet yoktu” dedi.

‘Biz Taybet Ana’nın çocuklarıyız’

Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır tecrit altında olduğunu vurgulayan Onur Düşünmez,“35 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. O yüzden yürüyoruz. Haklıyız, başaracağız. Kirli zihniyetin temsilcileri, halkımızla bir araya gelmemizi engellemeye çalışanlar biliyor ki; halka birlikte yürürsek bu sorun çözülecek. Hepsi sesimi duyuyor, onlara da sesleniyoruz; Korkmayın, bu yürüyüş sizin özgürlüğünüz içindir. Halk her zaman başarır. Kesinlikle de biz kazanacağız. Biz Taybet Ana’nın çocuklarıyız, Sêvêlerin yol arkadaşlarıyız, biz halkın yüreklerinden çıkmışız. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü de sağlayacağız, bu topraklara da özgürlük gelecek” şeklinde konuştu.

‘Bu tecrit kalksın’

Silopiya’da katledilen Sêvê Demir’in annesi Sakine Demir de “Özgürlük, barış, birlik, cezaevleri ve Reber (Abdullah Öcalan) için yapılan bu yürüyüşü kutluyorum, mutlaka başaracağız” dedi.  Özgürlük Yürüyüşü’nde Türklerin de yer alması gerektiğini ifade eden Sakine Demir, “Bugün onlar da bizimle yürümeliydi. Polis, asker, korucu anneleri de bizim yanımızda olmalıydı. Neden sessizsiniz. Benim ne kadar içim yanıyorsa, askerlerin annesinin içi de yanıyor. Bu yürüyüş onların da yürüyüşüdür. Korkmasınlar Özgürlük Yürüyüşü’nden, bu tecrit kalksın. Rêber Apo özgür olsun” diye ifade etti. Sakine Demir, konuşmasında Kürt sorunun diyalogla çözümü için çağrıda bulundu.

Barış Anneleri, barışın simgesi olan beyaz tülbendi yürüyüşçülerin boynuna taktı. Öte yandan Abdullah Öcalan için ördükleri eldiven ve atkıyı özgürlük yürüyüşçülerine teslim ederek, ona verilmesini istediler.

Kadınlarla buluşma

Wan kolundaki yürüyüşçüler daha sonra DEM Parti Silopiya İlçe Örgütü’nde, Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından düzenlenen kadın toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Barış Annesi Emine Alkış, özgürlük yürüyüşçülerini selamladı ve “Annelerimiz ağır bir bedel ödedi. Bugün milletvekilleri birlikte yürüdüler. Bu anneler büyük bir bedel ödedi, barışı getirip, önderliğini özgürleştirecek” dedi.

DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı ise İmralı’da 25 yıldır ağır bir tecrit uygulandığını belirterek şunları söyledi: “Toprağımızı, çocuklarımızı yakıyorlar ancak biz kadın ve anneler olarak sesimizi yükselterek, ‘barış olmadan yaşam olmaz’ diyoruz. Siz de biliyorsunuz… Kürt sorununu Sayın Öcalan çözebilir. Biz de bunun sesini yükseltmek için yürüyüşe başladık. Sayın Öcalan’ın eli barışın elidir, özgür yaşamın adıdır. Onun için masa yeniden kurulsun. Sayın Öcalan, yeniden demokrasiyi inşa etsin. Kürt ve Türk de özgür yaşasın. Sayın Öcalan, özgür olana kadar yürüyüşümüz  sürecek. Sayın Öcalan’ın elini tutun, ne Türk ne de Kürt annesi ağlasın.”

Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Wan Eşbaşkanı Hanım Kaya ise İmralı’da uygulanan tecridin kadın, gençlik ve yaşam üzerinde de devam ettiğine işaret ederek “En fazla acı çeken annelerimizdir. Sizin çocuklarınız kimyasal silahlarla katledildi. Tecrit sürdüğü için savaş da derinleşiyor” dedi.

‘İktidar enkazın altında kaldı’

Qers’ten (Kars) yola çıkan “Büyük Özgürlük Yürüyüşçüleri” de Erzirom’un (Erzurum) Qerecoban (Karaçoban) ilçesine bu sabah saatlerinde ulaştı. İlçe girişinde karşılanan yürüyüşçüler, 6 Şubat depreminin yıldönümü nedeniyle ilçe merkezinde sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi. İlçe merkezide yapılan açıklamada konuşan Mêrdîn MEBYA-DER Eşbaşkanı Salih Kuday, depremde hayatını kaybedenleri anarak "İnsanlar binaların altında katledildi. Umarım bir daha o günleri görmeyiz. Ben de o gün Semsûr'da idim. Enkaz altında kalan insanlara gerekli malzemeler olmadığı için yardım edemedik. İktidar hiç bir imkanı seferber etmedi. Gerekli müdahale olsaydı bu kadar can kaybı olmazdı. Binalar iktidarın rant devşirmesi yüzünden yıkıldı. İktidar enkazın altında kaldı. Yıkılan iktidardı" diye konuştu.

