TJA, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istedi

TJA, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Uluslararası Komplo’yla Türkiye'ye getirilmesinin 25’inci yıldönümü dolayısıyla açıklama ile Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istedi.

Haber Merkezi- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Uluslararası Komplo ile Türkiye’ye getirilmesi 15 Şubat’ta 24 yılı geride bırakıyor. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin son bulmasını ve fiziki özgürlüğünü isteyen Tevgera Jinên Azad (TJA), yazılı bir açıklama yaptı.

Mereş merkezli yaşanan iki deprem nedeniyle komplonun yıldönümü için planlanan Gemlik Yürüyüşü’nün iptal edildiği hatırlatılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Biz kadınlar da halkımızın yaralarını sarmak için seferber olarak bulunduğumuz bütün alanlarda harekete geçtik. Kürt kadınların özgürleşme mücadelesine büyük katkısı olan Kürt Halk Önderi Öcalan’ın da çok sık söz ettiği gibi toplumsal krizlerin merkezinde devletin ve erkek iktidar sisteminin olduğunu bu depremde de bir kez daha gördük. Devletin bütün mekanizmasının toplumun ihtiyaçlarına cevap olmak yerine, faşist AKP-MHP iktidarını korumak için harekete geçtiğine şahit olduk. Deprem bir doğal afet olsa da bu düzeyde yıkım doğal değil. İktidarın rant uğruna ekolojik dengeyi bozmasının, çarpık kentleşmenin, denetimsiz binaların, insanların sağlıklı barınma ihtiyacının karşılanmamasının bir sonucu.”

‘Tecritle toplum nefessiz bırakılıyor’

Açıklamada, deprem sonrasında devletin bütün kurumlarıyla enkazın altında kalmasının sebebinin savaş gerçekliği olduğu belirtilerek, devletin ve toplumun bütün kaynaklarının savaşta kullanılan uçaklara, bombardımanlara, silahlara, mermilere, dışarıda beslenen çeteci militarist güçlere harcandığına dikkat çekildi. “Örtülü ödenek ve saray bütçesi de eklendiğinde halkın bütün vergilerinin nereye harcandığı ortaya çıkıyor. Hem ekonomik hem de insan canı olarak savaşa harcanan bedel ortadayken, ‘İzin verin savaşı bir haftada sonlandırayım’  diyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit altında tutulması devleti enkaz altında bıraktı” denilen açıklamada İmralı özelinde tüm topluma yayılan tecrit ile toplumun nefessiz bırakılmak istendiği vurgulandı.

‘Felsefesi karşılığını buluyor’

“Uluslararası destekten aldığı güçle AKP-MHP iktidarında tecrit bir rejime dönüşmüş, toplum her yönüyle baskı altına alınmaya çalışılmaktadır” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: 

“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın işkence sistemi karşısındaki en büyük direnişi demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasıyla insanlık için başka bir dünyanın mümkün olabileceği umudu ve inancını yeşertmesi olmuştur. Toplumla güçlü bağ kuran Abdullah Öcalan’ın toplumdan soyutlanmasındaki amaç, varlığı ve düşünceleriyle toplumu etkilemesinin önüne geçmektir. Ancak buna rağmen, Abdullah Öcalan’ın toplumsal felsefesi, özellikle temas ettiği Kürt toplumu başta olmak üzere karşılığını buluyor. Depremdeki dayanışmada, devleti beklemeden toplumun kendini organize ederek deprem yaralarını sarmasında, Rojava’daki kadın devriminde, Rojhılat’tan dünyaya yayılan ‘Jin jiyan azadi’ sloganında kendini gösteriyor.”

‘Sağlığından endişe ediyoruz’

Açıklamada Abdullah Öcalan’ın sağlığından endişe edildiği belirtilerek  “Tecrit politikalarının derinleşmesiyle Türkiye’de yaşanan siyasal, ekonomik, sosyal ve ekolojik tüm sorunlar çözümsüzlüğe mahkum kılınmaktadır. Özgür Kadın Hareketi olarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve güvenliğinden endişe ediyoruz. İnsanlık dışı ağırlaştırılmış tecridin bir an önce son bulması, Sayın Öcalan’ın en kısa sürede avukatları ile görüştürülmesi talebini yineliyoruz. 25’inci yılına giren uluslararası komployu bir kez daha kınıyoruz” diye ifade edildi.

Halkların, kadınların ve gençlerin bu yüzyılını kazanmak için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün şart olduğu vurgulanan açıklamada toplumsal sorunların çözümü için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiği dile getirildi ve mücadele çağrısında bulunuldu.