TAJÊ Sözcüsü Rîham Heco: Şengal Êzidî kadınların mücadelesiyle ayakta

Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Sözcüsü Rîham Heco, 74’üncü fermanın açtığı yaraların hala kanadığını belirterek, Êzidî kadınların yıllardır sürdürdüğü mücadeleyle Şengal’in ayakta kaldığını anlattı.

ŞÎLAN ŞENGAL

Şengal – IŞİD çeteleri, 3 Ağustos 2014'te Şengal'e yönelik soykırım saldırısını başlattı. Bu soykırım saldırısında başta Êzidî kadınlar olmak üzere tüm Êzidî toplumu hedef alındı. Yüzbinlerce Êzidî yerinden edildi, binlercesi IŞİD çeteleri tarafından katledildi ve esir alındı. Son yaşanan soykırım saldırısının üzerinden 9 yıl geçti. Ancak Êzdî toplumunun yaraları henüz kapanmadı. Binlerce Êzidî’nin akıbeti bilinmezken açılmayı bekleyen çok sayıda toplu mezar bulunuyor.

Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Sözcüsü Rîham Heco, 74’üncü fermanın yaklaşan yıldönümü nedeniyle ajansımıza konuştu.

‘Fermanın açtığı yaralar hala kanıyor’

Soykırım saldırısında yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Rîham Heco, “Êzidî toplumu için görev başında, alın teri döken, canla başla çalışan insanları da kutluyorum. 74’üncü fermanın 10’uncu yılına giriyoruz. Geride bıraktığımız 9 yıl acı, zorluk, direniş ve mücadele dolu geçti. Êzidî toplumu olarak bir yandan eşsiz bir direniş ve mücadele yürüttük, diğer yandan da fermanın açtığı yaralar hâlâ kanıyor ve tam olarak onarılamadı” dedi.

‘Mücadele dolu 9 yıl yaşadık’

Êzidî toplumunun her zamankinden daha fazla direnişe ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Rîham Heco, şunları ifade etti: "Toplumumuz için lider insanlara, tüm çıkarlarından vazgeçmiş insanlara ihtiyacımız var. Êzidî toplumu olarak, özellikle de Êzidî kadınları olarak, yıllarca süren emeğin ve 74’üncü fermanın şehitlerinin intikamını almakla görevliyiz. Biz Êzidî kadın hareketi olarak 9 yıldır fermanın intikamını almak, esirleri kurtarmak, kendimizi tanımak, eğitmek temelinde mücadele ediyoruz. Êzidî kadınlar tarihte nasıl bir role sahip oldular ve toplumlarını yönettilerse biz de Êzidî Kadın Hareketi olarak öncülük rolümüzü oynamak istiyoruz. Toplum olarak ve Êzidî kadınlar olarak mücadele dolu 9 yıl yaşadık. Şu anda bile şehitlerimizle yaşıyoruz çünkü henüz onlarca toplu ve bireysel mezar açılmadı. Dünyada bundan daha zor bir acı yoktur.”

‘Binlerce kadının akıbeti bilinmiyor’

Yaşanan acılara ve zorluklara karşı kadınlar ve Êzidî toplumu olarak yaralarını sarmaya çalıştıklarını ifade eden Rîham Heco, “Kendimizi korumaz, hakkımızı almaz ve intikam almazsak bunu bizim yerimize kimsenin yapmayacağına inandık. 9 yıllık mücadelede kendimizi savunduk, örgütlendik, fermanın amacına ulaşmasına izin vermedik. Ağır bedeller ödedik ancak direnişten vazgeçmedik. Teslimiyeti asla kabul etmiyoruz. Şengal 9 yılda Êzidî kadınların mücadelesi sayesinde ayakta kaldı. Bizim için en büyük acı Êzidî kadınların köleleştirilmesi ve tecavüze maruz kalmasıydı. Ve henüz binlerce kadının akıbeti bilinmiyor" ifadelerinde bulundu.

