Berivanlar verdikleri emeğin karşılığını alamıyor

Gever’in yaylalarına günün ilk ışıkları ile bazen at bazen kamyon üstünde giden berivanlar, sağdıkları sütten elde ettikleri ürünleri satarak geçimlerini sağladıklarını fakat gelirlerinin eskisi gibi olmadığını ifade ediyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Colemêrg- Kürdistan’ın Colemêrg, Wan ve Şirnex başta olmak üzere birçok kentinde geçim kaynağının temelini hayvancılık oluşturuyor. Köylerde yaşayan halkın yanında şehirlerde yaşayanların bir kısmı da bahar ayılarında zozanlara yani yaylalara çıkarak, hayvanları otarıp, süt sağıyor. Hayvancılık yapan kadınlara ise Kürdistan’da Berivan adı veriliyor. Birçok kız çocuğuna da isim olarak verilen Berivan, Kürt halkı açısından kültürel bir değer olarak görülüyor. Çatışmaların yoğun yaşandığı alanlarda yasaklar ve kullanılan kimyasallar nedeni ile belli dönem yayalara çıkamayan halk, temel geçim kaynaklarını bırakmamaya kararlı.

Colemêrg (Hakkari) ilinin Gever (Yüksekova) ilçesi de endemik bitki çeşitliliği ve yemyeşil yaylaları ile tanınan bir alan. İlçede halkın çoğu yaylaya çıkıyor. Sabahın ilk ışıkları ile at ya da kamyonlarla yaylaya çıkan kadınlar, hayvanlardan sağdıkları sütleri süzüp, bidonlara dolduruyor. İşi erken biten kadın, diğer kadınlara yardıma gidiyor. Ortak yaşam ve dayanışmanın en güzel örneklerinin yaşandığı yaylalarda, güzel anların yanında işin ve koşulların zorluğundan da bahsetmek gerek.

Kadınlar sağdıkları sütler, yaptıkları yoğurt, peynir ve yağı ilçe ve il merkezinde satarak ailesinin geçimini sağlıyor. Ekonomik krizin günden güne derinleşmesi yaşamın her alanını etkilediği gibi berivanları da etkiliyor. Gelirlerinin eskisi gibi olmadığını ifade eden berivanlar, yine de yaptıkları işten duydukları memnuniyeti dillendiriyor.

‘Hem evde hem de yaylada çalışıyorlar’

   

Gever’de Esendere yolu üzerindeki yaylaya her gün kamyonla gidip gelen Naciye Saygı yaklaşık 50 yıldır berivanlık yapıyor. “Biz şehir insanı değiliz, köy insanıyız” sözleri ile tek geçim kaynaklarının hayvancılık olduğunu söyleyen Naciye Saygı, gün içinde sadece yaylada değil evde de çalıştıklarını dile getirdi. Yıllardır hayvanlarına baktığını, aynı şekilde hayvanlarının da hem kendisine hem de ailesine baktığına yer veren Naciye Saygı, “Bizler her işi yapıyoruz. Sabah uyanıyoruz buraya geliyoruz. Burada ki işimiz bittikten sonra da eve gidip orda ki işleri yapıyoruz. Bu hayvanlara bakıyoruz, yorucu ama yapacak hiçbir şey yok. Burada bundan başka iş imkânımız yok. Hayvanlar olmazsa elimizde hiçbir şey kalmaz. Ben onlara baktım onlarda bize baktı. Çocuklarımı bu sütten ve peynirden aldığım parayla büyüttüm. Bu işi bırakmayı hiç düşünmedim. Kendi çocuklarıma da öğretiyorum. Hayvan bakmazsak burada yiyecek ekmeğimiz olmaz. Biz geçimimizi sağlamak için buraya gelip saatlerce çalışıyoruz. Yıllardır yaptığımız için de yorgunluğuna da zorluğuna da alıştık” sözlerini kullandı.

‘Bu süt bizim tek geçim kaynağımız’

  

Yaylaya her yıl çıkarak berivanlık yapan Xezal Yemen ise, aynı şekilde tek geçim kaynağının hayvanları olduğunu vurguladı. Neredeyse bölgedeki bütün kadınların geçim kaynağının berivanlık olduğunu anlatan Xezal Yemen, “40 yıldır bu işi yapıyorum. Bir dönem koyunlarımı sattım ama evde oturmaktan sıkıldığım için yeniden koyun aldım. Kadınlarla beraber yola çıkıp, kadınlarla beraber eve dönüyoruz. Bu hayvanlar bizim hem ekmeğimiz hem suyumuz. Burada yapacağımız hiçbir iş yok. Ya süt sağacağız ya da aç kalacağız. Biz de kendi emeğimizle çalışıp kazanıyoruz. Bu sağdığımız sütleri peynir, yağ, ya da yoğurt yapıp satıyoruz. Oradan kazandığımız parayla da ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Zor, yorulduğumuz anlarda oluyor ama mecburuz” açıklamasında bulundu.

‘Kriz yüzünden bir şey alınmıyor’

Verdikleri emeğe rağmen ekonomik kriz nedeniyle çok zorlandıklarını anlatan Hacer Sala ise şunları söyledi: “Bütün emeğimiz benzin parasına gidiyor. Eskiden her şey bu kadar pahalı değildi daha iyi çalışıyorduk. Şimdi ne alsak ya da ne satsak da elimizde kalıyor. O kadar yoruluyoruz ama bir şeker bir yağ parasına yetmiyor emeğimiz. Burada tek geçim kaynağımızda bu. 7’den 70’e bütün kadınlar hastalık ya da yorgunluk demeden bu işi yapıyor. Bu kriz nedeniyle ne eskisi gibi ürün satabiliyoruz ne de geçimimizi sağlayabiliyoruz.  O kadar emek veriyoruz ama son iki yıldır emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Hiçbir şey alınamıyor. Masrafı da çok zahmetli.”