Kadını katleden bekçiden mahkemede 'devlet' güzellemesi

Bekçi Özcan Yıldız, tarafından 2022 yılında katledilen Rozerin Yıldız dosyasına dair konuşan Avukat Dicle Sümer, “Fail sürekli devlete olan güvenini tekrarlayıp, aileyi de ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlayarak, haksız tahrik indirimi almak istiyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Amed’in Hani ilçesinde 8 Haziran 2022 tarihinde evli olduğu bekçi Özcan Yıldız tarafından ateşli silahla ağır yaralanan ve iki yıllık yaşam mücadelesinin ardından geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren Rozerin Yıldız davasında, karar bekleniyor.  Komada kaldığı süre içerisinde fail hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan iddianame hazırlandı. Rozerin Yıldız’ın hayatını kaybetmesi ile fail hakkında “kadını kasten öldürme” suçlamasıyla yeni bir iddianame hazırlandı. Yaklaşık 10 ay sonra hazırlanan iddianameye dair konuşan Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Dicle Sümer, “Fail sürekli bekçi olduğunu ve devlete olan güveninden bahsederek, haksız tahrik indirimi almayı hedefliyor” dedi.

İki yıl yaşam mücadelesi verdi

3 çocuk annesi Rozerin Yıldız, evliliği boyunca sistematik şiddet ve tehdide maruz kaldı. Bu süre zarfında sığınma evinde kalan Rozerin Yıldız, Özcan Yıldız’dan gördüğü baskı ve ölüm tehditleri nedeniyle yeniden Hani’deki evine döndü.

Rozerin Yıldız, 8 Haziran 2022 tarihinde bekçi Özcan Yıldız’ın silahlı saldırısına uğradı. Fail Özcan Yıldız ise olaydan bir gün sonra gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İlk iddianamede haksız tahrik istendi!

İki yıl komada kalan Rozerin Yıldız bu süreçte eski haline dönemedi. Anne Şükran Atlı ve baba Bedri Atlı yaklaşık 2 yıl boyunca her yıl hastaneye giderek kızlarının gözünü açmasını bekledi. Bu süreçte açılan soruşturmaya ilk aşamada gizlilik kararı verildi. Verilen karar 6 ay sonra iddianamenin hazırlanması ile kaldırıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “eşi kasten öldürmeye teşebbüs” suçlaması ile hazırlanan iddianamede savcılık, olayın teşebbüs aşamasında kaldığı ve sanığın memur olması nedeniyle sanık hakkında haksız tahrik indirimi yapılmasını talep etmişti.

İlk duruşmanın 1 Aralık 2022 tarihinde görüldüğü dosyada fail Özcan Yıldız, suçtan kurtulmak için olayın intihar olduğunu söylerken, sanık avukatı ise mağdurun çığlık atmadığını sorguladı. İddianamede yer alan deliler olayın intihar olmadığını doğrularken, yargılama devam ettiği sırada Rozerin Yıldız 17 Nisan 2024 tarihinde yaşamını yitirdi.

İki dosya birleştirildi!

Rozerin Yıldız’ın yaşamını yitirmesi ile savcılık avukatların talebi üzerine yeni bir iddianame hazırladı. Ölüm olayından yaklaşık 10 ay sonra hazırlanan “kasten öldürmeye teşebbüs” suçuyla hazırlanan iddianamede ilk iddianamede yer alan “haksız tahrik” talebi yer edinmedi. İki dosya birleştirilirken açılan yeni dosyanın ilk duruşması 17 Şubat’ta Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkeme’sinde görülecek. Yargılamanın 3 yıldan uzun süredir devam ettiğini ancak bir kararın çıkmadığına dikkat çeken Avukat Dicle Sümer, bu sürenin uzun tutulmasında failin kolluk olmasının da etkili olduğunu söyledi.

‘Mütalaa verilmesini bekliyoruz’

Savcılığın bu süreçte talep ettiği haksız tahrik indirimine dair iddiaların hepsini tek tek çürüttüklerini belirten Dicle Sümer, failin ise yargılama boyunca aynı senaryo ile indirim almak için çaba sarf ettiğini dile getirdi. Dosyada şu an hiçbir eksik hususun bulunmadığını ve bütün delillerin toplandığını belirten Dicle Sümer, dosyada karar aşamasına gelindiğini aktardı. Uzun süredir devam eden yargılamanın “ağırlaştırılmış müebbet” cezası ile sona ermesi gerektiğini söyleyen Dicle Sümer şu değerlendirmede bulundu: “Biz bu duruşmada mütalaa verilmesini ve failin en üst sınırdan ceza almasını bekliyoruz. Haksız tahrik ve iyi hal indirimi olmadan bir ceza verilmesi gerekiyor. Dosya 3 senedir sürüyor. Kadına karşı yürütülen tutum yargı uygulayıcılarını da etkiliyor. Rozerin 10 ay önce yaşamını yitirdi, maalesef iddianamenin hazırlanması çok uzun sürdü.”

‘Fail her fırsatta bekçi olduğunu dile getiriyor’

Failin devlet tarafından kendisine verilen silahla bu suçu işlediğini belirten Dicle Sümer, “Delil karartma yöntemlerini biliyor. Fail günlerce firari kaldı ve bu aşamada yok ettiği deliller de var. Bu noktada kişinin kolluk olmasının verdiği bir kolaylaştırıcı etkisi de var. Biz en başından failin özellikle kolluk olduğunu vurguluyoruz. Fail de her seferinde bekçi olduğunu ve devlete karşı olan güvenini her duruşmada dile getiriyor. Kimi zaman aileyi örgüt üyesi olmakla suçluyor. Kadın cinayeti dosyası bu noktada farklı bir noktaya çekilmek isteniyor. Bu durum aynı zamanda özel savaş politikalarının da bir sonucudur. Bizler 3 yıldır devam eden yargılamada adaletli bir karar bekliyoruz. Dosyada cezasızlık uygulanmamalı” sözleri ile duruşma öncesi kadınlara dayanışma çağrısında bulundu.

Anne ‘adalet’ çağrısını yeniledi

Bu süre zarfında adalet mücadelesinden vazgeçmeyen anne Şükran Atlı ise bu çağrısını yenileyerek, “Benim kızım katledildi. Bu kişinin en ağır cezayı almasını istiyorum. Kızım iki yıl boyunca direndi ancak başaramadı. Adalet diyerek yıllardır yaşıyoruz” dedi.