Beste Gökalp doyası yeniden görülüyor: ATK 9 yıl sonra olay yerinde keşif yaptı

Amed’de 2014 yılında bulunduğu binanın 4’üncü katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren Beste Gökalp dosyası yeniden görülüyor. ATK’nin darp izlerine rağmen kapanan davada ATK 9 yıl sonra olay yerinde keşif yaptı.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Jinnews’in verilerine göre geçtiğimiz Kasım ayında 36 kadın erkekler tarafından katledilirken, 23 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Son yıllarda özellikle artan şüpheli kadın ölümleri ve yüksekten düşme vakaları, kadın katliamlarındaki erkek aklın yeni yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Şüpheli ölümlerin perde arkası açığa çıkarılmazken, olaya dair başlatılan soruşturmalarda da etkili bir süreç yürütülmüyor. Bu sürecin bir örneği de 2014 yılında bulunduğu evin dördüncü katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren Beste Gökalp dosyasında yaşandı. Olaydan sonra başlatılan soruşturmada olayın yaşandığı evde bulunan Hamza B. gözaltına dahi alınmazken, olay yerinde keşif ise olaydan 9 yıl sonra geçtiğimiz Kasım ayında yapıldı.

Şüpheli şekilde dördüncü kattan düştü!

Olay 28 Aralık 2014 yılında Amed’in Yenişehir İlçesine bağlı Ofis semtinde yaşandı. Henüz 18 yaşında olan Beste Gökalp, 30’lu yaşlarda olan Hamza B. ve arkadaşları ile kaldığı evde gece 3 sularında dördüncü kattan şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitirdi. Olay anında hemen ambulans çağrılmadığı öğrenilirken, Beste Gökalp’in ailesine ise olaydan 3 saat sonra haber verildiği öğrenildi.

Otopsi raporlarında darp izlerine rastlandı!

Olaya dair soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bu süreçte Hamza B. ve evde bulunan diğer şahısları ifadelerini aldıktan sonra serbest bıraktı. Kamu davası açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Hamza B.’nin de “İntihara yardımda bulunma” suçlaması ile yargılanmasını talep etti. Başlatılan davada sadece iki duruşmaya katıldığı belirtilen Hamza B.’nin haksız tahrik savunmasında bulunarak, Beste’yi intihardan vazgeçirmeye çalıştığını belirtti. Yaşanan olaydan sonra alınan otopsi raporları failin bu ifadelerini yalanlarken, raporda Beste’nin vücudunda çok sayıda darp izi olduğu, kafa travması ve iç kanama geçirdiği bilgileri yer aldı.

İstinaf mahkemesi beraat kararını bozdu!

Alınan otopsi raporlarındaki darp izlerine rağmen, ATK raporu talep etmeyen Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi 2018 yılında fail Hamza B.’ye yargılandığı davada delil yetersizliği gerekçesiyle beraat kararı verdi. Verilen karar Beste’nin ailesinin avukatları tarafından bir üst mahkemeye taşınırken, İstinaf Mahkemesi 2023 yılının Eylül ayında yargılamaya dair “ATK’den bir uzmanın dosyayı incelemesi ve bütün tanıkların dinlenmesi” gerekçeleri ile dosyadaki eksik hususların giderilmesi talebiyle yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi.

Olaydan 10 yıl sonra olay yeri keşfi yapıldı!

Verilen bozma kararının ardından olaydan yaklaşık 9 yıl sonra olay yerinde keşif yapıldı. Yapılan keşfe avukatlar ve ATK uzmanları katıldı. Keşfe katılan dosyanın avukatlarından Cafer Koluman, keşifte ATK uzmanının bilimsel bir tavır sergilemediğine yer verdi. Cafer Koluman konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bizler olay yeri keşfini geçtiğimiz 9 Kasım’da yaptık. Keşfin ardından ilk duruşma da 22 Kasım günü yapıldı. Bizler savunmalarımızı yaptık, karşı taraf savunmasını yaptı. Keşifte yer alan uzmanların ATK raporunda olayın intihar veya cinayet olduğuna dair net bir beyanı yer almadı. Bizler bu şüphenin giderilmesi için rapora itiraz ettik ve raporun İstanbul ATK’ye gönderilmesini talep ettik. Ancak mahkeme heyeti bu itirazımızı reddetti. Duruşma 13 Aralık’a ertelendi. Bizler ilk yargılamada olduğu gibi yeniden bir beraat çıkmasından şüphe duyuyoruz.”

