Alevi kurumlarından Avrupa Konseyi önünde eylem

Fransa’nın Strasbourg kentinde bir araya gelen Alevi kurumları Suriye’de Aleviler başta olmak üzere farklı inanç ve etnisitelere yönelik katliamlara karşı tepkilerini göstererek “Bu duruma sessiz kalmak suça ortak olmak anlamına gelmektedir” dedi.

Haber Merkezi- Avrupa Konseyi önünde bir araya gelen Alevi kurumları temsilcileri ortak basın açıklaması yaparak Alevilere yönelik saldırıların soykırıma dönüştüğünü ve bu nedenle de uluslararası kurumları harekete geçmeye çağırdı. 

Eyleme Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) olduğu çok sayıda Alevi kurum ve kuruluşu katıldı. 

Demokratik Güç Birliği’nin de destek verdiği açıklamada, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne Suriye’deki çatışma ve katliam bölgelerinde konumlanarak saldırıları durdurması için aktif görev alma çağrısında bulunuldu.

Kürtçe, Türkçe, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Almanca “Suriye’de halklar ve inançlar tehdit altında” yazılı pankartın açıldığı eylemde, aynı dillerde katliama ve Alevilerin taleplerine dikkat çekilen dövizler taşındı.

Kurumların hazırladığı ortak basın açıklamasını Mark Aslan Fransızca, Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Eşit Başkanı Mehmet Gündüz Türkçe, Melisa Kalkandelen Fransızca, Süleyman Okur Arapça, Demir Çelik Kürtçe ve Gülay Kurtyiğit ise Almanca okudu. Kurumlar adına ortak açıklamanın Türkçesini ise Rozbi Demir okudu.

'Halkların yanındayız'

Açıklamada söz alan Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Eşit Başkanı Mehmet Gündüz, “Ortadoğu yeniden dizayn oyunu ve çıkarlar için bir savaş haline döndü. Suriye’de bir diktatörün yıkılışına demokrasi diyen Avrupa ve emperyalistler güçler, yeni bir diktatörlüğün kurulmasına hizmet eder hale gelmişlerdir. Ortadoğu’daki Kürtlerin, Alevileri, Ezidilerin, Süryanileri birbirine kırdırarak, o ülkelerdeki yer altı ve yer üstü kaynaklara hükmetmek istiyorlar. Bu haksız savaşa mazlum halkların yanındayız” dedi. 

Ortak açıklamada, Alevilere yönelik saldırılara dikkat çekilerek, “Aleviler, yanlış bir şekilde Esad rejimiyle özdeşleştirilerek nefret suçlarının hedefi haline gelmiştir” denildi. 

Açıklamada, “Bu zulüm ve vahşet, yalnızca askeri değil, sivil alanda da bir insanlık suçudur ve bu duruma sessiz kalmak suça ortak olmak anlamına gelmektedir” ifadeleri kullanıldı. 

Aleviler ile birlikte Suriye halklarının da varlık ve güvenlik tehlikesi altında olduğunun kaydedildiği açıklamada, Alevi kurumların talepleri şöyle sıralandı:

“1- Yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü:

Tüm din ve inanç gruplarının yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmalı; demokratik, özgürlükçü ve laik bir anayasa oluşturularak tüm etnik yapı ve inançlar anayasal koruma altına alınmalıdır.

2- Hassasiyetle kınama ve yaptırımlar:

Mezhep temelli nefret söylemleri uluslararası kuruluşlarca açıkça kınanmalı ve bu propagandaları yayan gruplara yaptırımlar uygulanmalıdır.

3- Kutsal mekânların korunması:

Kutsal mekânlar korunmalı, zorla yerinden edilenlerin güvenli dönüşü sağlanmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar bağımsız mahkemelerde yargılanmalıdır.

4- BM gözetimi ve garantörlük:

Suriye’de istikrar İçin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi garantörlük sağlamalı, geçiş hükümetini denetleyerek adil ve demokratik seçimlerin yapılması için gerekli koşulları oluşturmalıdır.

5- Radikal gruplarla ilişkilerin kesilmesi:

Avrupa Birliği, HTŞ ve benzeri radikal grupların işlediği insanlık suçlarını kınamalı ve bu gruplarla olan tüm İlişkileri kesmelidir.

6- Azınlık haklarının güçlendirilmesi:

Başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere tüm azınlıklar, kimliklerini özgürce ifade etmeli, anadillerinde eğitim görmeli ve özerk yönetimlerle kendilerini yönetme hakkına sahip olmalıdır.

Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nü, Suriye’deki çatışma ve katliam bölgelerinde konumlanmaya ve bu saldırıları durdurmak için aktif göreve davet ediyoruz.”