Tunuslu aktivist: Sivil toplum sokaklara dönmeli

Kelam Derneği’nden Asmaa Sabri, Tunuslu kadınların kazanımlarının tehlikede olduğunu belirterek, “Sivil toplum olarak sokaklara dönmeli ve aynı coşkuyla mücadele etmeliyiz” çağrısında bulundu.

NAZIHA BOUSSIDI

Tunus – Tunuslu kadınlar, Anayasa hükümlerinin askıya alınması ve Temsilciler Meclisi'nin feshedilmesinin ardından yaşanan siyasal krizden en çok etkilenen taraf oldu. Sivil toplum aktivisti ve Kelam Derneği proje koordinatörü Asmaa Sabri, ajansımıza verdiği röportajda, özgürlüklerin gerilediği ve kadın haklarının tehdit edildiği bir ülkede kadınların rolünün geliştirilmesinde sivil toplum, kadın kurumları ve derneklerin rolü hakkında konuştu.

Tunus'ta genç kadınların yaşadığı durum hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ülkede krizler ve zorluklar açısından olup bitenlere bakıldığında, özellikle ekonomik durumun kötüye gitmesinden sonra eskisinden daha zor hale geldi, bu nedenle gençlerin çoğunluğu tek bir şeyi düşünüyor o da dışarıya göç. Ülkedeki halkın 2011'de gerçekleştirdiği devrime ikna olmuştum ama bugün kazanımlarımı korumak için hala direnmeme rağmen birçok şeyden dolayı kendimi hüsrana uğramış gibi buluyorum. Tunus'taki tüm genç kadınların sivil toplum örgütlerine katılımları teşvik edilmeli. Genç kadınlar etraflarında neler olup bittiğini görmeli ve yeni bir yaşamın kapılarını aralamalı.

Sivil toplumda bir aktivist olarak kariyerinize ne zaman başladınız? Nasıl zorluklarla karşılaştınız mı?

2011 yılında gençlerin devrime, partilere ve birliklere üye olmaya çok hevesli oldukları bir yılda üniversitede okumaya başladım. O zamanlar Tunuslu Öğrenciler Genel Birliği'nde aktiftim ve ofise üyeydim. Daha sonra 2015 yılında sivil toplum alanındaki kariyerime başladım ve beş yıl sürdürdüm. Bu süre zarfında başkentte çeşitli derneklerde gönüllü olarak çalıştım ve ardından Kelam Derneği’nde çalışmaya başladım. 2019'dan bugüne kadar da faaliyetlerimi sürdürüyorum.

Amacım, özellikle uluslararası toplumda kadınların siyasete katılımları konusunda gündeme getirdikleri sorunları anlayıp ele almak ve genel olarak insan hakları alanında kadın savunucuları arasında yer almaktı. Sivil toplumla "Manich Msamah" hareketi sayesinde tanıştım. Biz o zamanlar sivil toplum değil, toplumda etkili ve aktif olmak isteyen bir grup gençtik. Uzlaşma Yasası ile başladık ve sonrasında sivil toplum içinde birtakım ilişkiler kurduk ve o gönüllü olduk. Gönüllülük bugün bana Kelam Derneği'nde çalışmanın kapısını açtı.

Genç kadınlar sivil topluma katıldıkları için baskı altında mı?

Aslında faaliyette bulunduğum derneklerin çoğu çalışmadaki durumumu anlayışla karşılıyordu çünkü etkinliklerin çoğunu hafta sonu ya da tatillerde gerçekleştiriyorduk ve ailem de en çok onlar üzerinde çalışıyordu. Ailelerin yoğun baskısına maruz kalan ve kadın derneklerine katılmak isteyen çok sayıda genç kadın var. Onlar benim önde gelen destekçilerim. Bu nedenle genç kadınları karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen önlerine çıkan umuda ve fırsatlara sarılmaya ve ülkede neler olup bittiğini anlamalarına yardımcı olduğu ve önünü açtığı için sivil toplum içinde yer almaya davet ediyorum. Onlar için hak ve özgürlüklere sahip çıkalım çünkü 12 yıl önce yaşadığımız hayalimiz yok olacak.

Kelam Derneği koordinatörü olarak derneğin sunduğu en önemli faaliyetler ve elde edilen sonuçlar nelerdir?

