Xizan’da askerler bahçe talan edip, onlarca ağaç kesti!

Xizan’a bağlı Xelapur köyünde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında köylülerin bahçeleri askerler tarafından talan edilerek, ağaçları kesildi. Köylüler, “Oy vermiyoruz diye bu zulmü yapıyorlar” sözleri ile tepki gösterdi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Bedlîs- Bedlîs’in (Bitlis) Xizan ilçesinde 2 Temmuz günü ilçeye bağlı 10 köy ve mezrada sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasak günler sürerken bu süre zarfında köyler yoğun bombardımana tutuldu. İki köyde çatışma ve havadan bombardıman şiddetlenirken, dağlık ve eğilimli yollarıyla bilinen Garzan Bölgesi’nde askerler köylülerin bahçelerine dozerlerle girdi. Günlerce sokağa çıkma yasağı ve bombardıman altında tutulan Xelapur (Yolbilen) Köyü’nde yurttaşlar yaşadıklarını anlattı.

Köylüler günlerce evlerinden çıkamadı!

Bir dağ yamacında bulunan ve tarihi yapısı, bahçeleri ile bilinen Xelapur’da köylüler havadan bombardıman nedeniyle günlerce evlerinden çıkamadı. Bu süre zarfında su alamadılar yine hayvanlarını otlatmaya ve su içmeye götüremediler. Çatışmaların geniş bir alanda yaşandığı bölgede askerler ağır iş makineleri ile Xelapur köyünde bulunan meyve ve fındık bahçelerine girdi. Ana yoldan dağ yamacı boyunca üç iş makinesi ağaçları köklerinden sökerek kendine yol oluşturdu. Köylülerin tepkilerine rağmen bahçeden çıkmayan iş makineleri arkasında büyük bir hasar bıraktı. Yasağı fırsat bilerek köylülerin bahçelerine giren askerler buradaki bostanları da yerle bir etti. Ana yoldan köye kadar iş makineleri ile askerlere yol açılırken halkında bahçesine girilerek, çoğu köylülerin geçim kaynağını da sağladığı meyve ağaçları olmak üzere onlarca ağaç kesildi.

Ağaçlar kesildi, bahçe talan edildi!

Tek geçim kaynakları olan fındık ve ceviz ağaçlarının yok olduğunu belirten köylüler, çatışma sürecinde köylerine verilen zararın diğer köylere verilmediğini söyledi. Köylülerden Huriye Nas, yaşanan durumu, “Buradan onlara oy yok diye böyle yapıyorlar. Bu yaptıkları her şey oy için” sözleriyle özetledi.

‘Sağlam ağacımız kalmadı’

Yasak esnasında bahçesinin talan olduğunu söyleyen Huriye Nas, günlerdir talandan geriye kalan ağaçları topladıklarını ifade etti. Her gün bahçesine gelerek kara kara ne yapacağını düşündüğünü belirten Huriye Nas, “Hiçbir şeyimiz kalmadı. Geldiler dağıtıp, talan edip gittiler. Hani burada bakın aşağı kadar bahçe vardı şimdi ne var yol var. Her şeyimiz ağacımız meyvemiz hepsi gitti. Zararımız çok büyük. Bu kadar emek verdik bu kadar çalıştık ama hepsi bir iki günde boşa gitti” dedi.

‘Bu zulmü onlara oy vermedik diye yapıyorlar’

“Neden bunu yaptılar?” sorusuna “Neden olacak oy yüzünden” diye yanıt veren Huriye Nas, “Onlara oy vermiyoruz diye bunu yaptılar. Bir oy için yapmadıkları şey kalmadı. Bu zulüm bu zorbalık bu hakaret her şey oy için. Diğer köylerde bu talan yok sadece bizde var. Bu köy onlara vermiyor diye bunu yapıyorlar. Allah bunu kabul etmesin. O gün buraya geldim neden yapıyorsunuz diye sordum izin vermedim. Biz evdeyken bunu yaptılar geldik yetişemedik. Onlara ‘sizi şikâyet edeceğim’ dediğimde bana ‘ bizi Ankara gönderiyor onlara mı şikâyet edeceksin?’ diye sordular. Ankara onları bu hırsızlığı bu talanı yapsın diye mi gönderdi” şeklinde konuştu.

‘Ölsem de köyümden gitmeyeceğim’

1994 yılında koruculuk baskısını kabul etmedikleri için köylerinin yakılarak boşaltıldığını yıllar sonra yeniden döndüklerini aktaran Huriye Nas, aynı politikaların yeniden devreye konulduğuna dikkat çekti. “Bu sefer beni öldürseler de ben köyümden gitmem” sözleriyle yürütülen politikaya tepki gösteren Huriye Nas, “Ne yapsınlar ne etsinler de bu sefer köyümden gitmeyeceğim. Sadece ben kalsam da buradan gitmeyeceğim. Bu zulümleri nereye kadar sürecek. Ben ölsem de burada kalacağım. Kendi malımız kendi mülkümüz onu bırakıp nereye gideceğim. Hiçbir yere gitmiyorum. Bu bahçenin de hesabını ödemeleri için onlara her gün lanet ediyorum” dedi.

‘Bizi de o ağaçlar gibi öldürsünler ama gitmeyiz’

Fatma Özmen ise ne elma ne de cevizden yana sağlam ağaçlarının kalmadığına dikkat çekti. Operasyon süresi boyunca evlerden çıkmalarına izin verilmediğini belirten Fatma Özmen, “İş makinelerini getirip bütün ağaçları yerinden söktüler. Köylülerin hiçbir malı kalmadı. Şimdi başvurdular diyorlar ama burayı yıkan yapar mı? Aşağıdan yukarıya kadar yol yapmışlar. Köye kadar iş makineleri ile ağaçları parçalayıp gelmişler. Sağlam ağaç kalmadı. Her şeyi biz köyden gidelim diye yapıyorlar ama bu sefer gitmek yok. Biz insanlar da bu elma bu ceviz gibiyiz gelsinler bizi de öldürsünler ama köyümüzden gitmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

‘Operasyon var deyip bahçelerimize girdiler’

Son olarak konuşan Kıymet Alat ise çatışma sürecinin ardından köyde suçsuz yere iki gencin gözaltına alınıp tutuklandığı bilgisini verdi. Bu zulmün yıllardır sürdüğünü ve 94’ten beri yaşadıklarına değinen Kıymet Alat şunları söyledi: “Yasak var’ deyip bizi oyalayıp köydeki bahçelere girdiler. ‘Operasyon var’ diyorlar ama ağaçları kesiyorlar. Köylülerin altında kalacakları bir ağaç kalmadı. Kimse bu durumu kabul etmiyor. Bu zulüm bitsin sona ersin artık. Yasak boyunca sinek gibi üstümüzden helikopterler, heronlar geçiyordu. Sürekli bomba atılıyordu. Evlerimizden dışarı adım atıp çeşmeye bile gidemiyorduk.”