Haber Merkezi- İran ve Rojhilat Kurdistan’da başlayan ayaklanmaların yıldönümü yaklaşırken, kadın öncülüğünde ‘Jin jiyan azadi’ felsefesiyle sokağa çıkan halk, sonuç alıncaya kadar mücadelede kararlı. İran hükümeti de ayaklanmaları bastırmak için tutuklama ve baskı politikalarına devam ederken, tutuklanan aktivist ve protestocular cezaevlerini direniş alanına dönüştürdü.

Son olarak Evin Cezaevi’nde 3 Ekim 2022 tarihinden bu yana tutuklu bulunan daha önce de birçok kez tutuklanan siyasi tutsak Bahareh Hedayat, 16 Eylül 2022’de Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından başlayan ayaklanmaya destek vermek ve tutuklu gazeteciler Nilüfer Hamedi ve Elaha Mohammadi’ye verilen cezayı ve tutulduğu cezaevinde yaşamını yitiren Cevad Ruhi’nin şüpheli ölümünü protesto amacıyla 31 Ağustos Perşembe günü açlık grevi başlattığını bir mektupla duyurdu.

‘Bu topraklar zulümden bıktı’

Mektubunda tutuklanan ve ağır cezalar verilen gazetecilere, çevre ve insan hakları aktivistlerine, işçi ve öğrencilere dikkat çeken Bahareh Hedayat, mahkemelerde yargılananın halkın kolektif vicdanı olduğunu belirtti. Jina Mahsa Amini’nin adının hafızalardan ve vicdanlardan silinmek istendiğini söyleyen siyasi tutsak, “Burada, Evin hapishanesinin duvarları ardında iktidarın kurduğu ve normal göstermeye çalıştığı yalanlar gözlerimizin önünden akıp gidiyor” diyerek mektuba, “Ülkemin özgürlükçü kadınlarının amansız direnişine destek için başlattığım açlık grevi, İran'ın özgürlük eşiğine küçük bir katkı olsun, bu topraklar zulümden bıktı” sözleri ile son verdi.