DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan: Alevi katliamına sessiz kalmak vicdansızlıktır

Suriye’de Alevilere yönelik katliamların derhal durdurulması gerektiğine dikkat çeken Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğan, “Sessizlik ya da görmezden gelmek hakikaten vicdansızlıktır” diyerek, Alevilerin yalnız olmadığını kaydetti.

SARYA DENİZ

İstanbul- Suriye'de Baas rejiminin devrilmesi ve cihatçı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) geçici yönetim kurmasının ardından ülkede yaşanan kaos devam ediyor. Alevi ve Dürzilere yönelik saldırılar ve katliamlar, bölgedeki mezhepsel gerilimleri giderek tırmandırıyor.

Dünya kamuoyu, Alevi Akademisyen Dr. Rasha Nasser Al-Ali’nin 22 Ocak günü cenazesinin bulunmasıyla ülkedeki Alevilere yapılan baskı ve katliamlardan haberdar oldu. Rasha Nasser Al-Ali’nin katledilmesinin hemen ardından Alevilerin yoğun yaşadığı Latkiye (Lazkiye) ve Tartus'ta aralarında çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kişi HTŞ’ye bağlı çeteler tarafından katledildi.

Sayı açıklananların çok üzerinde 

Geçtiğimiz Perşembe (6 Mart) gününden itibaren ise Suriye’den gelen ve dijital medyada dolaşıma sokulan görüntüler yaşananların boyutunu gözler önüne serdi. Yağmalanan dükkanlar, boşaltılan gıda depoları, çok sayıda yanmış sivil araç, işkence edilen insanlar, aralarında bebek, çocuk ve kadınların cenazelerinin olduğu toplu katliamlar görüntülere yansıyanlardı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 7 Mart’tan bu yana Tartus’un Kuneytra bölgesi, Baniyas kenti, Lazkiye’nin Datûr mahallesi ve Misyaf kırsalındaki Ramliya ve Rasafa köylerinde ve daha birçok yerde katliamlar olduğunu belgeledi. Suriye İnsan Halkları Gözlem Evi’nin son verilerine (10 Mart) göre; katliamlar sonucunda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 973 sivilin yaşamını yitirdiği bildirdi. Üstelik bu sayı yalnızca tespit edilebilen vakalar. Sayının çok daha fazla olduğu belirtiliyor.

Katliamlara karşı kayıtsızlık

Yaşanan tabloya dair derin sessizliğin ardından açıklamalar peş peşe gelse de katliamların durdurulması için henüz somut adım atılmadı. Suriye'nin cihatçı HTŞ lideri Colani, katliamı görmezden gelerek, yaşananları "yeni bir fitne" olarak nitelendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, saldırıları kınayarak, "ABD, Suriye’nin etnik azınlıkları olan Aleviler, Dürziler, Hristiyanlar ve Kürtlerin yanında duruyor" açıklaması yaptı. QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ise, saldırılardan Türkiye destekli ve IŞİD yanlısı grupların sorumlu olduğunu söyledi. Tük devletinin saldırılara karşı tavrı kayıtsızlık olurken, en son Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Suriye yönetiminin tüm faaliyetlerini destekleyeceğiz” açıklamasında bulundu.

En kanlı katliamlar 

Yaşanan katliamlar ülkede Alevilere yönelik ilk saldırılar değil. Suriye’de savaş çıktığından bu yana Aleviler HTŞ ve çeteler tarafından hedef alındı. Özellikle Alevi yerleşim yerlerinde onlarca katliam yaşandı. İdlib'de bulunan Alevi yerleşim alanları yıllarca HTŞ’nin kuşatması altında kaldı. 2017 yılından itibaren bölge en kanlı katliamlara tanıklık etti. Alevi siviller çeteler tarafından kaçırılarak fidye için rehin tutuldu, kimileri toplum önünde katledildi. 

‘Çetelere bir devlet bırakıldı’

Alevi inancına mensup sivil insanlara her türlü aşağılayıcı muamelenin pervasızca uygulandığını ortaya koyan görüntüler ve haberler ile ilgili ajansımıza konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Kadriye Doğan, öncelikle insan onurunun korunması konusunda herkesi sorumlu davranmaya çağırdı.