‘Êzidî kadınların mücadelesiyle Şengal ayağa kalkıyor’

Fermanın ardından Êzidî kadınların örgütlenmesinin önemine değinen Rîham Heco, şunları aktardı:

"74'üncü fermanın amaçlarından biri de Êzidî kadın şahsında Êzidî kültürünü, inancını ve toplumunu yok etmekti. Ama bugün kadının gücüyle, direnişiyle, kadının mücadelesi ve bilgisiyle Şengal ayağa kalkıyor. Bugün Şengal'in askeri, siyasi, diplomatik ve sosyal alanlarında mücadele eden Êzidî kadınıdır. Êzidî kadınlar olarak yaşadığımız 9 yıllık mücadele tecrübesi bize, örgütsel anlamda çok yol kat ettirdi. Xanesor ve Sinûn’daki savaşta kadınlar ön saflarda yer aldılar. KDP'nin yürüttüğü katletme politikalarına yani ihanet savaşına izin vermediler. Bu saldırılara karşı annelerin tavrı, kadınların ne kadar rol ve etkiye sahip olduğunu gösterdi. Yine yürürlükte olan 9 Ekim tarihli anlaşma fermanı tamamlamayı hedefliyor. Bu anlaşmaya en çok karşı çıkan ve mücadeleci duruş sergileyenler ise Êzidî kadınlar oldu. Êzidî kadın hareketi olarak bu yıl uluslararası arenada çok iş yaptık. Êzidî kadını bu duruşuyla artık 2014 fermanın eskisi gibi olmadığını herkese göstermiştir. Êzidî kadınlar artık kimseye boyun eğmez, teslimiyeti kabul etmez. Bu mücadele bir anda ortaya çıkmadı, Kürt kadın hareketinin 40 yıllık emeğinin ve mücadelesinin sonucuydu. Ama Şengal'de 2014 yılından itibaren bu mücadele tohumlarını toprağa atmıştır.”

‘Kadın meclisleri çözüm yeri olarak görülüyor’

Şengal’in her yerinde kadın meclisleri kurarak örgütlendiklerini anlatan Rîham Heco, “Bu meclislerde kadın sorunları tartışılır. Her kadın, bir derdi olduğunda kadın meclisini çözüm yeri olarak görüyor. Kadınlar, modası geçmiş gelenek ve görenekler adı altında baskılara maruz kalıyor ve bu bizim Êzidî toplumumuzda da yaşanıyor. Bu, fiziksel şiddetten sözlü şiddete kadar uzanır. Kadınlar en yakınındaki (baba, erkek kardeş, eş) erkekler tarafından baskıya maruz kalıyor. Şiddete maruz kalan kadınlar meclise yönelir ve orada kendisi için çözüm bulur” dedi.

‘Önemli ölçüde zihniyet değişimi yaşandı’

Kadın meclisi olarak her yerde asıl görevlerinin kadın sorunlarını çözmek olduğunu vurgulayan Rîham Heco, “Her köyde tüm kadınlara ulaşarak sorunlarını dinlemeye çalışıyoruz. Bir kadının evdeki hayatı nasıldır, ne gibi zorluklarla karşılaşır, her kadını tanıyıp yardımcı olmak ve bunları çözecek gücü geliştirmek istiyoruz. Fermandan önce toplumumuzda hiçbir kadın derdini paylaşamazdı ama şimdi bu sorunları meclislerde hem kadınlarla hem de erkeklerle eğitim yoluyla tartışıyoruz. Önemli ölçüde bir zihniyet değişiminin yaşandığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

‘Erken yaşta evlilik gibi sorunlarla da mücadele ediyoruz’

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin olması gerektiğini kaydeden Rîham Heco, şunları ifade etti: "Bir kadın evde eşit bir yaşam sürmeli. Çünkü evi toparlayan, sorunları çözen kadındır. Dolayısıyla evde kadın ve erkeğin aynı haklara sahip olması gerekir. Bizim toplumumuzda evli kadınlar ve erkekler arkadaş gibi olduklarını söylerler ancak bu sadece sözde kalır, gerçekte böyle değildir. Tüm çabamız eşitlik ve özgür yaşam temelinde kadın ve erkek arasındaki dostluğu geliştirmektir. Kadın ve erkek iki arkadaş gibi birlikte yaşayabilmeli. Bunu çocuklarıyla da geliştirmeli. Şu anda toplumumuzda en yaygın sorunlardan biri kadın ve erkek arasındaki boşanmaların yüksek olmasıdır. Erken yaşta evlilik geçmişte olduğu gibi şimdi de oran olarak çok fazla. Bütün bunlar toplumumuzun sorunları ve biz kadın meclisi olarak bu sorunlarla mücadele ediyoruz. Bu mücadele kadınları örgütleyerek kazanılacaktır.”

