Direnenlerin yurdu Rojava’da devrim kök salmaya devam ediyor

Egemenlerin ve Türk devletinin saldırısı altındaki Rojava’da 19 Temmuz’da ilan edilen devrim tüm halklara nefes oldu. Devrim sadece Kürtler için değil herkes için bir ütopyanın nasıl gerçeğe dönüştüğünü de gösterdi.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi- Rojava… yıllardır işgal ve saldırıların altında olan bir coğrafya. 19 Temmuz 2012’de tüm renkleriyle açan bir ağacın küçük fidesi, aradan geçen yıllarda tüm saldırılara rağmen kendi toprağında daha da köklendi. İnsan iradesinin örülen duvarlarla hapsedilmek istendiği ancak her şeye ve herkese inat yazgısını özgürlükten yana kullanan insanların kendi yolunu çizdiği bir ülke burası. IŞİD’in vahşetiyle yüz yüze kalmış, barbarlığa karşı tek başına savaşmış, direnişleri ile aslında tüm insanlığı temsil eden herkesin yurdu Rojava’da bugün devrimin 12’nci yılı. 

‘Düştü düşecek’ sözleriyle insanların bir kıyımdan geçirildiği Rojava’da bugün devrim kutlanıyor. 7’den 70’e tüm kadınların zılgıtlarla sipere koştuğu, daha önce adımlarını atmadıkları evlerinden dışarı çıkarak savaşçılara yemek taşıdığı, silah kuşanarak savaşın en ön cephesinde yer aldı. Tüm dünyanın canlı tanıklık ettiği o günlerden bu zamana yaşam yine kadınların ellerinde kuruluyor. Düşmanın kuşatmasına karşı duran kadınlar, tüm dünya kadınlarına özgürlüğün nasıl bir ışık saçtığını gösterdi. Siyah çarşafları tek hamlede çıkararak en güzel renkleriyle yaşama koşan kadınlar, kendileri ve elbette halklar için özgürlüğün ve eşit yaşamın ne kadar elzem ve gerçek olduğunu anlattı. Rojava’da yaşananlar bir film karesinden yansıyanlar değildi. Rojava yeni doğmuş bir bebek kadar çıplak, gerçek ve yepyeniydi. Rojava’nın kazanması tüm dünyanın, özgürlük ve eşitlik isteyen herkesin kazanması anlamına geliyordu. Öyle de oldu; Rojava herkesin ülkesi haline geldi. Rojava özgürlük isteyenlerin evi haline geldi.  

Arap Baharı

Tunus’ta 2010 yılının sonlarında başlayan ve Ortadoğu’nun her yerine yayılan “Arap Baharı” adıyla anılan halk isyanları, 15 Mart 2011’de Suriye’ye sıçradı. 2011 yılının Nisan ayında Suriye’nin her tarafına yayılan ve bugün hala süren iç savaşın en önemli kazanımı, Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleştirilen Rojava Devrimi oldu. ‘Kadın Devrimi’ adıyla anılan devrim 12’nci yılında, kurulan yeni yaşamla halklara nefes oldu. Kürtler, bölgede “Halkların Baharına” öncülük ederken Demokratik Modernite'nin inşasını gerçekleştirdiler.

İlk olarak TEV-DEM kuruldu

İç savaşın ilk zamanlarında Kürtler bir taraftan Şam hükümeti diğer taraftan da muhalifler tarafından kendi yanlarına çekilmeye çalışıldı ama her iki taraf da Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerini “çözümden sonra” diyerek reddetti. Devrimde kararlı olduğunu gösteren Kürt halkı, Şam hükümetinin ve muhalif güçlerin yaklaşımlarına karşı kendi siyasi birliklerini kurmak için Demokratik Toplum Hareketi’ni (TEV-DEM) ve Rojava Kurdistan Halk Meclisi'ni (MGRK) kurdu.

