İnsan hakları aktivisti: Fas'ta kadın haklarının ilerlemesi zorlu bir yoldan geçti

Faslı kadınların elde ettikleri kazanımlara dikkat çeken insan hakları aktivisti Zahra Al-Wardi, gelinen aşamada mevcut kanunların günümüz koşullarına uymadığını belirterek, yasalarda radikal değişiklikler için kampanya başlatıldığını söyledi.

HANAN HARITE

FAS- Fas’ta kadın hakları konusunda uluslararası sözleşmelere imza atılsa da gereklilikleri yerine getirilmiyor. Fas Kadın Hareketi de hükümetin tutarsız yaklaşımlarına karşı Aile Yasası’nda radikal ve kapsamlı bir değişiklik için kampanya başlattı. Konuyla ilgili ajansımızın sorularını yanıtlayan insan hakları aktivisti ve Kadın Eylemleri Birliği Yürütme Ofisi üyesi Zahra Al-Wardi, Fas’ta kadın haklarının zorlu bir yoldan geçtiğini söyledi.

‘Kadınlar önemli kazanımlar elde etti’

*Fas'ta kadın haklarının ilerletilmesi sürecini nasıl değerlendiriyor?

Fas'ta kadın haklarının ilerlemesi zorlu yollardan geçerken, kadınlarda önemli mücadeleler yürüttü. Eğitim seviyelerini yükselten kadınlar, çalışma yaşamında bazı sorumluluk pozisyonlarını üstlenerek ‘erkek işi’ olarak görülen birçok alanda önemli çalışmalar yürüttüler. Ancak toplum buna uyumlu değildi ve Fas bağımsızlığını kazandıktan sonra bu haklar kendiliğinden geldi. O zamanki ulusal hareket kız çocuklarının eğitiminin gerekliliğini istedi. Bu nedenle aileler kız çocuklarını okullara kaydettirdiler. Okullarda iş aramak için şehirlere yoğun göçler yaşandı. Öte yandan kadınlar tarlalarda, fabrikalarda ve evlerde çalışmaya başladı. Kadınlar eğitim görerek sağlık ve yönetim pozisyonlarında yer aldı. Diğer yandan ise ‘kadının yeri evidir, kocasının yanıdır’ gibi bir muhafazakar görüş te baskın olmaya devam etti. Bu gerilimlerin ışığında, erkek ve kadın aktivistlerin, partilerin ve üniversitelerden yeni mezun olmuş gençlerin önderliğinde kadınların tüm haklarda erkeklerle eşit olması için bir insan hakları hareketi oluşturuldu.

‘Birçok kanun çıkarıldı’

Fas'ta hükümet kadın ve çocuk haklarıyla ilgili birçok uluslararası sözleşmeye imza attı. Daha önce Kişisel Durum Yasası'nda yer almayan bir dizi hakta cinsiyetler arasında eşitliği şart koşan 2004 tarihli Aile Yasası ve ayrıca işyerinde kadın erkek eşitliğini ve çalışma yasağını vurgulayan 2003 tarihli İş Yasası çıkarıldı. Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan değişiklikleri içeren Ceza Kanunu’nda kısmi bir değişiklik de yapıldı. Kadınları fuhuş, zorla çalıştırma, dilencilik veya kölelik gibi her türlü sömürüden korumak için 2016 yılında 27-14 sayılı İnsan Ticareti Kanunu çıkarıldı. Bunun yanı sıra ev işçilerinin istihdamına ilişkin 19-12 Sayılı Ev İşçileri Kanunu yürürlüğe girdi.

