Uluslararası hak örgütlerine çağrı: Türk devletinin saldırılarını durdurun!

Türk devletinin saldırılarının savaş suçu olduğunu ve bu suçun da aşıldığını belirten Fırat Kantonu’ndaki kadın yöneticiler, uluslararası hak örgütlerine çağrıda bulunarak Türk devletinin saldırılarının durdurulmasını istedi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê - Cizîr ve Fırat kantonlarını sürekli hava saldırılarıyla bombalayan Türk devleti, 8 kişiyi katletti. 25 Aralık günü sabah saat 08.00'den itibaren Türk devleti, Kobanê’ye saldırı başlatırken, bunun sonucunda Kobanê Belediyesi'ne ait tamirhaneyi, şehrin kimi mahallelerini, Kobanê mezarlığını, tavuk çiftliğini ve Miştenûr Hastanesi’ni bombaladı.

2015 yılında açılışı yapılan ve 59 personelin çalıştığı Miştenûr Hastanesi’nde çocuk, kadın, dahiliye, diyabet, ruh sağlığı ve pediatri bölümlerinde günlük olarak 500 kişiye hizmet veriliyordu. Bombalama sonucu hastane tamamen yıkıldı. Kobanê’deki kadın kurum temsilcileri Türk devletinin saldırıları hakkında konuştu.

‘Halkımız sahada ve tepkisini belirtiyor’

Fırat Kantonu Kongra Star Sözcüsü Zozan Bekir, "İşgalci Türk devleti, son iki gündür sınır bölgelerini bombalıyor. Türk devleti bu saldırılarda özellikle hizmet, sağlık, akaryakıt ve enerji tesislerini hedef aldı ve onlarca tesis imha edildi. Türk devleti bu saldırılarla iç iflası gizlemeye çalışıyor. Erdoğan ayrıca Güney Kürdistan'da yaşadığı yenilginin intikamını Kuzey ve Doğu Suriye'yi bombalayarak almak istiyor. Halkımız büyük bir ısrar ve kararlılıkla bu saldırılara karşı durmuş ve tavrını ortaya koymuştur. Yoğun bombardımana rağmen halkımız sahada tepkisini gösteriyor" ifadelerinde bulundu.

‘Kazanımlarımızı korumaya devam edeceğiz’

Zozan Bekir, bombalamaya karşı halkın tutumuna değinerek şunları söyledi: "Mevcut durumla karşılaştırıldığında her zamanki gibi uluslararası toplumun ve garantör güçlerin sessizliğini görüyoruz. Mevcut sessizliği şöyle okuyoruz; son iki gündür altyapının sürekli bombalandığı ve çok sayıda sivilin öldürüldüğü konusunda Türk devleti ile garantör güçler arasında anlaşma olduğu açık. Bu iki günde çok ağır bedeller ödedik. Kuzey ve Doğu Suriye halkı olarak çok zorlu süreçlerden geçtik, bu nedenle tavrımız her zaman işgale karşı direniş olmuştur. Türk devletinin bombaladığı alanları halkın hizmetine açmak için çok bedeller ödedik. Bizler elde ettiğimiz kazanımları kolay kolay Türk devletine bırakmayacağız ve kazanımlarımızı korumaya devam edeceğiz. Türk devletinin bu korkak yöntemleriyle irademiz asla zayıflamayacak, aksine her geçen gün daha da güçleniyoruz.”

‘Altyapının bombalanması savaş suçudur’

Fırat Kantonu Yürütme Konseyi yardımcısı Mizgîn Xelîl de, Kuzey ve Doğu Suriye'nin altyapısına yönelik saldırıların tekrarlandığına dikkat çekerek, "Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Kuzey-Doğu Suriye ve altyapının bombalanması savaş suçudur. Ayrıca Türk hükümeti halkın fabrikalarını da hedef aldı; burada petrol fabrikaları, tamirhaneler, matbaalar ve salonlar bombalandı. Türk devleti 2023 yılında üçüncü kez onlarca hayati kaynağı bombalayan ve yok eden bir saldırı gerçekleştiriyor. Özellikle 3 aydır Türk devleti hava saldırılarını artırdı. Erdoğan'ın hedefi belli, Rojava Kürdistan'ındaki devrimi ortadan kaldırmak istiyor” diye belirtti.

‘Türk devletinin saldırıları derhal engellenmelidir’

Mizgîn Xelîl, Türk devletinin savaş suçunu işlediğini ve hatta bu suçun dahi aşıldığını söyleyerek, "İnsan, kadın ve çocuk hakları konusunda konuşan tüm güç, kuruluş ve kişilere de çağrıda bulunuyoruz. Katliamlar gerçekleştiren Türk devletinin saldırıları derhal engellenmelidir. Erdoğan'ın kadınlara, çocuklara, Kuzey ve Doğu Suriye vatandaşlarına yönelik yaptığı katliamlardan dolayı cezalandırılmasının zamanı geldi. Türk devletinin vahşetini ve terörünü gösteren onlarca olay belgelendi. Ne yazık ki uluslararası toplum Türk devletinin saldırılarına gözlerini kapatmıştır. Savaş suçlarına ve insan hakları ihlallerine karşı sözleşmeler dünyanın tüm ülkeleri tarafından imzalandı ancak uygulamada ve gerektiğinde sessiz kaldıklarını görüyoruz. Çünkü artık tüm güçlerin Türk devletiyle iş birliği yaptığı bir komplo daha var" şeklinde konuştu.