Tişrîn Barajı direnişine katılan kadınlardan uyarı!
Türk devletinin ve çetelerin saldırılarına karşı 40 günü aşkın süredir Tişrîn Barajı’nda başlatılan direnişe katılan kadınlar, “Baraj çökerse tüm bölge etkilenir” uyarısında bulunarak, uluslararası kuruluşlara ve topluma çağrıda bulundu.

Haber Merkezi- Türk devleti ve çetelerinin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye ve özellikle Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılarına karşı halk 40 günü aşkındır direnişini sürdürüyor.
Tişrîn Barajı direnişine katılan kadınlar, ajansımıza konuştu.
‘Son nefesimize kadar direnişimiz sürecek’
Qamişlo Şehit Aileleri Meclisi Üyesi Manal Fahri, devrimci halk savaşı ruhuyla mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, “Halkın birliği ve güçlü duruşu bir direniş tablosu çizdi. Bizler devrimci halk savaşından vazgeçmeyeceğiz. Rojava’da elde ettiğimiz kazanımlar şehitlerimizin kanıyla, askeri güçlerimizin ve halkımızın direnişiyle elde ettiğimiz kazanımlardır. Tekrarlanan saldırılara rağmen halkın Tişrîn Barajı’ndaki direnişi devam ediyor. Halk olarak direnişimizi büyük bir ısrar ve güçle sürdürüyoruz. Son nefesimize kadar direnişimiz sürecek” ifadelerinde bulundu.
‘Tişrîn Barajı, bölgenin can damarıdır’
Zenubya Kadın Topluluğu’ndan Zarifa Al-Sayed, Tişrîn Barajı’nın bölge halkı için önemine dikkat çekerek, “Tişrîn Barajı, bölgeye su ve elektrik sağladığı için bölgenin birincil enerji kaynağı ve can damarıdır. Barajın savaş uçakları ve insansız hava araçlarıyla hedef alınması barajın çökmesine neden olabilir ve bu milyonlarca insanın hayatını tehdit eden gerçek bir felakete dönüşebilir. Halk saldırılar karşısında baraja giderek öfkelerini dile getiriyor ve direnişlerini sürdürüyor” diye kaydetti.
‘Halkın direnişi çok önemli’
Zenubya Kadın Topluluğu Üyesi Dhikirat Al-Mousa ise, “Tişrîn Barajı'ndaki direniş, Türk işgali karşısında kararlılığın ve mücadelenin temelidir. Tişrîn Barajı'nda direnişini sürdüren halk, her gün maruz kaldığı saldırılara rağmen barajı korumaya devam ediyor ve Demokratik Suriye Güçleri'ne destek veriyor. Gelinen aşamada halkın dayanışması çok önemlidir. Tişrîn’de her yaştan insanlar dayanışma ruhuyla direnişte yerini alıyorlar. Tüm saldırılara rağmen direnişimiz devam edecek” diye belirtti.
Uluslararası kurumlara çağrı
Kobanê kentinden insan hakları savunucusu Zarka Tayyar da şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yıllar boyunca Suriye halkı pek çok zorluk ve çatışma yaşadı ve artık ülkelerinde özgürce yaşamaları gerekiyor. Ama ne yazık ki durum tam tersidir. Türk devleti ve çeteleri, Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar ve ihlallerde bulunuyor. Suriye ile Türkiye sınırları aynıdır ve komşu ülkelerdir. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar başlattığını görüyoruz. Bölgelerimiz Türk işgalinin ihlal ve saldırılarına her gün tanık oluyor ve özellikle Suriye rejiminin yıkılmasından sonra bu saldırılar artıyor. Türk devletinin Tişrîn Barajı’na yönelik saldırıları devam ediyor, ancak saldırılara rağmen halkın tarihi direnişi devam ediyor. Türk devletinin enerji kaynaklarına, alt yapıya ve hizmet alanlarına yönelik saldırısı uluslararası yasa ve sözleşmelerin ihlalidir. Barajın çökmesi durumunda tüm bölgelerin etkileneceği unutulmamalıdır. Türk devletinin saldırıları yaklaşık olarak 413 bin sivilin temel hizmetlerden, yani su ve elektrikten mahrum bırakılmasına neden oldu. Aynı zamanda yüzlerce insanın hayatı tehlikeye atıldı. Uluslararası insan hakları örgütleri ve toplum saldırılara karşı tavır göstermelidir.”