Ufuk açan kazanımlar

Meclislerde kadınların temsilini artırmak için pozitif ayrımcılık önlemlerine ek olarak kadınların politik, ekonomik, sosyal düzeylerde güçlenmesi için programlar ve stratejiler geliştirildi. Tüm bunlar siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel haklarda cinsiyetler arasında eşitliği tanıyan, her iki cinsiyet için fırsat eşitliğini destekleyen, Parite Komisyonu’nu kuran ve her türlü ayrımcılıkla mücadele eden 2011 Anayasası ile doruğa ulaştı. Bunlar, kadınların toplumsal yaşama etkin bir şekilde katkıda bulunmaları ve koşullarını iyileştirmeleri için ufuk açan kazanımlardır. Ancak değişime direnen bazı zihniyetlerin varlığı devam ediyor. Kadınlar medya ve eğitim alanlarında zorluklar yaşarken, kadınların şiddetten korunmasına dair gerekli önlemler alınmıyor. Kadın haklarıyla ilgili anayasada bazı çelişkiler söz konusu ve detaylı bir inceleme ile ayrımcı hükümlerin belirlenmesi gerekiyor. Kamu politikalarına bakıldığında gündemlerinde kadın haklarının geliştirilmesine öncelik vermeyen bir durum söz konusudur. Parite Komisyonu'nun faaliyete geçirilmesinde ve her türlü ayrımcılıkla mücadelede geç kalındı. Kadınlar, yoksulluk, cehalet, şiddet nedeniyle haklarına erişemiyor.

‘Kadınlar adaletsizliğe ve şiddete maruz kalıyor’

*Aile Yasası 19 yıldır uygulanıyor ve sizin fark ettiğiniz dengesizlikler nelerdir?

Kadın Eylem Birliği, “Aile Yasasında Kapsamlı ve Derin Bir Değişim İçin Kadın Koordinasyonu” bünyesindeki kadın hareketi bileşenleriyle birlikte, gerçek eşitlik için Aile Yasası'nda köklü ve kapsamlı bir değişiklik çağrısında bulunuyor. Sivil toplum olarak yardım merkezlerine gelen kadın ve kız çocukları ile yaptığımız çalışmalara ve yayınladığımız yıllık raporlara göre kadınlar adaletsizliğe ve şiddete maruz bırakılıyor. Kadınların temel hakları ihlal ediliyor. Kadınlar mahkemelere başvurup haklarını arasa da bu sadece sembolik olarak kalıyor.

Aile Kanunu, kişisel statü düzenlemesi alanında önemli bir geçiş oluşturup, cinsiyetler arası eşitliği tanıyan hükümler içermesine rağmen, uygulanmasının 19 yılı boyunca ve hem hükümleri hem de uygulama açısından yasal boşluklar kaydedildi. Çocuk yaşta evlendirme, boşanma, çocukların kanuni velayeti, nafaka, mal paylaşımı, çok eşlilik, miras gibi birtakım gerekliliklerinde ayrımcılığın ve adaletsizliğin devam ettiğini ortaya koymuştur. Kadına adalet ve koruma sağlama konusunda yetersiz olunduğu, mekanizmaların (adli yardım ve bilirkişiler) zayıflığı ve insan kaynağının nitelikli olmadığı tespit edilmiştir.

‘Yasalarda ciddi çalışma yapılmalı’

Bu noktadan hareketle kadın hareketi mücadelesini sürdürerek, Fas'ın onayladığı anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı hale gelmesi, toplumsal ve ekonomik dönüşümlere cevap vermemesi nedeniyle Aile Kanunu’nda köklü ve kapsamlı bir değişiklik için kampanya başlattı. Umarız ki akla ve mantığa dayalı sağduyulu tartışmalar olur. 1992'deki Bir Milyon İmza Kampanyası, Kişisel Statü Yasası’ndaki birçok yanlışlık ve kafa karışıklığının değiştirilmesi için başlatılmıştı. 1993 yılında değişiklikler yapıldı. Mudawana'daki (Fas hukukunda aile kodu olarak da bilinen kişisel statü kodu) kutsallık karakterini kaldırmak ve kadınlar için biraz adalet sağlamak için 2004 Aile Yasası’nda değişiklik yapıldı. Her ne kadar bazı kesimleri rahatsız etse de 19 yıl boyunca uygulandı. Ancak gelinen aşamada günümüz koşullarına uymayan durumlar söz konusu. Özellikle 19’uncu bölüm olmak üzere anayasanın ilkelerine, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşmeye uygun olarak kadınların bu haklara erişimini sağlamak için ciddi bir çalışma gerektirmektedir.

