Darağacında celladını yargıladı: Gece saçlı kadın
“Bizim ölümümüzle binlerce Kürt uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak” diyen Leyla Qasim’ın, 49 yıl önce idam edildiği Kürdistan topraklarında kadınlar, ‘Jin jiyan azadi’ felsefesiyle direnişi büyütüyor.
SARYA DENİZ
Haber Merkezi- O, Kürdistan’ın Leylası… O, masalların değil ülkesine aşık halkının kahramanı. O, Kürdistan topraklarına bağlı, ‘gece saçlı kadın’ olarak tanınan Leyla Qasim. Mücadele ve direnişten hiçbir zaman vazgeçmeyen kısacık yaşamında adını tüm dünyaya duyuran, idam sehpasına “Benim ölümüm halkımın uyanışı olacak” sözleri ile giden Leyla Qasim. Saçları bayraklaştırılan kadın. Bugün ‘Jin jiyan azadi’ sloganıyla saçını bayraklaştıran nice Kürt kadının öncülerinden.
Leyla Qasim, 1952 yılında Xaneqin’de Dalaho Qasim ve Kani’nin üçüncü çocuğu olarak bir gece yarısı dünyaya gözlerini açtı. Doğumu gece yarısına denk geldiği için ona Arapça ‘gece’ anlamına gelen Leyla ismi verildi. Leyla Qasim, yoksul bir ailenin tek kızıydı. Yoksul ve aynı zamanda Kürt kimliğiyle ailesi ile hep göç yollarındaydı. 1958 yılında Bağdat’a göç etti.
Öğrencilikten militanlığa
Lise öğrenimini Bağdat’ta tamamlayan Leyla, Bağdat Üniversitesi’nde sosyoloji bölümüne girdi. 20 yaşındayken Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) ile tanıştı. Buradaki çalışmalarına devam ederken Saddam Hüseyin’in “Kürt düşmanlığı” üzerine bir makale yazdı. Bu makale sonrasında hedef olarak seçildi. Her fırsatta, “Kölelik Kürtlerin kaderi değil” diyen Leyla, bir süre sonra ulusal kurtuluş mücadelesinin aktif militanı oldu.
Uçak kaçırma eyleminde tutuklandı
1974 yılında Baas rejimi Kürtlere karşı savaş açtı. İlk olarak Kürt aileler Bağdat’tan çıkarılmaya başlandı. Irak rejimi Qeladize kentini bombaladı. Bombalama sonucunda yüzlerce sivil katledildi. Dünya bu katliamları duymalıydı. Bu görevi Leyla Qasim ve arkadaşları üstlendi. Leyla Qasim ve 4 arkadaşı uçak kaçırma eylemi yaptı. 24 Nisan 1974’te yakalandılar. Yakalanmalarından itibaren işkence ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldılar.
Cellatları yargıladı
Göstermelik bir mahkemeye çıkarılan Leyla Qasim ve arkadaşları yaptıkları savunma ile adeta sanık koltuğuna yargıç ve cellatları koydular. 12 Mayıs 1974 tarihine gelindiğinde Saddam Hüseyin’in emriyle Leyla Qasım ve arkadaşları idam edildi. Leyla Qasim’ın, idam sehpasına giderken söylediği; “Beni öldürün fakat şu gerçeği de bilin ki benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak. Ben Kürdistan’ın özgürlüğü yolunda canımı feda ettiğimden dolayı sevinç ve gurur duymaktayım” sözler ve okuduğu Kürt Milli Marşı Ey Reqib’i (Hey Düşman!) bugün ardı olan milyonlarca Kürt kadın ve erkeğin verdiği mücadeleye de ışık oldu.
Leyla Qasim ve arkadaşları Kürt özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşerek, sembol bir isim oldu. Leyla Qasim, Irak devletinde idam edilen ilk kadındır.
‘Saç örgülerimden bayrak yapsınlar’
İdam kararı Leyla Qasim’ın ailesine haber verilmedi. Annesi kızını farklı bir kimlikle görebildi. İdam edilmeden önce annesinden geleneksel Kürt kıyafeti ve bir makas ister. İdam edildikten sonra yüzüğünü ablasına verilmek üzere bir arkadaşına verir. Ayrıca saçlarından bir tutam keserek annesine gönderir. Annesine gönderdiği mesajda, “Birkaç gün sonra bu Kürdi kıyafetler içerisinde idam edileceğim ve Kürdistan’a gelin olacağım” yazar. Annesiyle kısa bir görüşme fırsatı bulan Leyla, şu vasiyette bulundu:
“Güzel annem; tasalanma, ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve Kürdistan için savaşıyorum. Dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını, ilkelerimden taviz vereceğimi zannediyordu. Hatta mücadeleden vazgeçmem için maddi tekliflerde bulundu. İstediğim okullarda öğretmenlik yapabileceğim vaadinde bulundu. Fakat ben bunları kabul etmeyecek kadar onurlu olduğumu, halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı, bu mücadele uğrunda idamı onurla karşıladığımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam’ın ne kadar zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç örgülerimden bayrak yapsınlar.”