'Nasıl ki gülü dikenleri koruyorsa biz de toprağımızı koruyacağız'

Türk devletinin işgal saldırılarına karşı nöbet tutmaya başlayan Hesekêli kadınlar, kentlerinin güvenliğini koruyarak, sonuna kadar direneceklerini belirtiyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê -Türk devletinin, 19 Kasım’da Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê, Dêrik, Şehba, Dirbesiyê, Şera ve Zirganê bölgeleri başta olmak üzere bir çok alana dönük başlattığı bombardıman devam ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye'nin farklı etnik toplumların ve inançların bir arada yaşadığı Hesekê kentinde de saldırıların başladığı andan bu yana halk sokağa çıkarak tepkilerini dile getirdi. Hesekê Kantonu'nun Til Temir ilçesinde yaşayan kadınlar, ilçe ve köylerine yönelik bombalı saldırılara karşı savunmaya geçerek mahallerini korumaya başladı.

Şehrin güvenliği kadınlara emanet

Aslen Laziqiyê ilinden olan ve şuan Til Temir’de yaşayan 62 yaşındaki Elya Fûad, 27 toruna sahip.  Türk devletinin sivillere yönelik saldırını kınayan Elya Fûad, "Bizler Til Temir ve bölge kadınları olarak Rusya ve Amerika'nın ikiyüzlülüğünü ve Türk devleti ile bölgemize yönelik işbirliklerini, katliam ve insanlık suçlarını şiddetle kınıyoruz. Bölgemizde farklı etniklerden ve dinlerden olan halklar kardeşçe bir arada yaşıyor. Bu tabloyu Erdoğan hazmedemiyor. Erdoğan varlığımızı yok ederek birliğimizi bozmak istiyor” dedi.

’10 yıl önce savunmaya başladık’

Topraklarını şimdi değil 10 yıl önce korumaya başladıklarını söyleyen Elya Fûad, "Biz sadece bugün değil, 2011'den bu yana Erdoğan'ın çetelerine karşı mahallelerimizi koruyoruz. Tüm kadınlar topraklarını korumak için el ele verecek ve topraklarını düşmandan temizleyecek. Bu topraklara çok şey borçluyuz, bu yüzden ona sahip çıkmalıyız. IŞİD vahşeti karşısında tüm devletler kendilerini bir kenara attı ama YPJ-YPG ve QSD güçlerimiz IŞİD'e karşı savaşarak IŞİD’i mağlup etti. Aynı zamanda şunu da unutmamalıyız ki IŞİD'in yaratıcısı Türk devletidir” diye ifade etti.

Birlik çağrısı

Bütün dünya kadınlarına seslenen Elya Fûad, Kuzey ve Doğu Suriye saldırılarına yönelik birliklerini oluşturmaları çağrısında bulundu ve şöyle devam etti: “Til Temir'den tüm dünya kadınlarına seslenerek, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal saldırılarına karşı birlik olmaya çağırıyorum. Erdoğan, İstanbul'daki patlamayı bahane ederek bölgelerimize saldırıyor ve burayı işgal etmeye çalışıyor. Ama şunu iyi bilsin ki biz buna izin vermeyeceğiz. Tüm dünya kadınlarına seslenerek, topraklarımıza yönelik işgale, teröre ve şiddete karşı ayağa kalkmaya çağırıyorum."

‘Kadınlar tehlike olarak görülüyor’

İşgal saldırılarında kadınlara yönelik şiddete dikkati çeken Elya Fûad, “Bugün işgalle kadınlara yönelik şiddet de uygulanıyor. Buradaki kadınların gelişimi bütün dünyayı etkiledi ve Erdoğan bunu bir tehlike olarak görüyor ve her fırsatta kadınları hedef alıyor. Bölge kurum ve hizmet merkezlerinin hedef alınmasının nedeni kadınların gücünü kırmaktır. Suyu kesilerek, tahılları yakılarak, şehir bombalanarak ve yerel altyapıya zarar verilerek bizi tahliye etmek istiyorlar. Ancak onlara boyun eğmeyerek, mücadeleye devam edeceğiz. YPJ-YPG ve QSD güçleri bizi temsil ettikleri için onları her zaman destekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

‘YPJ-YPG ve QSD güçlerine sırtımızı yaslıyoruz’

Şuan askeri güçlerin ve iç güvenliğin savunma hattında yer alan 60 yaşındaki Fehîme Ebdilrehman, "Bugün her türlü saldırıya karşı mahallelerimizi savunuyoruz ve işgalci Türk devletinin topraklarımıza saldırılarını asla kabul etmeyeceğiz. Nasıl ki bir gül dikenleriyle kendini koruyorsa biz de savunmaya geçerek mahallelerimizi koruyoruz. Taş, sopa ve silahlarla işgalcileri topraklarımızdan kovacağız. Çünkü burada önemli olan şey iradedir. Bugün YPJ-YPG ve QSD güçlerine sırtımızı yaslıyoruz. ABD ve Rusya'ya güvenmiyoruz. Çünkü bu devrim bizim devrimimizdir ve biz bu topraklar için canını veren kahramanlarla birlikte büyüyoruz, güçleniyoruz” dedi.

‘Topraklarımızı terk etmeyeciğiz’

Toprağını savunmakla görevli olduklarını söyleyen 65 yaşındaki Şêxa Hisên Misto,  duygularını şöyle ifade etti: "Toprağımı savunma bana niye zor gelsin? Erdoğan hangi silahla, hangi uçakla saldırırsa saldırsın, toprağımızı terk etmeyeceğiz. Hangi alan korunmak istenirse oğlum ve kızımla bu alanı korumaya hazırız. Sadece toprağımızı savunmayacağız aynı zamanda yaralılarımızı da tedavi edip onlara bakacağız. Ama en önemlisi de asla toprağımızı terk etmeyeceğiz, eğer buradan çıksak bile mücadele uğruna can vererek çıkarız.”