‘Kadınlar örgütlenemezse kalıcı çözüm üretemeyiz’

Rîham Heco, dünden bugüne kadınların direniş mücadelesine sahip çıkmaya çalıştıklarını söyleyerek, "Kadınları örgütleyip bir araya getiremezsek kalıcı çözüm üretemeyiz. 9 yıldır kadınların örgütlenme gücünü geliştirmek, kadının iradesini ve rengini ortaya çıkarmak için mücadele ediyoruz. Êzidî toplumu tarihinde Xatûna Fexra, Sitiya ês, Sitiya Nexşaye, Dayê Zero gibi birçok lider kadın var oldu. Toplumumuzda kadınları örgütlemeli, bir araya getirmeliyiz. Hedefimiz her kesimin toplumda eşit bir şekilde yaşamasıdır” diye kaydetti.

‘Bu yıl eğitim çalışmalarına ağırlık verdik’

Kadın ve Êzidî toplumunda eğitimin, gelişimin ve değişimin önemine değinen Rîham Heco, şunları söyledi: "Toplumumuzda ortaya çıkan ve toplumun örgütlenmesine imkan vermeyen sorunlar eğitim sorunlarıdır. İlk yıl kadın hareketi olarak kadınların eğitimi konusunda birçok zorlukla karşılaştık. Böyle bir bakış açısıyla insan, çocuklukta eğitim görmezse, belli bir yaşa ulaştıktan sonra da kendini yetiştiremez. Bir kadınla eğitimden konuşurken, ‘benim zamanım geçti, ben eğitimden hiç anlamam’ dedi. İlk yıllara kıyasla bu anlayışın değiştiğini belirtebilirim. Bu yıl özellikle eğitime ağırlık verdik. Bu yıl akademiler dışında onlarca kadın kursu açtık. 2-3 ayda bir 4 kapalı eğitim açtık. Her eğitim oturumunda 10 ila 15 kadın ve kız çocuğu yerlerini aldı. Eğitimlerde, kadın gerçeği, tarihi, Êzidî tarihi, öz savunma, sağlık, Demokratik Ulus, kadın ve aile gerçeği hakkında dersler verdik. O eğitimleri görünce kadınların eğitime gelme isteği çok daha arttı.”

‘Köylerde öz savunma eğitimleri de verdik’

Akademilerdeki eğitim çalışmalarının yanı sıra köylerde öz savunma eğitimleri de verdiklerini anlatan Rîham Heco, “Yine köylerde bir iki gün açık eğitimler düzenlendi. Şu an bile eğitim ve kurs açma çalışmalarımız devam ediyor. Her meclisin faaliyetleri kapsamında kadınlara yönelik seminerler verildi. Elbette bu gelişme toplumumuzda azımsanacak bir şey değil. Artık bu eğitimlerle kadınlar Şengal'deki siyasi, sosyal, kültürel, askeri, ekonomik ve diğer tüm sorunları çözebilmiştir. Êzidî toplumu ve kadınlar arasında atılan bu adımlar, halkı bir zihniyet devrimine doğru hareket etme görevini üstlenmek durumunda bırakmıştır. Özellikle kadınlara ilişkin eğitim sisteminin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Bu yıl çok sayıda kadına ulaştık ama yeterli olmadı" şeklinde konuştu.

