Yemen’de savaş yaralısı Hadel, inat ve umuduyla hayata tutunuyor

Yemen’de 10 yıldır süren iç savaş sırasında 13 binden fazlası sivil 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Binlerce kişi de yaralandı. Havan mermisinin patlaması sonucu ellerini kaybeden Hadel Mahmud Abdul Wase’nin, verdiği mücadele engelleri aştı.

HALA AL-HAŞİDİ

Yemen- Yemen'de Husiler ile hükümet güçleri arasındaki iç savaş 10 yıldır devam ediyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Yemen Temsilci Yardımcısı Hicham Nahro, iç savaş nedeniyle yerinden edilen kişi sayısının 4 milyon 500 bini aştığını, bunların yaklaşık yüzde 80'ini kadınlar ve çocukların oluşturduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği raporlarına göre, iç savaş nedeniyle Yemen halkının yüzde 73'ü (yaklaşık 23,4 milyon) insani yardıma muhtaç hale geldi; 4,3 milyon kişi yerinden edildi ve ülkede 13 binden fazlası sivil 377 bin kişi, çatışmalar nedeniyle hayatını kaybetti. Yaralanan Yemenlilere dair ise sağlıklı bir istatistik tutulamıyor.

İstatistiklerde yer almayan savaş yaralılardan biri de Hadel Mahmud Abdul Wase. 23 yaşındaki Hadel Mahmud Abdul Wase’nin yaşamı egemenlerin savaşına bir meydan okuma hikayesi. Hadel Mahmud Abdul Wase, 2017 yılında Taiz kentindeki Jabal Habashi’nin Kadra Bölgesi’nde Husiler tarafından atılan top mermisiyle ağır yaralanarak ellerini kaybetti. Uzunca bir tedaviden sonra eğitimine devam ederek, derece ile okulunu bitirdi. Ortaokulu bitirdikten sonra kendisi gibi savaş sırasında yara alanlara yardım etmek için Savaş Yaralıları Rehabilitasyon Meslek Enstitüsü’ne gitti.

Zorlukları bir bir aşma iradesi gösterdi

Çevresinde sürekli sağlık durumunu hatırlatan insanlar olduğunu ve ne zaman bir şeyler yapmak istese yapamayacağını söylediklerini belirten Hadel Mahmud Abdul Wase, bu söylemlere aldırış etmediğini kaydederek, “Parmaklarım olmadığı için bilgisayar kullanamayacağımı söylüyordu birçok kişi. Ben yılmadım ve uluslararası bir lisans almak için bilgisayar bölümüne kaydoldum. Bilgisayar kullanmayı öğrendim. Kendime güvendim ve başardım. İlk hastaneden çıkıp köyüme döndüğümde birçok zorlukla karşılaşmıştım. Ama zamanla aştım ve kalem tutmayı öğrendim. Okula gittiğimde başlarda ders çalışmayı sevmiyordum. Ama öğretmenim ve arkadaşlarımın teşvik etmesi bende büyük etki yarattı. Ailem destek oldu. Zor olan sürekli durumumla ilgili sorulardı. Bununla da zamanla yüzleştim” diye belirtti.

Yaralanmasının ilk süreçlerinde tüm yaşamını annesinin idame ettirdiğini söyleyen Hadel Mahmud Abdul Wase, belli bir zaman sonra tek başına yapmayı öğrendiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Kendimi çok çaresiz hissediyordum. Sonra bazı şeyleri kendi başıma yapmaya başladım. Bazı şeylerde geç kalmış olsam da tutarlı bir çalışmayla artık hayatımı normal yaşadığımı hissediyorum. Artık kendimi engelli biri gibi hissetmiyorum, hayata her yönüyle alıştım. Mermi koluma ilk düştüğünde bir şaşkınlık içindeydim. Köylüler ve amcam beni hastaneye yetiştirdi. Gece 3’te uyandığımda kafam karışmıştı ve ne yazık ki doktor bana herhangi bir bilgi vermedi. Sabah 10’a kadar bekledim. Uyandığımda ellerimin sargı beziyle bağlı olduğunu gördüm. ‘Bana ne oldu?’ diye düşündüm. Amcama sordum sessiz kaldı. Annemi ağlarken görünce anladım. Dayanmak çok zordu.”

‘Ben de hayatın zorluklarıyla her yönüyle yüzleşmiş bir kadınım’

“Ellerimi geri getirecek bir tedavi yok ama kaderime razı gelmeden çabalayarak bir hayat yaşayabilirim” diyen Hadel Mahmud Abdul Wase, “Elbette uzuv kaybından sonra hayat değişiyor. Protez uzuvlar kullandım ama onları kullanırken kendimi rahat hissetmedim. Engellilik sadece fiziksel değildir. Ben de hayatın zorluklarıyla her yönüyle yüzleşmiş bir kadınım. Okudum ve başarılı oldum ve engelli insanların çalışmayı ya da okumayı bırakmaması gerektiğine inanıyorum. Hayattan umutsuzluk olmaz, umutsuzlukla da hayat olmaz. Gelecek için hırsları, kararlılıkları, yaratıcı olma istekleri olmalı” şeklinde konuştu. Hadel Mahmud Abdul Wase, kız çocuklarına ve kadınlara ne olursa olsun hayallerinden vazgeçmemeleri gerektiğini söyleyerek, hedefinin üniversitede medya iletişim okumak olduğunu belirtti.