‘Uyarılarımıza rağmen kızımın peşini bırakmadı’

Olaya dair görüştüğümüz Beste Gökalp’in annesi Nazan Yıkılmaz ise olayın cezasızlıkla kapatılmaması gerektiği çağrısında bulundu. Kızının intihara meyilli biri olmadığını ve olayın intihar değil cinayet olduğunu söyleyen Nazan Yıkılmaz, Hamza B. adlı şahsın kızını katlettiğini dile getirdi. 9 yıldır adalet arayışında olduğunu anlatan Nazan Yıkılmaz, sürece dair ilk olarak şunları söyledi: “ Benim kızım katledildiğinde üniversite öğrencisiydi. Bu adam kızım daha lise öğrencisiyken çocuğumun hayatına girdi. Biz olayı fark ettiğimiz zaman müdahale ettik. Faili defalarca uyardık, ama kızımızdan uzak durmadı. Olay günü kızım beni arayarak arkadaşında kalacağını ve kendisini merak etmemesini söyledi. Ondan saatler sonra ben kızımın ölüm haberini aldım.”

‘Benim kızım intihar etmedi, katledildi’

Olaydan saatler sonra haberi olduğunu ve Hamza B.’nin kendilerini bu süreçte aramadığını belirten Nazan Yıkılmaz, “Fail kızımın intihar ettiğini söylüyor ama fail o anda bizi aramıyor. Kızımın kendini attığını söylüyor. Ama kızımın otopsi raporunda darp izleri bulunuyor. Fail olay anında ne ambulans çağırmış ne de başka bir şey yapmış. Kendisi kızımı atmış ve ölümünü beklemiş. Olaydan saatler sonra sabahın 7’sinde kızımın öldüğünü bize söylediler. O gece o evde ne olduğunu bilmiyorum. Ya bunlar kızımı taciz etmeye kalktılar ya da darp ettiler. Ne olduğunu bilmiyoruz ama bu kesinlikle bir intihar değil, bu bir cinayet. Kızım iki gün sonra 19 yaşında girecekti. Benim kızım 19 yaşına dahi giremedin katledildi” şeklinde konuştu.

‘Kadın katilleri cezalarını çeksin’

Mahkemenin olayı hiç araştırmadan faile beraat verdiğini ve dosyanın bozulmasını rağmen aynı tavrı takınmaya devam ettiğine dikkat çeken Nazan Yıkılmaz, “Dava sürecinde o adam bir kere bile gözaltına alınmadı. Onun yanında olan insanlarda yalancı şahitlik yaptılar. Soruşturma ilk başladığı anda 2014 yılında savcılık bunun bir intihar değil cinayet olduğunu söyledi. Ancak ne olduysa dosyanın savcısı değişti. Mahkeme ilk yargılamada ATK raporunu bile incelemeye gerek duymadı. Kızımla o gece aynı odada olan fail yıllardır elini kolunu sallayarak gezerken, ben de bir anne olarak adalet arıyorum. Mahkeme ne hikmetse bu olayı kapatmak istiyor ama buna asla izin vermeyeceğim. Bütün kadın cinayetleri aydınlatılmalı ve katiller cezasını çekmeli. Adalet yerini bulsun artık. Yeter!” sözleri ile yürütülen cezasızlık politikasına tepki gösterdi.

Davanın bir sonraki duruşması 13 Aralık günü Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.