Gazzeli ressam Sarah: Sanat benim için direniştir
Gazze’de beyaz kumaş ve odun külü kullanarak halkın yaşadıklarını resmeden Sarah Saada, “Sanat benim için lüks değil, direniştir. Hayatlarımız trajedilerle dolu olabilir ama sanatın gerçeği değiştirebileceğine inanıyorum” diyor
NAGHAM KARAJEH
Gazze– İsrail saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi'nde hayat giderek zorlaşıyor ve kısıtlı imkanlar özellikle kadınların yaşamını derinden etkiliyor. Tüm bu zorlu yaşamın ortasında kampların ara sokaklarında bir kumaş parçası üzerinde resim yapan 18 yaşındaki Sarah Saada, resimleriyle kuşatma altındaki ülkesinin acılarını anlatıyor.
‘Çizdiğim resimlerle kadınların sesi olmak istiyorum’
Çevresinde olup bitenlere seyirci kalmak istemediğini kaydeden Sarah Saada, “Çizdiğim resimlerle kadınların, çocukların, gazetecilerin sesi olmak istiyorum. Benim için sanat bir lüks değil, direniştir. İlk başta duvarlara çizim yapmak istiyordum, ancak Gazze’nin çoğu harap olmuş durumda ve resim yapabileceğim malzemelerim yok. Bundan kaynaklı pazardan aldığım beyaz kumaşlar üzerine resim yapmaya karar verdim. Her şey ilkel bir şekilde yapıldığından resim yapmak kolay olmuyor. Malzemelerim kaliteli değil, ama burada yaşanan acıları tüm imkan yetersizliğine rağmen yansıtmak istiyorum” diyor.
Yaşadıklarını resmediyor
İthal renklerin çoğunun pahalı olduğunu ve piyasada bulunmadığını aktaran Sarah Saada, "Çizim için karakalem kullanmayı denedim ama o da pahalıydı. Sonunda küçük odun parçalarını yakıp siyah kömür haline getirmeyi düşündüm ve buradan ellerimle renklerimi yaratmaya başladım. Yaktığım odunlardan kül elde ediyorum ve küllerle sanatımı icra ediyorum. Resimlerimle Filistinlilerin, özellikle de acılardan en büyük paya sahip olan kadınların ve çocukların yaşadığı trajik bir gerçeği somutlaştırmayı başardım. Tablolarımdan birinde çocuğunu kucağında tutarken acı acı ağlayan bir kadını resmettim. Bu sahneyi kampta defalarca yaşadım, her şeyini kaybeden anneler ve yardım alamayan çocukları gördüm” ifadelerinde bulunuyor.
Başka bir tablosunda ise hapishane parmaklıkları arkasında oturan bitkin bir kadın üzerinden Filistinli mahkumların acılarını somutlaştıran Sarah Saada, gerçeği aktarmak için her gün tehlikelerle karşı karşıya kalan Filistinli gazetecileri de onurlandırmayı unutmuyor. Sarah Saada, resimlerinden birinde Jabalia kampındaki olayları aktarırken ağır yaralanan gazeteci Fadi Al-Wahidi'yi anlatıyor. Sarah Saada, “Fadi'yi yoğun bakım odasında çizdim, çünkü o benim için buradaki gazetecilerin susturulamayacak bir sesini temsil ediyordu” diye belirtiyor.
‘Gazze için resim yapmaya devam edeceğim’
Sarah Saada'nın küçük çadırı sokağa açık bir sanat galerisine dönüştürüldü. Burada her gün boyadığı tuvallerin çerçeveleri dizildi ve bütün bir ulusun hikayeleri anlatıldı. Yoldan geçen pek çok kişi durup hayranlığını dile getirdi.
Bu genç yetenek, gurur dolu bir gülümsemeyle şöyle diyor: "İnsanların resimlerinin önünde durup yaptıklarımdan etkilendiklerini görünce mutlu oluyorum ve mesajımın dünyaya ulaşacağını hissediyorum. Hayatlarımız trajedilerle dolu olabilir ama inanıyorum ki, sanat gerçeği değiştirme gücüne sahiptir. Gazze için resim yapmaya devam edeceğim. Acının ortasında umut arayan herkesin hatırına…”