‘Kadınlar ve çocukların hakları garanti altına alınmalı’

*Aile Yasası'nda yer alan ve ayrımcılıkla ilgili olarak şu anda değiştirilmesi gerektiğini düşündüğünüz hususlar nelerdir ve talepleriniz hangi yönde?

Kanunun velayet gibi bazı maddelerinde ayrımcılık, adaletsizlik ve eksikliklerin giderilmesini ve anne ile boşanmış baba arasındaki ayrımcılığın kaldırılmasını talep ediyoruz. Boşanma durumlarında çocuğun velayeti babaya verilir ve çocuğun menfaatini gözetmeye özen gösterilmez. Nafaka ile ilgili olarak ise çocukların nafakasının belirlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için adil, birleştirilmiş standartlar ve doğru bir takvimin belirlenmesi ve babanın gelirinin gizlenmemesi için yargının babanın gelirini bilmesinin sağlanması gerekliliğini görüyoruz. Kadınlar ve çocukları için barınma alanlarının oluşturulması, çocukların eğitimlerine devam etmesi ve daha iyi koşullarda yaşayabilmeleri için bazı düzenlemelere gidilmeli. Kanunlar kadınlar ve çocukların haklarını garanti altına alacak şekilde tanımlanmalıdır.

Aile Kanunu’nda çocuk haklarına ilişkin gerçek bir yaptırım yok. Formalite olarak kalan 54’üncü maddenin yeniden tanımlanmasına ihtiyaç var. Kadının onurunu zedeleyen çok eşlilik konusu da yasaklanmalıdır. Kadınlar genel olarak adaletsizlik, yoksulluk, haklarının inkar edilmesi, kaynaklara erişememe gibi sorunlar yaşıyorlar. Kadınların sadece yüzde 1'i tarım arazisine, yüzde 7'si ise gayrimenkule sahip. Bu da miras sisteminin adalet ve eşitliği sağlayacak şekilde revize edilmesi gerektiğini gösteriyor.

‘Çocukların evlendirilmeleri engellenmeli’

Çocuk evlendirme konusu da kız çocuklarının eğitim ve sağlık haklarının ihlalini teşkil etmekte ve kız çocukları arasında cehalet ve yoksulluğun artmasına neden olan toplumsal trajedilere yol açmaktadır. Kız çocuklarının evlenmelerinin engellenmesini gerekmektedir. Kız ve erkek çocuklar için belirlenen kanuni evlenme yaşının istisnasız 18 olarak kabul edilmesi ve kanunu aşmaya kapı açan 16’ncı maddenin iptal edilmesini istiyoruz.

Ceza kanunlarında kadınlar gözetilmeli

*Aile Kanunu'nun değiştirilmesi taleplerinin yanı sıra ceza kanununun yeniden gözden geçirilmesi yönünde talepler de var. Sizce bu kanunda ayrımcılık unsurları var mı?

Adalet Bakanlığı tarafından üstlenilen ve önümüzdeki aylarda açıklanması beklenen ceza kanununun gözden geçirilmesi konusunu kadın hareketi takip ediyor. Evlilik içi tecavüz gibi belirli eylemleri suç sayarak ve bireylerin hayatlarının mahremiyetine müdahale ettiği için bireysel özgürlüklerle ilgili bazı eylemleri suç olmaktan çıkararak bu yasada yer alan tüm boşlukların metin düzeyinde aşılması gerekiyor. Bu durumda kadın haklarında ilerleme yaşanabilir.