‘DAİŞ çeteleri ve ortakları bir an önce yargılanmalı’

IŞİD çeteleri ve onlara destek verenlerin bir an önce yargılanması gerektiğine dikkat çeken Rîham Heco, "Önemli çalışmalarımızdan biri de haklarımızı almak için mücadeleyi yükseltmektir. Haklarımızı istiyoruz derken Şengal’in siyasi statüsünü kabul etmek ve burada kadınlar olarak özgürce yaşamamızı sağlamak hedeflerimizden biri. Onurlu bir yaşam sürmemizi engelleyen ve irademizi kırmak isteyen güçler ve partiler vardı. DAİŞ'i destekleyen ve onun için sahayı boş bırakan güçler vardı. DAİŞ’e hava sahasını açık bırakanlardan, DAİŞ’İ Şengal topraklarına girmesine yardım edenlerden, lojistik vs. yardım edenlerden hesap sorulmalıdır. Çünkü o dönemde Şengal'in güvenliğinden sorumlu olanlar, DAİŞ kadar suçluydu. Irak hükümeti bu karardan sorumlu ve suçludur ve hesap vermesi gerekir. Şengal'den ayrılmanın da sorumlusu ve asıl suçlusu yine KDP'dir. Ferman öncesi KDP peşmergeleri, KDP Lideri Mesud Barzani, Şengal'in Kürdistan'ın kalbi olduğunu söyledi. Bazen Şengal Kürdistan'ın çiçeği derdi. Hep Şengal’e isimler takardı ama Kürdistan’ın çiçeğini ezdi. Sadece aile çıkarlarını düşündüler ve Êzidîlere karşı kirli politikalar yürüttüler” değerlendirmesinde bulundu.

‘İsteselerdi Şengal’i koruyabilirlerdi’

Fermana giden yolu açan KDP ve yetkililerden hesap sorulmasını isteyen Rîham Heco, “DAİŞ’in gücü ve silahları, KDP Peşmergeleri’nden daha büyük değildi ama Şengal’i korumasız bıraktılar. O dönemde Şengal ve çevresinde 12 bine yakın peşmerge vardı. İsteselerdi Şengal'i rahatlıkla koruyabilirlerdi. Hatta Êzidîlerin silahlarını ellerinden aldılar ve bazı yerlerde onlarla kavgaya tutuştular. Êzidîler kendilerini savunmak istediler ancak KDP Peşmergeleri tarafından şehit edildiler. KDP'nin bu gerçeğini belki de toplumumuzdan pek çok insan bugüne kadar rahat bir şekilde ifade edemiyor. Koalisyon güçlerinden de hesap sorulmalıdır. İsteselerdi istihbaratı önceden alabilirlerdi. Koço Okulu’ndaki katliam önlenebilirdi ama önlenmedi. DAİŞ çetelerinin yargılanmasından sorumlu tutulacakları için çok mutluyuz. 9 yıldır DAİŞ'in yargılanmasını ve hesap vermesini talep ediyoruz” dedi.

‘DAİŞ çetelerinin yargılanacağı davaya katılacağız’

IŞİD çetelerinin yargılanmasıyla KDP, Irak devleti aynı zamanda bu fermanın arkasındaki tüm güçlerin gerçeğinin ortaya çıkacağına vurgu yapan Rîham Heco, “Özellikle Türk devletinin gerçeği ve DAİŞ ile iş birliği ortaya çıkacaktır. Türk devleti DAİŞ çetelerine birçok yönden destek vermiş ve bu konuda birçok belge ortaya çıkmıştır. DAİŞ’in yargılanması gündem olurken, Türk devleti saldırılarını artırıyor ve bu gündemi engellemeye çalışıyor. Bu nedenle biz Êzidî kadınlar olarak DAİŞ çetelerinin yargılanacağı davaya katılıyoruz ve özellikle kendimiz o mahkemede yerimizi alacağız. Kadınlar ve Êzidî toplumu olarak DAİŞ'in kovuşturulmasında asıl taraf biziz" diye kaydetti.

