Türkiye modern kölelik endeksinde 5’inci sırada

Türkiye, Walk Free adlı uluslararası insan hakları kuruluşunun Küresel Modern Kölelik Endeksi’nde beşinciliğe yükseldi. Bu durumdan en çok kadınlar ve kız çocukları etkileniyor.

Haber Merkezi- Walk Free adlı uluslararası insan hakları kuruluşunun Küresel Modern Kölelik Endeksi’ne göre Türkiye 5’inci sırada. Kuruluş en son 2018 yılında hazırladığı raporunda Türkiye’yi 48’inci sırada göstermişti. Beş yılda ciddi bir gerileme tablosu ortaya çıktı.

Rapor "modern kölelik" ile kişinin tehdit, şiddet, zorlama, aldatma ve/veya gücün kötüye kullanılması nedeniyle reddedemeyeceği veya terk edemeyeceği istismar vakalarını kastediyor. Buna göre Türkiye’de 1,3 milyon modern köle bulunuyor.

En sık görülen ülke

Bu yıl endekste Türkiye’nin üzerinde yer alan ülkeler yalnızca Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Suudi Arabistan oldu. Türkiye aynı zamanda Avrupa ve Orta Asya bölgesinde modern köleliğin en sık görüldüğü ülke oldu.

Raporun Türkiye’yle ilgili kısmında hükümetin modern köleliğe karşı önlem almak için en az adım atan ülkelerden olduğu gözlemi paylaşıldı. Ayrıca ülkede koşulların kötüleşmesinin öne çıkan nedenlerini şöyle açıkladı:

“*Siyasi kutuplaşmayla birlikte kadın haklarında ve kadınların korunmasında yaşanan gerileme,

*İnsan hakları savunucuları ve muhalifler üzerindeki baskılar,

*Azınlıklara yönelik ayrımcılık,

*Çatışmaların, özellikle de Suriye’deki savaşın etkisi,

*Sığınmacılar ve LGBTİQ+ topluluğunda mağdur olan kişileri tespit etmek için yeterli araçların geliştirilmemesi.”

En çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor

Raporda Türkiye’deki farklı açılardan modern köleliğe maruz kalanlar, şu başlıklar altında inceleniyor:

*Zorla çalıştırma

Raporda özellikle göçmen ve sığınmacıların inşaat, tarım, ev işçiliği ve tekstil gibi sektörlerde zorla çalıştırıldığı vakaların tespit edildiğine işaret ediliyor. Buna örnek olarak yasa dışı bir şekilde çalıştırıldığı için güvencesi olmayan ve işvereni tarafından maaşları düşük ödenen, bazen de aylarca ödenmeyen Afganları gösteriliyor.

*Zorla cinsel sömürü

Zorla cinsel sömürüye maruz bırakılan gruplar arasında Suriyeli kadınlar ve kız çocukları öne çıkarken özellikle de dul kadınların hedef alındığı ortaya konuyor. Örgüt, bunun üzerinden para kazanan kişiler olduğunu da belirtiyor.

*Çocukların cinsel sömürüsü

Raporda Türkiye’nin bu alanda yeterli önlem almadığı, olayların yetkililere yeterince bildirilmediği vurgulanırken kamplarda kalan Suriyeli çocukların hedef alındığına dair bulgular olduğuna da işaret ediliyor.

*Zorla evlendirme

Raporda Walk Free, Hacettepe Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanlığı ve TÜBİTAK katkılarıyla hazırladığı 2018 Nüfus ve Sağlık Araştırması’nda 20-24 yaş arası kadınların yüzde 15’inin çocukken evlendiği bulgusuna yer verildiğini aktarıyor. Ayrıca örgüt, Türkiye’de imam nikahıyla evlenen kadınların da kısıtlı haklara sahip olduğunu, bu yüzden evlilik içinde istismar ve kötü muameleye maruz kalma risklerinin daha yüksek olduğunu belirtiyor.

*Organ ticareti

Bu konuda ülkede organ ticaretine dair resmi bir istatistik yok. Ancak Walk Free bu yüzden, organ ticareti konusunda yalnızca polis operasyonlarına dair bilgiler edinebildiklerini, 2022’de Interpol’ün Türkiye’de Endonezyalıları organ ticaretine maruz bırakan bir çeteyi çökerttiğini aktarıyor. Öte yandan raporda Suriyeli sığınmacıların maddi zorluklar nedeniyle organlarını satmak zorunda kaldığı, bir Facebook grubunda organını satanlara 10 bin dolar vadedildiği, bir Suriyeli’nin bu teklifi aylık maaşının 30 katı olması nedeniyle kabul ettiği fakat organını sattıktan sonra yalnızca 500 dolar alabildiği de yer alıyor.

Türkiye’ye tavsiyeler

Raporun sonuç bölümünde Türkiye’ye tavsiyelerde bulunun örgüt sıralamanın altına düşülmesi için yapılması gerekenlere de işaret ediyor.

“*Modern kölelik mağdurlarını tespit etme yöntemlerini geliştirme,

*Modern köleliği uluslararası standartlara uygun bir seviyede suç olarak tanımlama,

*18 yaş altı evliliğe onay verilmesini sağlayan tüm yasal açıkları kapama,

*Zorla evlendirmeyi uluslararası standartlara uygun bir şekilde suç haline getirme,

*2009’da hazırlanan insan ticaretiyle mücadele ulusal eylem planını güncelleme,

*Sığınmacıları yasa dışı çalışmaya iten, çalışmayı zorlaştırıcı yasal engelleri kaldırma,

*Göçmenler, sığınmacılar, kadınlar, kızlar ve LGBTQİ+ topluluğuna yönelik ayrımcılıkla mücadele etme.”