Ev işçisi Rukiye Çelik: “Borç içindeyiz, geçinemiyoruz”

Ev işçisi kadınların yaşadıkları hak ihlalleri pandemi döneminde daha da arttı. Hak ihlaline uğrayan kadınlardan biri de Rukiye Çelik. Rukiye, yaşamını temizlik yaparak kazanan gündelikçi kadınlardan yalnızca biri. Tek maaşla geçinemedikleri için ev işlerine gitmek zorunda kaldığını belirten Rukiye, çalıştığı taşeron şirketlerin sigorta yapmadığını, bazen taşeron şirketler aracılığıyla gittiği büyük kurumsal şirketlerde çalıştığında o şirketlerin mecburen günlük sigorta yaptıklarını belirtiyor. Çalıştığı taşeron şirketin ücret kesintisi yaptığını, bu nedenle zorda kalmadıkça şirket aracılığıyla temizliğe gitmediğini ifade eden Rukiye, “Borç içindeyiz, eşim asgari ücretle çalışıyor. Bu para yetmiyor, geçinemiyoruz. Bu nedenle pandemi döneminde bile çalışmak zorundayım” diyor.

Ev işçisi kadınların yaşadıkları hak ihlalleri pandemi döneminde daha da arttı.  Hak ihlaline uğrayan kadınlardan biri de Rukiye Çelik. Rukiye, yaşamını temizlik yaparak kazanan gündelikçi kadınlardan yalnızca biri. Tek maaşla geçinemedikleri için ev işlerine gitmek zorunda kaldığını belirten Rukiye, çalıştığı taşeron şirketlerin sigorta yapmadığını, bazen taşeron şirketler aracılığıyla gittiği büyük kurumsal şirketlerde çalıştığında o şirketlerin mecburen günlük sigorta yaptıklarını belirtiyor. Çalıştığı taşeron şirketin ücret kesintisi yaptığını, bu nedenle zorda kalmadıkça şirket aracılığıyla temizliğe gitmediğini ifade eden Rukiye, “Borç içindeyiz, eşim asgari ücretle çalışıyor. Bu para yetmiyor, geçinemiyoruz. Bu nedenle pandemi döneminde bile çalışmak zorundayım” diyor.

ZEYNEP AKGÜL

Ankara- Gündelik yevmiyelerle yaşamını sürdürenler ve hiçbir gelir güvencesi olmayanlar, pandemi döneminde ekonomik zorlukla baş başa kaldı. Bu sorunu en çok da evlere temizlik ve bakıma giden ev emekçisi kadınlar yaşıyor. Pandemi döneminde düzensiz işlerde çalışan ev işçileri, en fazla gelir kaybına uğrayan grupların başında. Üstelik kayıt dışı ve sigortasız oldukları için devlet tarafından sağlanan İşsizlik Ödeneği veya Kısa Çalışma Ödeneği gibi desteklerden de faydalanamıyor. Çalışmaya devam edenler ise daha fazla iş yükü, uzun mesai ve daha az ücretle çalışmaya mecbur bırakılıyor.

Hayatlarını gittikleri işlerden gündelik olarak aldıkları paralarla sürdüren kadınlar tam anlamıyla ‘iki ara bir derede’ kalmış durumda. Birçoğu işverenleri tarafından çağrılmadığından işsiz evde otururken bir kısmı da risk grubunda olduğu halde işe çağrılmaya devam ettiği için işe gitmek zorunda. Bu süreçte işe gitmek zorunda olan kadınlardan biri de Rukiye Çelik. 

Rukiye, yaşamını temizlik yaparak kazanan gündelikçi kadınlardan yalnızca biri. Rukiye, sabah 07.00’de kalkıyor. Genelde kahvaltısını yaparak çıkıyor evden. Çalıştığı eve ulaştığında işe önce camları silerek başlıyor. Akşama kadar durmadan çalışan Rukiye, bu çalışmanın karşılığını ise sırt, bel ve boyun ağrıları olarak taşıyor vücudunda.

“16 yaşında evlendim”

Rukiye, 39 yaşında. 16 yaşında evlendirilmiş. Eşi ile aralarında 8 yaş fark varmış. 17 yaşında ilk çocuğunu kucağına alan Rukiye’nin üç oğlu var.

Görücü usulü evlendiğini belirten Rukiye, şu sözlerle anlatıyor evlenme hikâyesini:

“Beni istemeye geldiklerinde 15 yaşındaydım. O zamanlar cılız, sıska bir kız çocuğuydum. Beni ilk eşimin annesi ve babası görmüş. Gördüklerinde beni çok beğenmişler. İstemeye geldiklerinde ‘Ben varmam.’ dedim. Eşim çok çirkindi, o nedenle onunla evlenmeyi çok istemedim. Sonrasında tesadüfen bir düğünde karşılaştık. Onu görünce bir kanım kaynadı. İşte sonrasında da evlendik.”

“Kayınpederim şiddet uygulardı”

Rukiye, evlendikten sonra uzun yıllar eşinin anne ve babası ile bir arada oturmak zorunda kalmış. Yıllarca eşinin babası tarafından psikolojik ve fiziksel şiddete uğradığını şu sözlerle şöyle anlatıyor Rukiye:

“Kayınpederim çok zulmederdi bana, çok aksiydi. Bir de çok küfürbazdı. 10 yıl beraber yaşamak zorunda kaldık. Sopasını da yedim, küfrünü de yedim. Eşim görmezdi bana şiddet uyguladığını. O sürekli çalışıyordu ona anlatmıyordum şiddete uğradığımı.”

‘Eşine yaşadığın şiddeti neden anlatmadın?’ diye sorunca, “O bütün gün çalışıyor zaten. Mobilya taşıyor. Aldığı asgari ücret zaten. İşten yorgun argın geliyor. Başı ağrısın istemedim.”

“Borçlar nasıl ödenir diye kara kara düşünüyoruz”

“Pandemi sürecinde nasıl geçindiniz?” diye sorunca Rukiye’ye “Bu borçlar nasıl ödenir diye kara kara düşünüyoruz. İkimiz de iki ara bir derede kalmış durumdayız. Bir yandan işe gidip, salgını çocuklara taşımak istemiyoruz. Ama diğer yandan da çocuklarımızı geçindirmek zorundayız. Ne yapacağımızı şaşırdık. Mecbur gidiyorum evlere, her zaman olduğu gibi temizlik yapıyorum” diyor. 

Tek maaşla geçinemedikleri için ev işlerine gitmek zorunda kaldığını anlatan Rukiye, çalıştığı taşeron şirketlerin sigorta yapmadığını, bazen taşeron şirketler aracılığıyla gittiği büyük kurumsal şirketlerde çalıştığında o şirketlerin mecburen günlük sigorta yaptıklarını belirtiyor.

“Pandemi dönemimde bile çalışmak zorundayım”

Çalıştığı taşeron şirketin ücret kesintisi yaptığını bu nedenle zorda kalmadıkça şirket aracılığıyla temizliğe gitmediğini anlatan Rukiye, “Borç içindeyiz, eşim asgari ücretle çalışıyor. Bu para yetmiyor, geçinemiyoruz. Bu nedenle pandemi döneminde bile çalışmak zorundayım” diyor.

Son olarak, Rukiye de diğer ev emekçisi kadınlar gibi Kovid-19 aşılama programında öncelikli grupta yer almayan ev işçilerinin bir an önce aşılanmasını istiyor. 

Haberde gerçek isim kullanılmamıştır.