‘Şengal tüm Êzidîlerin bölgesidir’

Rîham Heco, Şengal halkının dönüşünden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Şengal tüm Êzidîlerin bölgesidir. Bugün her Êzidî, nerede yaşarsa yaşasın Şengal'i kutsal bir yer olarak görmelidir. Şengal'e sahip çıkmak ve onu korumak hepimizin görevidir. Bu görev sadece şu anda Şengal'de yaşayanların değil, dünyanın neresinde olursa olsun her Êzidî'nin görevidir. İnsanlar kendi topraklarında olmazsa başarılı ve özgür yaşayamazlar. Kendi ülkesine odaklanmayan bir toplumun iradesi güçlü olamaz. İnsanlar kendi toprakları dışında başka bir ülkede yaşarsa hep bir köle olarak görülecektir. Bu yıl gerçekleşen geri dönüş birkaç yıl önce olmalıydı. Halkımızın dönüşünden dolayı çok mutluyuz, özellikle bu yıl birçoğu memleketine döndü. Bugün hala kampta olan ve KDP'nin özel bir politika uyguladığı halkımıza bir kez daha Şengal'e dönme çağrısı yapıyoruz” dedi.

‘KDP Êzidî toplumu üzerindeki oyunlarına son vermeli’

KDP'nin Êzidî toplumu üzerindeki oyunlarına son vermesini isteyen Rîham Heco, “Êzidî toplumu olarak yıllardır KDP'nin yalanlarından bıktık. Toplum olarak üzerimizde oynanan oyunların farkına varmalı ve kendimize dönmeliyiz. Özellikle kamplardaki Êzidîlere, KDP’nin yanlış politikalarını anlatmalıyız. Kamplardaki Êzidîler Şengal’e dönüp hayatını kurtarsın. Şengal’i yeniden inşa edip güzelleştirelim. Şengal'in statüsünü, özerkliğini kazanmalıyız, Türk devletinin öncülerimize yönelik saldırılarını durdurmalıyız, haklarımızı aramalıyız” dedi.

‘Birlik ve beraberliğimizi inşa etmemiz gerekiyor’

Êzidî halkına seslenen Rîham Heco, “Tek ses, tek yürek olmalıyız, birlik olmalıyız. En eski kültüre ve inanca sahip bir toplum olarak eksiğimiz var, o yüzden diyoruz ki siyasi ve ideolojik görüş olarak her birimiz aynı değiliz ama Êzidîlik çatısı altında birlik ve beraberliğimizi inşa etmemiz ve hep birlikte kenetlenmemiz gerekiyor. Bunun için yaralarımızın ilacı aramızdaki birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberliğimizi her şeyin üzerinde tutmalıyız” diye ifade etti.

‘Abdullah Öcalan’ın felsefesine göre örgütlendik’

Rîham Heco, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikir ve felsefesinin kadınlar ve Êzidî toplumu üzerindeki etkisine de değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Êzidî Kadın Hareketi olarak Önder Apo'nun fikir ve felsefesine göre örgütlendik. Bu fikirle her türlü saldırıya karşı mücadele etme imkanı bulduk. Halkımıza yönelik planlara direnişle karşılık verdik. Önderin düşünce ve felsefesine sahip çıkmayı asli görevimiz olarak görüyoruz. 9 yıl boyunca Önder Apo üzerindeki tecridi kırmak ve fiziksel özgürlüğünü sağlamak için TAJÊ olarak rolümüzü tam olarak iyi oynayamadık. Bu konudaki özeleştirimizi veriyoruz. Ancak en önemli görev Önder Apo’ya sahip çıkmaktır. Önder Apo’nun düşünce ve felsefesini yaşatmak ve yaymak asli görevimizdir. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla Şengal'de birçok çalışma başlattık. Eskiden Êzidî kadınlar olarak evlerimizdeydik ve dünyaya kendi penceremizden bakardık. Ama artık bizim için tüm kadınların acısı aynı. Bütün kadınların acıları ve zorlukları aynıdır. İnançlara ve toplumlara göre kadına yapılan saldırılar farklı ama acılarımız aynı. Biz Êzidî kadınlar olarak etkinlikler ve konferanslar düzenledik, diplomatik çalışmalar yürüttük. Genel olarak çalışmalarımız başarılı bir şekilde yürütüldü."