‘Abdullah Öcalan felsefesiyle kadınların özgürlüğünün yolunu açtı’
TEV-DEM Kadın Meclisi Üyesi Şêrîn Hesen, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinin kadınların özgürlüğünün yolunu açtığını vurguladı ve kadınların mücadelesinin Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne katkı sağlayacağını söyledi.
NEXEM ÇAÇAN
Qamişlo- Kadınların özgürlük mücadelesinde önemli bir yeri olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde 27 yıldır süren tecrit, sadece onun değil, tüm Kürt kadınların ve toplumun özgürlüğünü de etkiliyor. Abdullah Öcalan’ın felsefesi kadınlara ilham verirken fiziki özgürlüğünün sağlanmasının, toplumsal dönüşüm ve eşitlik için kritik bir adım olduğu belirtiliyor.
Qamişlo kentinde kadınlar, her gün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebini dile getiriyor ve bu talebi yineliyor. Kadınlar bu talebin sadece politik bir mesele olmadığını, aynı zamanda özgür bir yaşam iradesinin ifadesi olduğunu belirtiyor. Kadınlar, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün kadın ve toplum özgürlüğünün temelini oluşturduğunu, onun üzerindeki süregelen tecridin eşitlik ve kurtuluş ideallerine yönelik sürekli bir engel teşkil ettiğini ifade ettiler. Tevgera Civaka Demokratîk (TEV-DEM) Kadın Meclisi üyesi Şêrîn Hesen, Abdullah Öcalan’ın 27 yıldır İmralı Cezaevi’nde olduğunu hatırlatarak “Önder Apo, 1999 yılında uluslararası bir komplo ile tutuklandı ve hala cezaevinde. Tecrit her geçen gün artıyor. Amaçları, Öcalan’ı halktan uzaklaştırmak. Abdullah Öcalan, Rojava’da çok büyük bir rol oynadı. Halk için ortaya koyduğu fikir, vizyon ve çabalarıyla halkla bütünleşti. Bu bağ, akıl, sevgi ve ruhaniyet üzerine kurulu” dedi.
‘Halkın bağlılığı komploların amacına ulaşmasına izin vermedi’
Şêrîn Hesen, Abdullah Öcalan’ın fikir ve felsefesiyle Kürtlerin varlığını ortaya çıkardığını belirterek şunları söyledi:
“Öcalan’ın fikirleri ortaya çıkmadan önce, biz Kürtler olarak bir kimlik ve varlık sahibi değildik. Kürdistan’ı işgal eden devletler, kendi politikalarıyla bizi dilimizden, kültürümüzden ve tarihimizden koparmak, Kürtleri yok etmek istediler. Halkın Abdullah Öcalan’a olan bağlılığı, uluslararası komploların amaçlarına ulaşmasını engelledi.”
‘Öcalan, İmralı Cezaevi sistemini dönüştürdü’
Şêrîn Hesen, özgürlüğün toplumla bağlantılı olduğunu belirterek, “Öcalan, ‘projemin yarısı tamam, kadınlar projemi tamamlasın’ diyor. Öcalan fikirlerinde özgürdür. İmralı Cezaevi’nde, topluma özgürlüğü öğretmenin ve kadınların toplumdaki rollerini anlamasının bir alanını yarattı. Öcalan, kendi için hiçbir şey yapmadı. Abdullah Öcalan tümüyle fikirlerini halka sundu; toplumun kendi ayakları üzerinde durması ve Kürt tarihi ile Kürdistan’ın tanınması için çalıştı. Öcalan, tarih ve gelecek açısından doğru değerlendirme yaptığı için cezaevi sistemi içinde dönüşüm yarattı” şeklinde konuştu.
Şêrîn Hesen, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için verilen çabalara değinerek şunları söyledi: “Önder Apo, özgür bir kadının özgür bir erkekle bir araya gelmesini sağlayarak toplumu bu yolla inşa etti. Halk, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için seferber oluyor ve ‘Öcalansız yaşam olmaz’ diye sesleniyor. Abdullah Öcalan her gün çalışıyor, halkın sorunlarını çözmek, toplumu organize etmek ve toplumun yaşamını yeniden canlandırmak için çaba harcıyor. Abdullah Öcalan, fikir ve felsefesiyle dünyanın sorunlarını çözmeye çalışıyor. Öcalan, Demokratik Ulus Projesi için çalışıyor ve Kürdistan’ın tüm renklerini bir araya getiriyor.”
‘Türkiye devleti hala adım atmadı’
Şêrîn Hesen, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı yaptığını hatırlatarak son olarak şöyle konuştu: “PKK 50 yılı aşkın bir mücadele yürüttü. Kürtler varlıklarını kanıtladı. Kürtlerin sorunları sadece Kürdistan’da değil, dünya genelinde de tartışılıyor ve çözüm aranıyor. Barış için bir adım atılması temelinde, Abdullah Öcalan PKK’nin feshedilmesini istedi. Ama Türk devleti hala ciddi adım atmadı. Biz halk olarak birleşip sorunları çözmeye çalışıyoruz; kadınların mücadelesiyle Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanacak.”