TEV-DEM’in kurulmasının ardından Suriye genelinde yapılan Cuma yürüyüşleri ilk defa Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler adına başlatıldı. Efrin’de ilk olarak Kürtçe dil kursları açıldı. Kentlerde halk meclisleri oluşturuldu. Bu zamana kadar hizmetler rejime bağlı yönetimlerce yürütülüyordu ancak daha sonra halk kendi kendini yönetmeye başladı. İlk defa Kürt çocukları, hazırlık düzeyindeki okullarına kaydedilerek Kürtçe eğitime başladı. Kürt Dil Kurumu (SZK) da yine bu dönemde kuruldu.

Halk yönetimlere el koydu

2012 yılının 18 Temmuz gününe gelindiğinde Suriye’nin başkenti Şam’da rejimin etkili tüm kurumlarından başkanların katıldığı bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda büyük bir patlama yaşandı. Rejimin yüksek yetkililerinin çoğu yaşamını yitirdi. Aynı günün akşam saatlerinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Minbic, Cerablus, Kobanê ve Halep etrafındaki alanları ele geçirdi.

19 Temmuz’da ise Kobanê’de halkın katılımıyla, rejim güçleri şehirden çıkarıldı. Kobanê’nin ardından Efrîn, Serêkaniyê, Dirbêsiyê, Amûdê, Dêrik, Girkêlegê, Tirbêspiyê ve Tiltemîr’de halk yönetimlere el koydu. Yine aynı gün Kürtler, “Demokratik Suriye, Özerk Rojava” şiarı ile Kobanê'de kanton ilanını gerçekleştirdi ve 19 Temmuz Devrimi’nin başlangıç günü kabul edildi. Daha sonra Efrîn ve Qamışlo'da yeni kantolar ilan edildi. Çatışmaların artmasıyla halk yerel savunma birliklerini oluşturdu ve sokaklarda öz savunmasını gerçekleştirdi. Bu öz savunma ile Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) kuruldu.

İnşa başladı QSD kuruldu

Kürtlerin kendilerini yönetmeyi ilan ettikleri kentlerde siyasetten savunmaya, adaletten kültüre, toplumsal alandan ekonomiye, gençlik ve kadınların örgütlülüğüne kadar birçok alanda kurumsallaşmaya gidildi. Kurumsallaşmayla birlikte “Demokratik Özerklik” adını taşıyan sistemin inşası da başlamış oldu. Bölgedeki etnik, aynı zamanda kimi dini oluşumlarla ortak mücadele verildi. Küresel güçlerin desteğiyle El Kaide uzantılı Nusra'nın Serêkaniyê’deki provokasyonları ve IŞİD’in Kobanê'ye saldırısı, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan tüm halkları, inançları, farklılıkları bir araya getirdi. Oluşturdukları ortak yönetimlerle özgür ve eşit bir yaşamın inşasına girişen halklar, askeri güçlerini ise Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında daha da büyüttü.

Kürtlerin birliği

QSD ile birlikte Kürtlerin birlik arayışları daha da güçlendi. Bölgedeki en büyük Kürt siyasi güç olan PYD, Suriye Kürtleri Ulusal Cephesi (ENKS) ve 16 siyasi partinin yer aldığı Rojava Kürdistan Halk Meclisi, 26 Ekim 2011 tarihinde Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda her iki meclis de birlikte hareket edecekleri ve 25 Temmuz 2012’de Kürt Yüksek Konseyi'nin ilanı konularında karar aldı. Bu adım Kürtlerin birliği konusunda önemli bir adım olarak görüldü. 29 Temmuz 2012’de Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde yüz binlerce kişinin sokaklardaki yürüyüşünden sonra Kürt Yüksek Konseyi, Kürt halkının ortak iradesi olarak kabul edildi. Zamanla ENKS hem bölgedeki uluslararası güçler hem de Türkiye ile hareket ederek Kürt çıkarlarından uzaklaşsa da bu süre içerisinde Yüksek Konsey, “Diplomasi”, “Toplumsal Hizmet” ve “Savunma” adıyla üç komite oluşturdu.

Eğitime önem verildi

Devrimle birlikte en çok önem verilen konulardan biri eğitim oldu. Birçok kentte “Nuri Dersimî İzleme Kurumu” ile eğitim çalışmaları yapıldı. Anadil eğitiminde çalışmalar gerçekleştirildi. Bölgede 100’e yakın okul açıldı, bine yakın öğretmen yetiştirildi. Qamişlo, Dêrik, Amûdê, Efrîn, Kobanê’de ve birçok kentte kültür ve sanat merkezleri halkın hizmetine açılırken ileri ki süreçte üniversiteler kuruldu.

