‘İran’da kadın ve kız çocuklarına baskı arttı’

Uluslararası Af Örgütü, İran’da kadınlara ve kız çocuklarına baskının artırdığını vurgulayarak, “Jina Mahsa Amini'nin ölümüne sebep olan şiddet, zorunlu örtünme yasaları kaldırılana dek milyonlarca kadını ve kız çocuğunu etkilemeye devam edecek” dedi.

Haber Merkezi- Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı rapora göre; İran yetkililerinin, zorunlu başörtüsü yasalarına karşı koyan kadınları ve kız çocuklarını denetleme ve şiddetli baskılara maruz bırakma yöntemlerini yoğunlaştırdı. Raporda, yetkililerin kamusal alanda başörtüsü takmamayı tercih eden kadınlara ve kız çocuklarına karşı ülke çapında baskıları artırdığı vurgulandı.

Bir milyon kadına mesaj atıldı

Polis Sözcüsü Said Muntazir El Mehdi’nin 16 Temmuz’da polis devriyelerinin zorunlu örtünmeyi uygulamak üzere tekrar göreve başladığını duyurduğunun hatırlatıldığı raporda, kurallara uymayan kadınlar ve kız çocuklar hakkında yasal yaptırım tehdidinde bulunduğu belirtildi. Raporda, resmi verilere göre; 15 Nisan 2023’ten bu yana bir milyondan fazla kadının, başörtüsü olmadan kameraya yakalanması halinde aracına el konulacağı uyarısında bulunan kısa mesajlar aldığı, 2 bin araca el konulduğu, ülke genelinde 4 binden fazla kişinin yargıya teslim edildiği aktarıldı.

‘Tasarıyla insan haklarını etkileyecek cezalar getiriliyor’

"İffet ve Başörtüsü Kültürünü Destekleme Yasa Tasarısı”nın meclise sunulduğunun hatırlatıldığı açıklamada, tasarıyla kamusal alanlarda veya sosyal medyada başörtüsü olmadan görünen kadınlar ve kız çocukların, sosyal ve ekonomik hakları dahil insan haklarını etkileyecek çeşitli cezalarla karşı karşıya kalacağına işaret edildi.

‘Jina Mahsa Amini’ye yönelik şiddetin aynısı için cesaretlendirildiler’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, şunları kaydetti: “İran’da ahlak polisliği geri döndü. Yetkililer İslam Cumhuriyeti’nin kadınlara ve kız çocuklara yönelik baskı ve boyun eğdirme politikalarının uygulayıcılarını Jina Mahsa Amini’yi öldürüp cezasız bırakan şiddetin aynısını kullanmaları için cesaretlendirirken, üniformalar ve polis araçlarından ‘ahlak’ polisi amblemini kaldırmakla hiç kimseyi kandıramaz. Güncel baskılar, başörtüsüz kadınları arabalarında ve yaya yollarında tespit edebilen kitlesel gözetim teknolojileriyle artırılıyor” dedi.

‘Kadınların ve kız çocukların hakları utanç verici şekilde hiçe sayılıyor’

Başını açmaya karşı artan baskılar, İran yetkililerinin insan onurunu ve kadınların ve kız çocukların özerklik, mahremiyet ve ifade, din ve inanç özgürlüğü haklarını utanç verici bir şekilde hiçe saydığını gösterdiğine dikkat çeken Agnés Callamard, “Bu durum aynı zamanda yetkililerin, ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ başkaldırısı sırasında onlarca yıllık baskı ve eşitsizliklere karşı durma cesareti gösterenler üzerindeki hakimiyetini ve gücünü yeniden tesis etmeyi amaçlayan umutsuz girişimin altını çiziyor” diye kaydetti.

‘Uluslararası toplum ve devletler seyirci kalmamalı’

Uluslararası topluma, İran yetkililerinin kadınlara ve kız çocuklara yönelik baskıları artırmasına seyirci kalmaması çağrısında bulunan Agnês Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devletlerin yanıtı, zorlama açıklamalarla ve diplomatik müdahalelerle sınırlı kalmamalı; İran yetkililerinden, zorunlu örtünmeyi dayatma yoluyla kadınları ve kız çocukları hedef alan yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerini emretmek, planlamak ve işlemekten ötürü hesap sormak üzere yasal yolların aranmasını da kapsamalıdır. Tüm hükümetler, İran’daki toplumsal cinsiyete dayalı zulüm ve ciddi insan hakları ihlallerinden kaçan kadınları ve kız çocukları desteklemek için ellerinden geleni yapmalı, hızlı ve güvenli sığınma prosedürlerine erişebilmelerini ve hiçbir koşulda İran’a zorla geri gönderilmemelerini sağlamalıdır.”