İşgal altındaki yerlerde çocuklarda salgın hastalıklar yayılıyor

Türk devletinin işgali altındaki kamplarda atıklar, kirli sular, fabrikalar ve açık kanalizasyonlar nedeniyle çocuklarda görülen hastalıklar salgın boyutuna ulaştı.

HADEEL Al-OMAR

İdlib- Türk devletinin işgali altındaki İdlib'de yüzlerce aile kamplarda yaşam savaşı veriyor. Bu kampların nüfusunun önemli çoğunluğunu çocuklar oluşturuyor. Her türlü güvenlikten yoksun olan çocukların beslenme ve barınma ihtiyaçları karşılanamadığı gibi sağlıklı bir yaşam sürmelerinin de imkanı yok. Kamplardaki atıklar, temiz suya erişimin olmaması, açık kanalizasyonlar ve daha birçok nedenden dolayı çocuklarda görülen hastalıklar salgın boyutunda.

Hastane için 7 km yürümek zorunda

İdlib'in kuzeyindeki Ruhin'in Meşhed kasabasındaki kamplardan birinde yaşayan 32 yaşındaki Maha Alwan, çocuğunun uyuz hastalığına yakalandığını belirterek, “Çocuğum uyuz oldu ve bu yüzden haftada iki kez kampın yakınındaki hastaneye götürüyorum. Açık kanalizasyonlar büyük tehlike oluşturuyor. Kampta birçok çocuk çevre kirliliği nedeniyle uyuz, leishmania (şark çıbanı), mantar ve diğer hastalıklara yakalanıyor. Kamplarda çocukları korumak için en ufak bir olanak bulunmuyor. Oğlumu tedavi etmek için en yakın sağlık merkezi 7 kilometre mesafede ve bu yolu yürümek zorunda kalıyorum” dedi.

Oğlunu izole etmek zorunda kaldı

Oğlunun yaklaşık 2 ay önce zorlu tedavi sürecine başladığını anlatan Maha Alwan da çocuğunu izole etmek zorunda kaldığını kaydetti. Maha Alwan, “Oğlumu ailemden izole etmek zorunda kaldım ve artık son aşamaya geldim. Oğlumdaki enfeksiyonun diğer kardeşlerine geçmemesi için çok uğraştım. Kamp bir çöplüğe yakın ve kanalizasyon kanalları açık. Kampta hijyen yok ve bu çocuklar arasında hastalıkların yayılması için verimli bir ortam anlamına geliyor. Komşu kamplarda da aynı durum yaşanıyor” şeklinde konuştu.

Kampta hasta 25 çocuk var

İdlib'in kuzeyinde bulunan sınır kasabası Atma'daki kamplarda yaşayan Samira Al-Saeed ise üç çocuğunun leishmania (şark çıbanı) hastalığına yakalandığını belirterek, “Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaç ücretsiz verilmiyor ve çok pahalı olduğu için birçok zorluk yaşadım. Sular temiz değil, durgun ve kirli sular çadırların arasında akıyor. Sağlık hizmetleri yok. Atık yığınları büyük tehlike oluşturuyor. İnsani yardım kuruluşlarının çalışmaları yetersiz. Kampta cilt mantarı, uyuz, leishmania gibi hastalıklara yakalanan 25 çocuk var. Kamptan uzaklaşmayı düşündüm ancak komşu kamplarda da böcek, mikrop ve akreplerin yayıldığını duyunca vazgeçtim. Kirli sular, çöp atıkları, yüksek sıcaklıklar, açık kanalizasyonlar hastalıkların yayılmasına neden oluyor” ifadelerinde bulundu. 

Her gün durumu daha da kötüleşiyor

Fatima Al-Xalouf da kampta yaşamını sürdürmek zorunda bırakılan kadınlardan biri. Fatima Al-Xalouf, çocuğunun üç aydır ciddi ve şiddetli cilt hastalığı yaşadığını dile getirerek, hastalığının da henüz tespit edilemediğini kaydetti. Çocuğunun her geçen gün daha da kötüleştiğine dikkat çeken Fatima Al-Xalouf, “Birçok hastaneye ve doktora gittik. Çocuğuma en son kronik bakteriyel ve viral mantar enfeksiyonu tanısı kondu. Ancak doktorların talimatlarına uymama rağmen herhangi bir iyileşme göremedim. Yaşadığı kamp çöplüklerin ve kanalizasyon çukurlarının ortasında yer alıyor. Bu da çocuğumun bu tür tedavisi mümkün olmayan ve tehlikeli bir hastalığa yakalanmasına yol açtı” dedi.

‘Kamplar hastalıkların yuvası haline geldi’

Doktor Yasmine Al-Cunaid, bağışıklığın zayıf olması nedeniyle çocuklarda genel olarak enfeksiyonlar ve cilt hastalıklarının görüldüğünü söyledi. Çevre kirliliğinin önemli bir faktör olduğunu aktaran Yasmine Al-Cunaid, “Resmi olmayan ve hizmet verilmeyen kamp alanlarında herhangi bir koruyucu sağlık sistemi yok. Atık depolama alanlarının olmaması, kanalizasyonların açık olması, fabrikalar ve diğer çevreyi kirleten maddelerin kamp yakınında yer alması sonucu kamplar bu hastalıkların yuvası haline geldi. Kamp alanlarında en sık görülen hastalıkların başında leishmania, uyuz, mantar ve egzama geliyor.  Uzak ve kirli kamplarda ikamet etmeleri nedeniyle her gün 10'dan fazla çocuk ve kadın vakasıyla karşılaşıyoruz” bilgilerini paylaştı.