Hana Budabous’un yazma serüveni birçok kadın için ilham kaynağı

Libyalı yazar Hana Budabous, tesadüfen başladığı yazarlık yolculuğunu, kadınların sesi ve direnişiyle örülü bir edebiyat mücadelesine dönüştürdü. Hana Budabous, yazmanın sadece bir ifade değil, aynı zamanda bir özgürleşme biçimi olduğunu hatırlatıyor.

İBTİSAM AXFİR

Bingazi- Ortadoğu’nun çatışmalarla, toplumsal baskılarla şekillenmiş coğrafyasında kadınlar, yüzyıllardır görünmeyen hayatlarını görünür kılmak için kelimelere sarıldı. Libya’da doğan ve yazarlıkla kendini yeniden var eden Hana Budabous da bu kadınlardan biri. Ataerkil yapıların, sessizliği dayatan geleneklerin içinde kalemiyle direnen Hana Budabous, sadece yazmakla kalmadı; yazdıklarıyla hem kendisini hem de başka kadınları iyileştirdi.

Hana Budabous’un yazma serüveni birçok kadın için ilham kaynağı. Hana Budabous, yazar olmayı hiç planlamamıştı. 2020 yılında şans eseri Ürdünlü bir ekip tarafından düzenlenen "Yaşamak İçin Yazıyoruz" adlı bir eğitim kursuna katıldı. Kursta, içinde duyulması gereken bir ses olduğunu keşfetti ve herkes için kelimelerini bir bir sıraladı. Dijital medyada paylaştığı yazıları ile tanınan Hana Budabous, bir süre sonra edebiyat dünyasında kendine bir yer edindi.

‘Bir keşif anıydı’

Serüvenini ajansımıza anlatan Hana Budabous, yazar olmaya karar verdiği ilk anı “Bir keşif anıydı. İçimde olup bitenleri ifade edebildiğimi, sevimli ve özgün bir anlatım tarzına sahip olduğumu keşfettim. Yolculuk oradan başladı. O zamandan beri dokuz Arapça kitaba katkıda bulundum" sözleri ile tarif etti. İlk başlarda doğum sonrası yaşadığı depresyonun üstesinden gelmek için sürekli kalem ve kağıda sarılan Hana Budabous için yazma eylemi bir sanata dönüştü.

Filistinli tutukluları yazdı

Bir süre sonra kişisel deneyimlerini öyküleştiren Hana Budabous, sadece kendisi için değil tüm kadınların içinde kendini bulabileceği eserler çıkardı. Yazmanın ikili bir rolü olduğuna inanan Hana Budabous, "Psikolojik olarak yazmak kendini kucaklamak gibidir, başkalarına yönelik yazmak ise sahnede durmak gibi. Yüzleşme ve etkileşim var ve bu onun sihridir" dedi.

"Kofiya" adlı kitabında Filistinli kadın tutuklular hakkında yazdığını anlatan Hana Budabous, şunları söyledi:

"Mağripli olmama rağmen, duyduklarıma ve gördüklerime dayanarak sanki oradaymışım gibi yazdım. Filistinli kadın yazarlar öyküden etkilendiler ve gerçekliğini hissettiler. O zaman gerçek duyguya ulaştığımı anladım."

Yazmaya tutkuyla bağlı

Libya'daki edebiyat alanında kadınların sınırlı olduğunu ifade eden Hana Budabous, bir gün kendisinin de baskılardan yorulup yazmayı bırakmasından korktuğunu ifade etti. Hana Budabous,"Medya kadın yazarları desteklemiyor ve yayınevleri pahalı, bu yüzden çoğu kadının öykü yazma girişimi çabuk bitiyor" şeklinde konuştu. “Benim yazma kararlılığım hiç sarsılmadı” diyen Hana Budabous, dört çocuğu ve sorumlulukları olmasına karşın yazmaya tutkuyla bağlı olduğunu dile getirdi.

Öykülerini bir kitapta derleyecek

Hana Budabous, kadınların edebiyat alanında cesurca davranmasını istedi. Yazın hayatında henüz çok yeni olduğunu söyleyen Hana Budabous, "Libya'daki kadın öykü yazarlarıyla tanışma fırsatım olmadı. Kültür sahnesinde bizi bir araya getiren forumlar ve girişimler eksik. Yazdıklarımdan oluşan bir kısa öykü koleksiyonu yayımlamak istiyorum. Öykülerimi bir kitapta derleyeceğim” şeklinde konuştu.