‘Tunus’ta kadınlar zor ve karmaşık dava süreçlerinde desteklenmeli’
Tunus’ta özellikle şiddete maruz bırakılan kadınların zor ve karmaşık olan dava süreçlerinde desteklenmesi gerektiğini vurgulayan insan hakları savunucusu May Al-Obaidi, yasaları kadınların lehine işletebilmek için sivil toplumun önemli olduğunu söyledi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus – Tunus’ta kadınların mücadeleleri sonucu kazandıkları yasal hakları, erkek-devlet anlayışıyla keyfi bir şekilde uygulanmıyor. Yasaların uygulanmaması nedeniyle özellikle şiddete maruz bırakılan ya da şiddet riskiyle karşı karşıya olan binlerce kadının başta yaşam hakkı olmak üzere bir çok hakkı ihlal ediliyor.
‘Kadınlar dava açmadan önce iki kez düşünüyor’
Sosyolog Najat Arar, şiddete maruz bırakılan kadınların adalete erişimde karşılaştığı sorunlar nedeniyle şikayette bulunmaktan vazgeçmek zorunda kaldığını anlattı. Özellikle çalışmayan, ekonomik bir geliri olmayan kadınlara 58 Sayılı Kanun gerekçesiyle adli yardım sağlanamadığını söyleyen Najat Arar, şunları aktardı:
“Adli yardım alabilmek için kadınlar, valilik, kaymakamlık ve belediye başkanlığı ile temasa geçip savunma avukatı tutamayacaklarını kanıtlamak zorunda kalıyorlar. Özellikle de savunmasız bir durumda oldukları ve davalarını takip etmek için bir savunma avukatı tutmaya güçleri yetmeyen kadınlar dava açmadan önce iki kez düşünmeleri gerekiyor.”
‘Kadınlar suçlu gösteriliyor’
Şiddete maruz bırakılan kadınların sosyal çevresindeki erkek zihniyeti nedeniyle herhangi bir güvenlik merkezine bile gidemediğini anlatan Najat Arar, “Bir kadın erkek tarafından tecavüze uğruyor bunu dava ettiğinde suçlanabiliyor. Hatta fail haline gelebiliyor! ‘kendi isteği ile dışarıya çıktı’ denilerek suçlu gösterilip şikayet etmesi engelleniyor” dedi.
‘Davalar çözüme kavuşturulmuyor’
Mahkemelerde kadınlarla ilgili pek çok davanın çözüme kavuşturulmadığını vurgulayan Najat Arar, bunun da erkek faili cesaretlendirerek suç işlemeye teşvik ettiğini söyledi. Evli olduğu güvenlik görevlisi erkek tarafından silahla katledilen Rifqa Charni'nin davasını örnek gösteren Najat Arar, “Pek çok hakim 58 Sayılı Yasayı ciddiye almıyor. Şiddet yasası konusunda henüz eğitim almamış ve bilgisi olmayan avukatlar var” dedi.
İnsan hakları savunucusu May Al-Obaidi ise şiddete maruz bırakılan kadınlara yönelik dava süreçlerinde erkek failin şiddet ve istismar suçunu işlediği sabit olmasına rağmen bazen kendini “pişmanlık” adı altında aklamaya çalıştığını vurguladı. Şikayetle başlayan, inceleme ve tıbbi bir dosyanın hazırlanmasıyla devam eden bürokratik sürecin bazen kadınların aleyhine ilerlediğine işaret eden May Al-Obaidi, bu durumun kadınları psikolojik ve fiziksel olarak olumsuz etkilediğini söyledi.
‘Kadınlar şikayette bulunmaktan vazgeçmek zorunda kalıyor’
Sürecin karmaşıklığı ve bir dava açmanın maliyeti nedeniyle kadınların şikayette bulunmaktan vazgeçmek zorunda kaldığını vurgulayan May Al-Obaidi, “58 Sayılı Kanunda, kadınlara hukuksal yardımdan bahsedilmesine rağmen, şiddete maruz bırakılan kadınlar dava süreçlerinde mali açıdan yüksek meblağlarla karşı karşıya kalıyor” dedi. Tunus’ta kadınları koruyan yasaların olduğunu ancak uygulamada hala sorunların yaşandığını vurgulayan May Al-Obaidi “Feminist adaletten hala uzağız. Kadınların bedenleri ve onurları ihlal edilmeden ve şiddet görmeden özgürce, güvenli bir şekilde yaşama hakları var” diye konuştu.
Sivil toplum örgütlerinin şiddete maruz kalan kadınlara ücretsiz hukuki destekte bulunduğunu ve dava süreçlerini takip ettiğini belirten May Al-Obaid, bunun önemli olduğunu ancak hükümetin de kadınlara karşı görevini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. May Al-Obaidi, şiddete maruz kalan kadınların uzun ve karmaşık olan dava süreçleriyle ilgilenmeye ve yasaları kadınların lehine işletebilmek için hak savunucu dernek ve kadın örgütlerinin desteğinin önemli olduğunu vurguladı.