EBÎR MUHEMED

Qamişlo- Türkiye ve bağlı paramiliter gruplar 9 Ekim 2019’da Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerine dönük havadan ve karadan kapsamlı işgal saldırısı başlattı. Bu saldırılarda halka yönelik vahşi uygulamalar gerçekleştirilirken, topraklarını ve bölge halkının savunulması için işgal saldırılarına karşı direnen YPJ savaşçılarından Çîçek Kobanê (Dozgîn Temo), Eyn Îsa’nın Mişrefa köyünde kaçırılarak Urfa’ya götürüldü.  Yaralı bir şekilde Türkiye’ye teslim edilen Çiçek Kobanê tutuklandı. 3 Yıl tutuklu kalan Çiçek Kobanê’ye daha sonra Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından  “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve "adam öldürmekten" 10 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Kararın, Antep Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi tarafından 11 Haziran 2021 tarihinde onanması ardından dosya Yargıtay'a gönderildi. Konuya ilişkin Qamişo Kadın Adalet Komitesi yöneticisi Henife Muhemed, değerlendirmelerde bulundu.

“İhlalde sınır tanımıyor”

Türkiye’nin sınırlarının olmadığını dile getiren Henife Muhemed, “Suriye muhalefetinin para ile satın almış ve bugün onun adına çalışıyor. Bizler Kürtler olarak ya da Rojava Kürdistan halkı olarak tüm bileşenlerle topraklarımızı tehlikelerden korumak için büyük bir direniş verdik. Özerk Yönetim’in kurulduğu 2014 yılından bu yana genç kadın ve erkeklerimiz eline silah alarak topraklarını savundu.  Türk devleti barbar bir devlettir ve komşu bir devlet gibi davranmıyor. Ne yazık ki başlıca düşman olarak Suriye topraklarının tamamına, özellikle de Kürt bölgelerine saldırıyor. Dünya yasalarında başka bir ülkeyi işgal etmek kesinlikle yok. Ancak Türk devletine bu anlamda yol verildi. Türkiye Suriye’ye girerek binlerce ihlal gerçekleştirdi” dedi.

“İnsanlıktan uzak”

Türkiye’nin Çiçek Kobanê’yi yargılaması ve ceza vermesini değerlendiren Hanife Muhemed, “Türk devleti, Başure Kürdistan'ın statüsünü kendi suskunluğunun gerekçesi olarak görüyor, bu yüzden Rojava'nın siyasi bir statüsünün olmaması için buraya saldırılar başlattı. Bu saldırılarla Rojava Kürdistan'ındaki Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê gibi bazı kentleri işgal etti. 2019 yılında Türk devletinin Serêkaniyê ve Girê Spî'yi işgal etmek için düzenlediği operasyonda, topraklarını savunmak için savaşan bir Kürt kadını olan Çiçek Kobanê kaçırıldı ve Türkiye'de hapse atıldı. İnsan hakları nerede? Nasıl oluyor da başka bir ülkede olan Türkiye'ye sınırı geçmeyen ve sadece kendi ülkesini savunan bir kadın kaçırılıp cezalandırılıyor? Çiçek Kobanê'nin insanlıktan ve insan hakları standartlardan uzak bir şekilde dünyanın gözleri önünde yakalandı ve görüntüleri kamuoyuna da yayıldı. Bu kadının Türk devleti tarafından yargılanıp hüküm giydi. Türkiye’nin bu hakkı yok” diye konuştu. 

“Suça ortaklar”

IŞİD’in Kürt kadınlarının mücadelesi ve kahramanlıklarıyla mağlup edildiğini belirten Henife Muhemed, “Dünyanın sessizliği bizi şaşırtıyor ve aklımıza biz Kürtler insan değil miyiz, bizlerin kendi dil ve kültürüyle yaşamaya hakkı yok mu düşüncesini getiriyor. Aynı zamanda Türk devleti Suriyeli mültecileri Suriye’ye getirip işgal bölgelerine yerleştireceğini söylüyor. Türkiye mülteciler üzerinden pazarlık yapmak istiyor. Türk devleti sözde NATO üyesi. Buna rağmen NATO sesini çıkarmıyor” diye ifade etti.

Henife Muhemed, dünyanın sessizliğinin Suriye’de halkların katledilmesine neden olduğunu ve bu sessizliğinde suça ortak olmak anlamına geldiğini söyledi. Yaşanan çok sayıda belgeyi ilgili yerlere gönderdiklerini ifade eden Henife Muhemed, belgelere rağmen sessizliğin devam etmesine tepki gösterdi. Kendi topraklarını savunan Çiçek Kobanê’nin dünyanın gözü önünde işkence gördüğünü anlatan Henife Muhemed, “Görüntüleri sosyal medyada yayınlandı. Halkımızın katledilmesinin nedeni dünyanın sessizliğidir” dedi.