‘Uluslararası kurumların yaklaşımı insani değil siyasidir’

Türk devletinin Alok İstasyonu’nun suyunu kesmesi ile kamplardaki göçmenlerin koşullarının daha da zorlaştığını belirten Cizre Mülteci İşleri Eşbaşkanı Gülistan Oso, uluslararası kurumların yaklaşımının insani değil siyasi olduğunu söyledi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Türk devletinin 9 Ekim 2019’da Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerine dönük işgal saldırıları sonrası yüzlerce yurttaş göç etmek zorunda bırakıldı. Özerk Yönetim tarafından, yerinden edilen yurttaşların barınma ihtiyacının karşılanması üzerine Hesekê Kantonu’nda Serêkaniyê ve Waşokanî adında iki kamp yeri oluşturuldu. Uluslararası insani yardım kurumlarının destek vermediği kamplarda yurttaşlar, Türk devletinin saldırı ve Şam hükümetinin ambargosu altında çalışma yürüten Özerk Yönetim’in kısıtlı imkanları ile yaşamlarını sürdürüyorlar.

Konuya ilişkin görüştüğümüz Cizre Bölgesi Mülteci İşleri Eşbaşkanı Gülistan Oso, uluslararası kurumların kamplara bakış açısının insani değil siyasi olduğunu belirtti.

‘Hesekê üzerinde kirli politika yürütülüyor’

Şam hükümetinin Til Koçer kapısını kapatarak, kısıtlı yapılan yardımların Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçmesini engellediğini belirten Gülistan Oso, Hesekê Kantonu’nda Serêkaniyê, Waşokanî kampları dışında Alişa ve 50 bine yakın nüfusu olan IŞİD’lilerin ailelerinin kaldığı Hol kampının da bulunduğunu kaydetti. Tüm bu kampların ihtiyaçlarının tamamının Özerk Yönetim tarafından karşılandığını söyleyen Gülistan Oso konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Özerk Yönetim tüm imkanlarını kamplar için seferber etmiş durumda. Hesekê Kantonu’nuna dönük kirli ve özel bir politika izleniyor. Alok Su İstasyonu’nun suyunun kesilmesinin nedeni de bu. Hesekê’deki su sorunu göçmenleri ciddi bir şekilde etkiliyor.  Dünyanın gözü önünde yüz binlerce insanın suyunu kesiyor. Özerk Yönetim’in yükünü artırıyor bu durum. İnsanları susuz bırakmamak için tüm kaynaklarını kullanıyor. İnsani yardım kurumlarının yaklaşımı da her zaman siyasi oldu. Örneğin çadırlar kurulduğundan beri değiştirilmedi. Daha onlarca ihtiyaçları var göçmenlerin Özerk Yönetim de onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ama bu yönetimin de çok baskı ve zorluklar altında olduğunu herkes biliyor. Sistemimiz hedef altında. Suyun kesilmesi, ambargo, saldırılarla halkı yıldırmaya çalışıyorlar. Fakat herkes, devletlerin kirli politikası olduğunu biliyor.”

‘Topraklarımıza geri dönmek istiyoruz’

Waşokanî kampında kalan Fatma Ömer ve Serêkaniyê kampında kalan Zehra Yûnis, Özerk Yönetim’e kısıtlı imkanları olmasına rağmen kendileri için gösterdikleri çabaya teşekkür ederek, kamplara uluslararası kurumların yaklaşımını eleştirdiler.  Yurttaşlar tek istediklerinin topraklarına geri dönmek olduğunu söyleyerek, “Yardıma ihtiyacımız yok, biz sadece topraklarımıza geri dönmek istiyoruz” dedi.