Kelam Derneği, 2015 yılında feminist bir hareket çerçevesinde faaliyete başlayan ve daha sonra dernekleşen bir sivil toplum kuruluşudur. En önemli hedeflerinden biri kadın haklarını savunmak, cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele etmektir. İlk etkinliği 2019 yılında Tunus'ta El Kef vilayetinde düzenlenendi. Ele alınan en önemli konulardan biri kadın özgürlüğüydü ve ardından “Ma Tahshmish” projesinde çalıştık. Şu anda kadınlarla ilgili bir projede “Oxfam” organizasyonuyla ortak çalışıyoruz ve birçok ortağımız var çünkü dernek feminist dinamizm çerçevesine ait ve yirmiden fazla derneği içeren bireysel özgürlükleri bir araya getiriyor ve ana amacımız 25 Temmuz sonrasında yaşananlarla ilgili görüşlerimizi dile getirmek. Farklılıklarımıza rağmen dernekleri bir araya getirmek ve savunuculuğun güçlenmesini sağlamaktır.

Derneğin eleştirilerine rağmen Tunus'ta Afrikalılara yardım kampanyası başlattınız. Bununla ilgili bir detay var mı?

Sivil toplumla ortaklığımız sayesinde güneyde Tunus çölünde bulunan birçok arkadaşımız var ve evlerinden çıkıp dolaşamadıkları için bizden kendilerine yardım etmemizi istediler. Tunus güvenli ülkelerden biri olarak ediliyor ancak evlerinden çıkmama cezası alan kişiler var. Bu nedenle bir yardım kampanyası başlattık. Kampanya faaliyeti yaklaşık iki hafta sürdü. Elimizden geldiğince çocuklu ailelere yardım etmeye çalışıyoruz ve dernek ayrıca bez ve gıda gibi yardımların yapılmasını talep etti.

Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda derneğin aldığı önlemler nelerdir?

Derneğin kadınları ve sorunlarını desteklemek için sunduğu en önemli önlemlerden biri, diğer dernekler tarafından yürütülen savunuculuk süreçlerine dahil olmak, farkındalık kampanyalarına katkıda bulunmak ve sığınacak yer sağlamak gibi şiddete uğrayan kadınlara sahip çıkmaktır. Mahkemelere başvuran kadınlara hukuki ve psikolojik destek sunuyoruz. Şiddete uğrayan kadınlardan büyük bir talep var, çoğu maddi ve manevi şiddete uğruyor ve bu da marjinal ve işsiz grup arasında artıyor.

Temsilciler Meclisi'nin feshedilmesi ve Anayasa hükümlerinin devre dışı bırakılması kararı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Genel olarak Tunus'taki ekonomik, sosyal ve siyasi durumun kötüye gitmesi arasında yakın bir bağlantı vardır. Bugün bir kişinin gücüyle özetlenebilecek bir siyasi durumda yaşıyoruz. Bu kararların alınmasında özgürlük ve demokrasiye ulaşmak için mücadele eden halk adına kararlar alınması, hatta anayasa hükümlerini iptal etmek için yayınlanan istişare sırasında kendisiyle görüşmeye kalkışmalarımız başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bugün yasama, yürütme ve yargı erkek tekelinde yürüyor. Bu nedenle sivil toplum olarak sokaklara dönmeli ve aynı coşkuyla mücadele etmeliyiz. Kadınlar özgürlükleri ve hakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve temsil oranı sadece yüzde 12.

Sizce kadınlar devrimden sonra kaybettikleri haklarını geri kazanmak için ne yapmalı?

Tunus feminist hareketinin başlangıcından bu yana herhangi bir kazanım kaybı kaydetmemiştik. Ancak bu yıl ilk kez seçim yasası ve parlamentodaki eşitlik ilkesinin kaybı olan büyük bir kayıp kaydedildi. Çünkü bizi bu ilkeyi kaybetmeye zorlayan madde veya kişi ileride başka şeyleri de kaybetmemize neden olacaktır. Kadınlar kendilerini temsil eden, onların gereklerini ve haklarını anlayan kimsenin olmadığı bir savaşın içinde bulacaktır. Özellikle karar masalarının etrafında oturan ve orada sadece dekor olarak duran kadınlar var. Bu sahneyi her gün Cumhurbaşkanlığı'nın resmi sayfasında görüyor ve izliyoruz.