73’üncü Ferman’ın tanıkları: Bir fermana daha izin vermeyeceğiz

14 Ağustos 2007 tarihinde Til Izêr ve Siba Şêx Xidir köylerine yönelik yaşanan saldırılarda yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. O kara günün tanığı kadınlar, öz savunma ile yeni fermanlara izin vermeyeceklerini söyledi.

EVÎN ZENDA

Şengal- Til Izêr ve Siba Şêx Xidir köyleri Saddam Hüseyin'in Êzidîleri Şengal dağından indirilmesi için yaptırdığı köylerden. O dönemde kurulan köylerin çoğu geniş çöllerde ve korumasız olarak inşa edildi. Bu yüzden Êzidî cemaati 03-14 Ağustos gibi fermanlarla hep karşı karşıya kaldı. 14 Ağustos 2007 yılında Til Izêr ve Siba Şêx Xidir köylerinde 4 tır ile büyük çaplı patlayıcılar patlatıldı. Bu saldırı sonucunda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 340 kişi yaşamını yitirdi ve yaklaşık olarak 700 kişi de yaralandı.

Söz konusu saldırılar, El Kaide terör örgütü ve Sultan Murat tugaylarına bağlı çete grupları tarafından gerçekleştirildi. O dönemde köylerin güvenliği KDP peşmergeleri ve Irak güçlerinin elindeydi. Siba Şêx Xidir’a gitmekte olan iki tırdan biri köy sakinleri tarafından durdurularak havaya uçuruldu. Patlamanın etkileri hala devam ediyor. Irak hükümeti ve Amerikan askerleri tarafından tedavi edilmek üzere bölgeden götürülen yaralılardan bir kısmı halen kayıp. Til Izêr’den Gozê Reşo ve Nadîra Reşo ile Siba Şêx Xidir’dan Gulê Mêşo, 14 Ağustos'ta yaşadıklarını ajansımıza anlattılar.

‘Yaşadığımız sürece bu acıyı unutmayacağız’

Nadîra Reşo o kara günü şu sözlerle anlattı:

"Saat 07.00 sıralarıydı ve hepimiz işimizle meşguldük, eşim bir şeyler almak için markete gitti. Bir ara gürültü oldu ve hepimiz şok olduk, oğlum ‘eve gidin’ dedi. Kapı pencereleri açtı. Evde sessizdik ve neler olduğunu anlamak istedik. Sonra oğluma dışarı çıkalım dedim. Patlamanın olduğu yerde tanıdıklarımız vardı bu sırada bende kaçıyordum. ‘Til Izer’de kimse kalmadı’ dedim. Bu sırada birini kanlar içinde gördüm. Şiddetin etkisiyle kanlar içindeydi. Yanına gitmeye cesaret edemedim. O kadar kan içindeydi ki tanıyamadım. Herkes çocuklarını ve yakınlarını arıyordu. Bazı evlerden 20 şehit oldu. 7 gün boyunca çocuklarımıza yemek yapmadık, çevre köylerden insanlar çocuklarımıza yemek getirdiler, çocuklarımıza baktılar. Şehitler ve aileleri için hepimiz ilgilendik. Yaşadığımız sürece bu acıyı unutmayacağız. Til Izêr’den sağ olduğum sürece dönmeyeceğime dair söz vermiştim ama iki aylığına Sînûn'dan köyüme geldim. Çünkü bizimkiler gelip bize arkadaşlarımızla, halkımızla köyümüze gideceğimizi söylediler. Fermanlara karşı Êzidîler olarak birleşip kendimizi savunmalıyız.”

Sesler hala kulaklarında

Siba Şêx Xidir Meclisi Eşbaşkanı Gozê Reşo, o günü anımsarken seslerin, feryatların hâlâ kulaklarında olduğunu söyledi. Gozê Reşo, “Kimse bizi duyamadı. İnsanların uzuvları parçalanmıştı bu yüzden hareket edemiyorduk. Patlayan otomobilin parçaları evlerimize, bahçemizin kapılarına ve hepsi evlerin içine düştü. Birçoğu evlerin altında kaldı, birçoğu parça parça şehit oldu. Aradan çok zaman geçtiği için kimlerin şehit olduğunu, kimlerin olmadığını bilmiyoruz” diyerek yaşananları anlattı.

‘Özsavunmayı öğrendik’

Siba Şêx Xidir Meclisi Eşbaşkanı Gulê Mêşo da "O dönemde korumamız yine peşmerge ve Irak askerlerinin elindeydi ancak Til Izêr de 4, Siba Şêx Xidir’da 2 TIR patlatıldı. Halk bunu fark ederek bireysel silahlanma kararı aldı. O günleri ne kadar anlatsak da ifade edemeyiz çünkü çok ağır bir fermandı. Ama bu fermanda gerillalar sayesinde özsavunmayı öğrendik. Şimdi Êzidî toplumu, Önder Apo'nun düşüncelerinin ışığında şu sonuca vardık: Kendimizi korumazsak, örgütlenmezsek, birlik ve özerkliğimizi kurmazsak kendimizi fermanlardan koruyamayız. Artık başımızın çaresine bakıyoruz, bir daha bizim hakkımızda ferman kararı verilmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.