Adalet sistemi

Halkın ihtiyaçlarını ilk elden belirlemek önem taşıyordu. Halkın toplumsal, adli ve ekonomik sorunlarının çözümü için bir komite oluşturuldu. Yüksek Konsey’e bağlı Toplumsal Hizmet Komitesi’nin dışında her mecliste “Hizmet ve Barış Komiteleri” oluşturuldu. Devletin hukuk sistemine karşı “Adalet Komitesi” göreve başladı. Halk bu komitelere başvurarak sorunlarına çözüm üretiyor. Ayrıca Kürt Yüksek Konseyi’yle bağlantılı Barış ve Adalet Komitesi oluşturuldu. Hukuk sisteminin oturtulması için ayrıca 4 Nisan 2013’ten itibaren Mezopotamya Toplumsal Bilim Akademisi’ne bağlı olarak “Toplumsal Adalet Şubesi” kuruldu.

Kadınlar kendi yaşamlarını kurdu

Devrimin ilan edilmesi ve daha sonra kurumlarıyla hayata geçirilmesinde kadın ve gençler büyük rol oynadı. Kadın ve gençlik ayağında da çok sayıda çalışma yürütüldü. “Yekitiya Star” adıyla örgütlenen kadınlar devrim sonrası “Kongra Star” ve Arap halkının yoğun yaşadığı bölgelerde “Zenubya Kadın Topluluğu” adıyla  kadın meclisleri ve kadın evleri oluşturdu. Halk meclislerinde de kadının temsiliyetine öncelik verildi ve birçok şehirde kadın bilim-eğitim merkezleri ve kadın akademileri oluşturuldu. Tüm yönetimlerde eş başkanlık sistemiyle kadınlar yönetim kademelerinde karar alma mekanizmalarında yerlerini aldı. Kadın kurumları eğitim, aile, siyaset, ekonomi ve asayiş konularında aktif bir rol oynadı.

Halk sağlık ve ekonomide kendi örgütlerini kurdu

Devrim öncesi ve sonrasında sağlık alanı en önemli alanlardan biri olarak görüldü. Kürt Yüksek Komitesi çatısı altında, bölgeye dönük uygulanmakta olan ambargolar sebebiyle sorunların yaşandığı sağlık alanında da komiteler kuruldu. Kürt Kızılay’ı Heyvâ Sor kuruldu. Ambargonun kırılması, sistemin inşası ve sorunların çözümü için 2013 yılında Kuzey ve Doğu Suriye Ekonomik Gelişim Kurumu oluşturuldu. Ekonomisini halka dayalı olarak ilerleten bu kurum, Kobanê ve Dêrik’ten başlayarak kooperatifleşme çalışmalarına ağırlık verdi.

Devrim tüm gerçekliğiyle yaşanıyor

Devrim, zamanla Kuzey ve Doğu Suriye halklarının tamamını içine alarak Demokratik Özerklik statüsüne, askeri oluşumları Demokratik Suriye Güçleri'ne (QSD) ve her kesim, inanç, farklılığın yer aldığı yönetim meclislerine evrildi. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye hala özellikle Türk devletinin saldırısı altında. Bu saldırılara karşın farklı birçok kimlik, inançla yaşamlarını sürdüren halk, direnmeye devam ediyor. Kendi mücadele birikimiyle devrimin her alanda kurumsallaşmasını sağlayan halk, bu bilinçle kendi kendini yönetiyor ve sorunlarına çözüm oluyor. Toplumsal Sözleşme ile de yaşamlarını garanti altına alan halk bugün ‘ütopya’ olarak görülen bir yönetimi tüm gerçekliğiyle yaşıyor. Kürt halkı tüm kesimleriyle ‘özgür ve eşit nasıl yaşanır?’ sorusunun cevabını verirken devrim 12’nci yılında bu topraklarda kök salmaya devam ediyor.