İranlı parkurcu Nafs Kakavand: Denemeyi asla bırakmamalıyız

“Daha fazlasını öğrenmek için denemeyi asla bırakmamalıyız” diyen İranlı sporcu Nafs Kakavand, 7 yıldır parkur yaptığını belirterek, toplumsal normları yıkmayı başardığını söyledi.

ŞABNAM TAVAKOLİ

Tahran – Son yıllarda birçok kişinin ilgisini çeken parkur sporu ilk Fransa’nın başkenti Paris’te banliyölerde keşfedildi. İran’da da 1990’lardan bu yana gençlerin ilgi gösterdiği spor, insan vücudunun yeteneklerini en verimli şekilde kullanarak engelleri aşmak ve bir yerden diğerine geçmeyi amaçlıyor. Kentte gerçekleştirilen bir nevi engelli koşuda denilebilecek sporu yapan, kadın koşuculara traceuse, erkeklere ise traceur denilmektedir.

Tahranlı 25 yaşındaki Nafs Kakavand, yaklaşık 7 yıldır parkur sporunu yapıyor. Erkek sporu olarak bilinen parkura kadınların yoğun ilgisinin olduğunu belirterek, sporla toplumsal algıları da yıktıklarını belirtti.

‘Bir dönem bana baskı uygulayanlar şimdi beni cesaretlendiriyor’

Yaptıkları sporla normları yıktıklarını söyleyen Nafs Kakavand, “Yaşadığımız ortamda spor henüz kadınlara uygun değildi, özellikle de parkur gibi yüzde 99'u erkek olan bir spor dalında. İstesek de istemesek de erkek çocukların olduğu ortamlarda çalışmak zorunda kalıyorduk. Yaptığım iş bir nevi normları yıkmayı başardım, öyle ki o zamanlar beni sıkan, giyimime ve sporuma takılıp kalanlar şimdi beni cesaretlendiriyor” dedi.

Parkur için işinden ayrıldı

Parkur sporuna nasıl başladığı ile ilgili bilgi veren Nafs Kakavand, “Bir gün Niavaran Park'a gittim ve oradaki parkurcuları gördüm. Daha sonra babamın eski evinde masa ve sandalyeler kurarak antrenmanlara başladım. İlk 6 ayda parkura o kadar ilgi duymaya başladım ki bir yıllığına işimden ayrıldım. Bu yolda güzel insanlarla tanıştım, özellikle de sporda çok prensipli bir insan olan antrenörüm Morteza Zulfaqari. Tahran'ın bir ilçesinde spor yaptığımda oradaki insanlar beni çok teşvik ediyordu ancak şehrin aşağı kesimlerinde arkadaşlarım hem halkın hem de polisin kendilerini taciz ettiğini söylüyordu” ifadelerinde bulundu.

Parkur sporunda kadınların erkeklere oranla daha zorluk yaşadığını aktaran Nafs Kakavand, “Benim sporum bir sokak sporu. Bir kadın olarak zaman zaman sorunlar yaşayabiliyorum. Antrenman yaparken insanların bana bakmasından hoşlanmıyorum. Erkekler tarafından birçok kez rahatsız edildim.  Parkur yapan kızların güçlü bir vücut geliştirmenin yanı sıra güçlü bir karakter de geliştirmeleri gerekir. Bu sporda erkeklerle antrenman yapıyoruz ve bazı sorunlar olabiliyor” sözlerine yer verdi.

‘İran dışındaki yarışmalara katılamıyoruz’

İran'da bir derneğin olduğunu ancak parkurcular tarafından kabul görmediğini dile getiren Nafs Kakavand, şöyle konuştu: “Parkur kulübümüz yok ve birçok zorluk yaşıyoruz. Tüm hayatını parkur yaparak geçiren bir insanı düşünün ve İran'da federasyonumuz olmadığı için İran dışındaki yarışmalara katılamıyoruz. Bu da parkurcuların bir süre sonra bu spordan soğumasına neden oluyor. İran'da çok güçlü parkurcularımız var, öyle ki İranlı çocuklar küresel çevrimiçi yarışmalara katıldığında her zaman birinci oluyorlar ama kimse onları bilmiyor çünkü bir grubumuz ya da federasyonumuz yok.”

‘Parkurdaki kadınların geleceği konusunda çok iyimserim çünkü onlar daha güçlüler’

İlk nesil parkurcuların Nilofar Moghadam, Mehsa Rezaei, Yaganeh Akrami olduğunu kaydeden Nafs Kakavand, “Onlar benim rol modellerimdi ve parkur için birçok kısıtlamanın olduğu dönemde çok çalıştılar, var güçleriyle çalıştılar. Biz, Muhaddeh Malek Mohammadi, Mino Nasiri ve Yasman ile bir önceki neslin yolunu devam ettirmeye çalıştığımız yeni nesildik. Meşhed'den Zahra, Arak'tan Firouzeh, Şiraz'dan Mino, bunlar parkurda parlayanlar yeni nesil kadınlar. Ben parkurdaki kadınların geleceği konusunda çok iyimserim çünkü onlar daha güçlüler” ifadelerinde bulundu.

Nafs Kakavand, son olarak tüm kız çocuklarına ve genç kadınlara şu mesajı verdi: “Toplumsal baskılara rağmen her zaman kendi yolumu takip ettim ve her zaman kendi mali bağımsızlığıma sahip oldum. İlgi alanlarımızın peşinden gitmeliyiz ve kızlar erken evlenmeyi düşünmemeli, hayat şu ki, eğer güçlü ve bağımsız bir kadınsanız ve kendi ayaklarınız üzerinde durursanız, daha mutlu olursunuz. İnsanların söylediklerine çok fazla aldırış etmemelisiniz çünkü eğer en mükemmelseniz sizi kabul etmezler. Kendi içinizde olumlu bir duygu yaratmaya çalışmalısınız ve bu etrafınızda iyi insanlar mutlaka olacaktır. Parkurda ilerlememi sağlayan en önemli şey her zaman başkalarının ilerlemesinden mutlu olmam ve öğrendiklerimi başkalarına da öğretmem oldu. Ben de herkesten öğrenmeye çalışan bir insandım, parkurda bittiğini hissettiğinizde son ilerlemeniz durur, geri dönersiniz. Hiçbir şeyin nihai olmadığını ve her zaman mükemmel olmadığımızı, her zaman daha bilinçli olmak için daha fazlasını öğrenme kapasitemiz olduğunu bilmeliyiz. Bunun için denemeyi asla bırakmamalıyız.”