Bedlîs’te halk abluka, gözaltı ve işkence çemberinde

Bedlîs’te bir hafta önce başlayan çatışmalar devam ederken, halka yönelik işkence, gözaltı ve tutuklamalar da sürüyor. Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Nurdan İlbasan, baskının seçimlerden sonra daha dazla arttığına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Bedlîs- Son bir ayda askeri operasyonların devam ettiği ve sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Bedlîs’te (Bitlis) ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. Son olarak Tetwan’ın Peyindas (Söğütlü) Köyü’ndeki askeri operasyonlarda ikisi çoban 8 köylü gözaltına alındı. Köy günlerce abluka altında tutuldu. Bombardımanın devam ettiği bölgede halk kaygılı. Yaşanan hak ihlallerine dair konuşan

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Bedlîs Eşsözcüsü Nurdan İlbasan, baskıların seçimden sonra yoğunlaştığına ve yurtsever köylerin hedef alındığına dikkat çekti.

Bir haftada 12 gözaltı 5 tutuklama!

Kentte son bir haftada biri kadın 12 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3’ü “Yardım ve yataklık” suçlamasından tutuklanırken, 5 kişi de dün çıkarıldıkları mahkemede adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gözaltında olan Nasihat Kılıçkıran’ın dosyasına kısıtlama kararı getirildiği öğrenildi. Operasyonun yaşandığı gün köyde yaralı halde gözaltına alınan Mehmet Veysel Aydemir’in ise hastanede tedavisi sürüyor. Yine geçtiğimiz ay Xizan’a bağlı Xûlepûr ve Kekulan köylerinde çatışmalar yaşanmış ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.

Yasaklarda köylülerin fındık ağaçları ve bahçeleri talan edilirken, bölgede bulunan ormanlık alanda ise ağaçlar kesildi. Son olarak bombardımanın devam ettiği Tetwan’a bağlı Peyindas Köyü’nde de yurttaşlar ablukadan kaynaklı günlerce ekmek pişiremedi ve hayvanlarını meraya götüremedi. Operasyonlarda sivil yurttaşların ciddi mağduriyet yaşadığına dikkat çeken Yeşil Sol Parti’li Nurdan İlbasan, kentin seçimde aldığı zafer karşısında bir intikam politikası yürütüldüğünü söyledi.  Kentte açık bir oy farkıyla iki vekil çıkardıklarını ve bunun da yurtsever bölgelerden alınan oylarla olduğunu belirten Nurdan İlbasan, operasyonlarla ciddi hak ihlallerinin yaşandığına işaret etti.

‘Bu baskılar seçimlerin ardından başladı’

Nurdan İlbasan konuşmasının devamında şunları aktardı:

“Bitlis’te son seçimlerde büyük bir başarı elde edildi. Bu kazanımdan sonra hem köylerde hem de merkezde ciddi baskılar yaşanmaya başladı. Köylerde askeri operasyonlar başlatıldı. Askeri operasyon ama bu operasyonlarda ağaçlar kesildi, yine köylüler evlerinden çıkarılmak istendi. Bu baskılar her daim vardı ama dediğim gibi özellikle son seçimlerden sonra daha da yoğunlaştı.”

‘Operasyonlar bir aydır kesintisiz sürüyor’

Son süreçte Hizan ve Tetwan’da yaşanan operasyonlar ile sonrasında yaşananları anlatan Nurdan İlbasan, “Özellikle Hizan’da operasyonların yaşandığı köylerde halk ciddi mağduriyetler yaşadı. 20 gün boyunca sokağa çıkma yasağı vardı. Bu yasaklar nedeniyle insanlar ne hayvanlarını otlatmaya götürebildi ne de hayvanlarını sağabildi. Biz yasağın olduğu köylere gitmek istedik ama her seferinde engellendik. Hizan’ın ardından Tatvan’da da bir askeri operasyon başlatıldı. Orada da 8 köylü darp edilip, işkenceye maruz bırakılarak gözaltına alındı. İki kişinin ise halen kayıp olduğunu biliyoruz. Gözaltıların ardından köye gitmek istediğimizde ilk gün engellendik ancak ikinci gün köye gidebildik” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar ciddi mağduriyet yaşıyor’

Operasyonlar ve devamındaki ablukalardan kadınların yoğun bir şekilde etkilendiğine değinen Nurdan İlbasan şunları söyledi: “Köye gittiğimizde insanların o iki gün boyunca çok fazla baskıya maruz bırakıldığını özelde kadınların bu baskılardan ciddi şekilde etkilendiğini gördük. Askerler köylülerin bahçesinde oturup yemek yedikleri için köydeki insanların hiç dışarı çıkamadığını öğrendik. İnsanlar abluka nedeniyle camdan dışarı bile bakamadıklarını söylediler. Aradan günler geçti ama şimdi bile askerlerin kadınlarla beriye gidip geldiğini biliyoruz. Köydeki yurttaşlar hem dışarı çıkarken hem de tarlaya giderken tedirginlik içerisinde gidiyor.”

‘Köylerde 90’ların politikası uygulanıyor’

Operasyonlarda köylülerin topraklarını ve hayvanlarını kaybettiğine dikkat çeken Nurdan İlbasan, bu politikalarla bölgenin insansızlaştırılmasının hedeflendiğini ifade etti. 90’lardaki politikaların yeniden hayata geçirilmek istendiğine vurgu yapan Nurdan İlbasan, “Yaşanan bu olayları yakından takip ediyoruz. Bu politikaları 90’lardan tanıyoruz. 30 yıl önce köyleri yakarak insanları göç ettiren zihniyet yine aynı şeyi tekrar ediyor. Bahsettiğimiz köylerde 90’larda yakıldıktan sonra köylülerin dönüp yeniden inşa ettiği köyler. Operasyonun devam ettiği köyde bir ailenin fındık ağaçları neden kökten kesilir ki? Bunun tek bir açıklaması olur o da halkı bıktırıp insanları köylerinden çıkarmak ve bölgeyi boşaltmak. Bu politika da özellikle yurtsever köylerde uygulanıyor” açıklamasında bulundu.

‘Topraklarımızı bırakıp gitmeyeceğiz’

Bu sürecin takipçisi olup, halkı yalnız bırakmayacaklarının altını çizen Nurdan İlbasan son olarak şunları söyledi: “İnsanlar yaşanan baskılar karşısında köylerini bırakmamaya kararlı. Eski zihniyet geri geliyor ama köylülerin bu süreçte evleri dışında gidecek bir yeri yok. Bizlerde kararlıyız, bu baskılar karşısında topraklarımızı bırakıp gitmeyeceğiz.”