TJA: Jin Jiyan Azadî kampanyası özgürlük mücadelesini güçlendirecek

“Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru” kampanyasının ikinci startını İstanbul’da veren TJA, kampanyanın Kürt kadınlarının bitmeyen özgürlük mücadelesini ve kadın aydınlanmasını daha da güçlendirmeye vesile olacağını söyledi.

İstanbul - “Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru” kampanyasının startını 20 Eylül’de Şırnex’in Silopiya ilçesinde veren Tevgera Jinên Azad/Özgür Kadın Hareketi (TJA), bugün de İstanbul’da kampanyanın startını verdi.

Kahıthane ilçesinde bulunan bir salonda düzenlenen etkinlikte, “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve”, “Mücadelelerini başarıya ulaştırmak onlara sözümüz olsun” pankartları ile Süleymaniye’de katledilen Jineoloji Araştırmaları Merkezi üyesi Nagihan Akarsel ile birlikte kadın özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların fotoğrafları yer aldı. Etkinliğe TJA aktivistlerinin yanı sıra kadın örgütleri ile Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Kadınlar etkinliğe yöresel kıyafetleriyle katıldı.

Jin jiyan azadî devrimini büyütme sözü

Etkinlikte açıklamayı yapan TJA aktivisti Felek Erdem, Rojhilat’ta başlayan ve Kurdistan’nın diğer parçaları başta olmak üzere bütün dünyaya yayılan “Jin, jiyan azadî” sloganı ile toplumsal bir devrime tanık olduklarını dile getirdi. Felek Erdem, tanıklık ettikleri bu devrimin ruhuyla ve kadın mücadelesine olan inançla devrimi büyütme sözü verdiklerini söyledi.

‘Depremin acısını hala derinden hissediyoruz’

6 Şubat Mereş merkezli depremin yarattığı acıyı hala derinden hissettiklerini ifade eden Felek Erdem, yaşanan yıkım sonrası ortaya çıkan acı kayıpların en büyük sebebinin devletçi sistemin sermaye ve rant uğruna yürüttüğü politikalar olduğunu belirtti. Felek Erdem, “Depremi fırsat bilip kadınlar olmak üzere Kürtlerin ve Alevilerin yurdunu yeniden işgal etmeye, demografik yapısını değiştirmeye, coğrafyamızı insansızlaştırmaya, ailesini kaybetmiş çocukları dinci tarikatların ve çetelerin istismarına maruz bırakmaya çalıştılar” dedi.

‘Kadınların özgürlük mücadelesi bitmeyecektir’

AKP ve MHP iktidarının yürüttüğü savaş politikalarına değinen Felek Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın devriminin öncü kimliklerini ve bu devrimin ideolojisini temsil eden Kürt kadınları hedefleyen akıl; bu savaşın da esas sebebi olan soykırımcı, sömürgeci, faşist devletin ta kendisidir. Süleymaniye’de Nagihan Akarsel’i, Paris’te Evîn Goyî’yi bir suikast sonucunda katledenler bilmelidir ki kadınların özgürlük mücadelesi bitmeyecektir. Çünkü ‘jin jîyan azadî’ felsefesi ruhuyla özgürlüğü kuşananlar, toplumsal özgürlüğe giden yolda en büyük meşale olmuşlardır. Kadınlar olarak, bu meşaleden aldığımız güçle başlattığımız bu kampanyamız; Kürt kadınların bitmeyen özgürlük mücadelesini ve kadın aydınlanmasını daha da güçlendirmeye vesile olacaktır.”

‘Doğamızı ve toprağımızı savunacağız’

Kurdistan coğrafyasında “güvenlikçi” politikalar sonucu doğanın talan edildiğini dile getiren Felek Erdem, bu durumun savaşın diğer bir yüzü olduğunu belirtti. Felek Erdem, “TJA olarak başlattığımız bu kampanyamız vesilesiyle; doğamızı ve toprağımızı savunmanın insanlığı savunmak olduğunu bir kez daha belirtiyor ve ekoloji mücadelesinin, kadın mücadelesinin en önemli parçası olduğunu yeniden ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Kadınlara sistematik saldırı var’

Kadınlara karşı çok boyutlu ve sistematik bir saldırının olduğunu vurgulayan Felek Erdem, “Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, büyük bir mücadele ile elde ettiğimiz kazanımlarımız gasp ediliyor. Ulus-devlet rejimlerinin kazanımlarımıza yönelerek siyasetçileri, Kürtleri, kadınları, aktivistleri, gazetecileri, emekçileri, farklı kimlik ve inanç gruplarını düşmanca politikalarla sindirmeye çalışıyor. Son yılların tekçi anlayışı ile kadın katliamlarının her geçen gün daha da artıyor olması, intihara sürüklenen kadınların neredeyse her an karşımıza çıkıyor olması bir tesadüf değildir. Özel savaş politikalarının yaşamlarımızın her alanına etki düzeyiyle bağlantılıdır” diye kaydetti.

‘Kadınlar olarak birlikte daha güçlü olmaya devam edeceğiz’

Su saldırılara ve kadın katliamlarına karşı örgütlü oldukları her zeminde yol almaya çalıştıkları kadın örgütleri, hareketleri ve platformlarıyla birlikte daha örgütlü daha güçlü bir direnişle seslerini ortaklaştırmaya devam edeceklerini söyleyen Felek Erdem, “Kadınlar olarak birlikte daha güçlü olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi, bir kez daha birlikte olmanın ve birlikte örgütlenmenin kadın hareketi olarak bizler için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz” dedi.

‘Hedef Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü’

Tüm bu yaşanan ve her geçen gün derinleşerek süren saldırıların temel nedeninin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecridin sonucu olduğuna işaret eden Felek Erdem, şunları kaydetti:

“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki çeyrek asra varan tecrit politikaları derinleştikçe başta kadın kırımı olmak üzere; siyasal, toplumsal, sosyal, ekonomik ve ekolojik sorunlar da aynı oranda derinleşmektedir. Bu temelde de TJA olarak; başta Kürt sorunu olmak üzere bütün toplumsal sorunların esas muhatabının İmralı olduğunu bir kez daha belirtiyoruz. Elbette farkındayız; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit rejimi, geliştirdiği ideoloji ve paradigmaya yöneliktir. Sayın Öcalan’ın İmralı Adası’nda geliştirdiği düşünsel, felsefik ve politik direniş; başta Kürdistan olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu’daki halkların, gençlerin ve kadınların özgürlük ve demokrasi mücadelesine büyük bir ivme kazandırmıştır. Tam da bu sebeple; demokrasi ve özgürlük mücadelesi ancak İmralı tecrit sistemine karşı durularak verilebilir. İmralı tecrit rejimini yıkacak en büyük güç ise Jin, Jiyan, Azadî temelinde büyüyen örgütlü kadın gücüdür. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü sağlamak, en temel hedefimizdir.”

Şiir dinletisi ve sinevizyon gösterimi yapıldı

Açıklamanın ardından kadınlar “Jin, jiyan, azadî” ve “Bijî tekoşîna jina” sloganlarını attı. Etkinlik şiir dinletileri ve kadın mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimiyle devam etti. Sinevizyon gösteriminde kadınlar zılgıtlarla “Şehit namirin” sloganını attı. Etkinlik Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Baran Bozyel’in şarkılarıyla çekilen halaylarla sona erdi.