Suriye yönetiminin ele geçirilmesinin ardından Aleviler ile ilgili katliam haberlerine sıklıkla karşılaştıklarını belirten Kadriye Doğan, “Eğer bir toprak parçası, bir mekan boşaltılıyorsa mutlaka yerine alternatif yerleşimler hedefleniyor. Aleviler oradan çıkarılıp birileri yerine oturtulacaktır. Zaten evler boşaltılıyormuş. Geri kalan evlere, mülklere el konuluyor böyle bir durum söz konusu. Dünyanın gözü önünde bugüne kadar ne yaptığı belli olan çetelere bir devlet bırakıldı. Nasıl bir akılla bu yapıldı bunu anlamakta da güçlük çektik. Henüz arkasında ne var ve neler çıkacak insanın öngörüde bile zorlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Silahlarınızı bırakın, teslim olun her şey yoluna girecek gibi bir izlenim bir çağrıyla insanları silahsızlandırdılar ve arkasından da böyle kitle katliamıyla karşı karşıya kalındı. Bunun benzerine Şengal’de de tanık olmuştuk. Önce iyi yaklaşım sergileniyor, korumasız hale getirdikten sonra da kitle katliamlarına maruz kalınıyor” şeklinde konuştu.

‘Türkiye destekliyor’

HTŞ’nin ve Suriye’deki çetelerin Türkiye tarafından desteklendiğini bildiklerini dile getiren Kadriye Doğan, “Türk devletinin desteklediğini de biliyoruz. Bu gizli saklı bir şey değil; alenen yapılıyor. Colani’yi sarayda ağırladılar” dedi. Bu anlamıyla yapılan katliamların durdurulması çağrılarını Türk devletine de yaptıklarını ifade eden Kadriye Doğan, “Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği’nin insan hakları derneklerinin bu konuda sorumluluk üstlenmesi gereken ya da gücü olan her kesimin ses çıkarması, katliamları durdurması gerekmektedir” diye konuştu. 

‘Daha karanlık sürece girilecek’

Suriye’de esas olarak halkların, inançların birlikte ortak yaşamı kurabilecekleri demokratik ve anayasal bir sürece girmesi gerektiğini anlatan Kadriye Doğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Belli grupların elinde diğerlerini de baskı altına alarak yeni bir Baas rejiminin aratır nitelikteki yönetimlerle ülke huzur bulmayacak. Karanlık acıların daha da fazla yaşanacağı bir sürece girilecektir. Onun için en kısa zamanda aklı selimin hakim gelmesi ve insanların birbirlerinin haklarına saygı duyması noktasında çağrı yapmamız gerekiyor.”

‘Aleviler Esad rejimiyle özdeşleştirilemez’

Kadriye Doğan, Alevi inancının yaşam ve yaşatma üzerine kurulu olduğunu dile getirerek “Alevi inancı sevgi ve yaşatmaya dayalı bir inanç olduğu için böyle zulmeden örgütlenen bu anlamıyla kendi savunmasını oluşturabilen bir inanç da değil. Oldukça savunmasız bir halk. İkincisi Suriye’de Alevileri Esad rejimiyle Baas rejimiyle özdeşleştirip onun vebalini Suriye’deki Alevilerden çıkarmak gibi bir yola giriyorlar. Oysa Alevilik Baas rejimiyle ortak duygu ve düşünce sahibi olacak veya böyle yapılanacak bir inanç değil. Rejimin yaptığı işleri Alevi toplumunun üzerine yıkarak onlara bedel ödeterek yaşatılanlar kabul edilebilir değildir. Alevi inancı öldürmekten yana değil yaşatmayı kendine düstur edinmiş bir inançtır. Özünü de bunun üzerine kurmuştur” şeklinde konuştu.

‘Katliamlar durmalı’

“Esad rejiminin vebalini Arap Alevilerine yıkarak katliam yapılmasına karşı sesimizi yükselteceğiz” diyen Kadriye Doğan, dünya kamuoyunda ve her türlü platformda bunun mücadelesini vereceklerine dikkat çekti. Kadriye Doğan son olarak “Arap Alevileri yalnız değildir. Onların katledilmesine rızalığımız yoktur. Buna karşı tavır geliştireceğiz. Bir insani koridor açılsın oradaki mağduriyetler giderilsin. Sessizlik ya da görmezden gelmek hakikaten vicdansızlıktır. Bu süreçte herkesin katliama karşı ses olması, katliama dur demesi gerekiyor. Bizler de katliamın durması için çağrılarımızı yapıyoruz” dedi.