Türkiye'de her derinleşen bir ekonomik kriz olduğunu dile getiren Salih Kuday, "Bunun nedeni ise savaş politikalarıdır. Savaş politikaları tecritten bağımsız değil. Sayın Abdullah Öcalan'dan 35 aşkın süredir haber alınamıyor. Sayın Öcalan imkan olursa bir haftada bu soruyu çözerim demişti. Yürüyüşümüz Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü içindir. Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadar bu yürüyüş devam edecek" dedi.

‘Öcalan özgürlüğüne kavuşuncaya kadar devam edecek’

Açıklamanın ardından yine sessiz bir yürüyüşle DEM Parti ilçe binasına geçildi. Yürüyüşçüler daha sonra  Erzirom’un  Xînûs (Hınıs) ilçesine gitti. Burada Şêx Sait anıldı. İlçe girişinde karşılanan yürüyüşçüler, annelerle birlikte sloganlarla ilçe merkezine yürüdü. İlçe meydanında konuşan DEM Parti Milletvekili Zeynep Oduncu, “Bizim yürüyüşümüz tüm canlılığıyla devam ediyor. Biz nereye vardıysak bizi büyük bir coşkuyla karşılıyorlar. Bugün depremin yıldönümü. Deprem doğal afettir ama iktidarın yarattığı enkaz doğal değildir. İktidarın eli kanlıdır. Bugün savaşa verdikleri parayla tüm kenti inşa ederler. Ama iktidarın umurunda değil. Onların iktidarlarını kurdukları tek şey savaştır, kandır. Biz, Şêx Sait’in memleketindeyiz. Bu yürüyüş bu açıdan burada olması çok anlamlı. Bu yürüyüşümüz Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşuncaya kadar devam edecek” dedi.

‘Halkınızın yanında yer alın’

Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Mahmut Tanış, da kitleye seslenerek  “Bizim dilimizi, kültürümüzü yasakladıkları için Şêx Sait isyan etti. Şêx Sait, halklar arasına bir ayrımcılık yapmadı ve tüm halklarla birlikte hareket etti. Ama bu başkaldırı başarıya ulaşamadı. Ona ihanet edenleri kınıyoruz. Sayın Öcalan 25 yıldır büyük bir tecrit altındadır. Yine Öcalan da bir ihanete uğradı ve esaret altına alındı. Buradan AKP-MHP’ye destek verenlere sesleniyorum; onların yanında değil, halkınızın yanında yer alın. Onlar sizi din adına kandırıyorlar. Bizim, Şêx Sait, Qazî Mihemmed ve Öcalan’ın yürüdüğü yoldan ayrılmamız gerekiyor. Biz Kürt’üz , vatanımız burasıdır ve adı Kürdistan’dır” diye konuştu.

Bir kilometrelik insan zinciri

Açıklamanın ardından “yürüyüşçüler burada halk toplantısına katıldı. Toplantının ardından ise Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesine geçildi. İlçe girişinde bir kilometrelik insan zinciri oluşturuldu. Yürüyüşçülerin dakikalar süren selamlaşmalarının ardından yürüyüşe geçildi. Yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüş boyunca “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bê serok jiyan nabe”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. İlçe turunun ardından ilçe meydanında basın açıklaması yapıldı.

Açıklama yapan DEM Parti Milletvekili Burcugül Çubuk, şöyle konuştu: "Yürüyüşün 6'ncı, açlık grevinin 72'inci günü. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızın talebi Sayın Abdullah Öcalan'ın serbest kalması, Kürt sorununun demokratik yollar ile çözülmesi. Biz de bu talep için yürüyoruz” hatırlatması yaptı. Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün halkların barışı için de yapıldığının altını çizen Burcugül, “Varto'dan Türkiye işçi halklarına sesleniyoruz; geleceğimiz Kürdistan özgürlük mücadelesinden bağımsız değil. Kürdistan halkı özgür olmadan biz özgür olamayız. Kürdistan'da yaşananlara sessiz kalanlar kendilerine muhalefet diyorlar ama yeni yaşamı inşa edecek güç buradadır. Örgütlü bir halkı hiçbir güç yenemez. Hiçbir baskı Kürdistan halkının mücadelesini susturamadı. Savaş politikaları ile kadın katliamı ve cinsel suçlar meşrulaştırılıyor. Söz veriyoruz Kurdistan halkının haklı mücadelesinin yanında olacağız” şeklinde konuştu.