'Süveyda'daki halk hareketi 19 Temmuz Devrimi’nin devamıdır'

Kuzey ve Doğu Suriye Fırat Bölgesi Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Yardımcısı Mizgin Xelil, Süveyda'daki halk hareketinin 19 Temmuz Devrimi’nin devamı olduğunu belirterek, otoriter rejimlere karşı direniş çağrısında bulundu.

NORŞÎN ABDİ

Kobanê- Suriye’nin Süveyda kentinde Ağustos ayında kadınların yoğunluklu olarak katıldığı bir halk hareketi başlatıldı. Halkın talepleri arasında ise Şam hükümetinin devrilmesi, Beşar Esad'ın yargılanması, adalet ve eşitliğin sağlanması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve tüm Suriye bölgelerinde siyasi değişimlerin sağlanmasıydı. Süveyda’da eylemler beşinci haftasında devam ediyor.  Karama Meydanı'ndaki barışçıl protestolarda göstericiler, özgürlük taleplerini ifade eden çeşitli pankartlar açarken, tüm Suriye haklarını kucaklayan özgür, çoğulcu bir Suriye'nin inşasını istiyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Fırat Bölgesi Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Yardımcısı Mizgin Xelil, Süveyda’da başlatılan halk hareketinin 19 Temmuz Devrimi’nin devamı olduğuna dikkat çekti ve şöyle ekledi:

“Suriye kriziyle ilgili olarak Ortadoğu düzeyinde meydana gelen gelişme ve olaylara ‘Bahar Devrimi’ adı verildi. Tunus’un ardından Mısır ve Libya’da başlayan Bahar Devrimi, umudu da beraberinde getirdi. Halkların demokrasi ve özgürlük arayışları Ortadoğu'nun her bölgesinde sonuç vermedi. Suriye'de 2011 başında devrim başladı ama dış müdahalelerle bu devrim Suriye'de krize dönüştü. Önder Abdullah Öcalan'ın ‘Halkların Baharı’ olarak adlandırdığı Arap Baharı'ndan Kürt halkı da etkilendi. Bölge halklarının tek kurtuluş kaynağı haline gelen 19 Temmuz Devrimi 2012’de başladı. Demokratik Ulus Projesi’nin bugüne kadar sürdürülmesi de bölge halkı için büyük bir zaferdir.”

‘19 Temmuz Devrimi en önemli başarılardan’

“Ortadoğu'da özgürlük talep eden ilk halk Kürt halkı değildir” diyen Mizgin Xelil, “Tarih boyunca kapitalist, otoriter, faşist rejimler karşısında özgürlük, eşitlik ve demokrasi talebinde bulunan pek çok halk vardır. Bunun Irak'ta, Afganistan'da ve başka yerlerde örnekleri var ama demokrasiyi uygulamaya yönelik radikal değişiklikleri gerçekleştiremediler. Rojava'daki Kürtler birçok kazanım elde etti ve 19 Temmuz Devrimi, en önemli başarılarından biri oldu. Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm halklar ve bileşenler kucaklanıyor; demokratik ulus ve özyönetim projesi hayata geçiriliyor” şeklinde konuştu.

‘Krizi yarattılar ve istismar ettiler’

Mizgin Xelil, dış güçlerin Suriye'ye müdahalesi ve bu krizin karmaşıklığının artmasındaki rolüne ilişkin ise şöyle konuştu:

 "Suriye krizine çözüm bulma bahanesiyle bu krize çok sayıda dış müdahaleler oldu. Ancak aradan 12 yıl geçtikten sonra krize müdahale eden ülkelerin otoriter ve kapitalist ülkeler olması ve Suriye sorununa çözüm bulmak istememeleri nedeniyle Suriye'ye müdahale eden bu ülkelerin çözüm bulmak yerine krizi daha da derinleştirdiğini görüyoruz. İnsanlar için Suriye krizini çözmeyi amaçlamadılar, bunu kendi ülkelerinin çıkarları ve politikaları doğrultusunda istismar ettiler.”

‘Çözümün gücü Özerk Yönetim’

Tüm Suriye halkının görüşleri dikkate alınmadan Suriye krizine çözüm bulunmasının mümkün olmadığını vurgulayan Mizgin Xelil, "Suriye'deki engelleri çözmek için Astana, Soçi, Cenevre gibi birçok toplantı yaptılar ama Suriye halkı, özellikle de Demokratik Ulus Projesi’nin sahiplerinin bu toplantılara katılımı olmadan nasıl çözüm bulacaklar? Özerk Yönetim Projesi’nin Suriye krizine ideal çözüm olacağını, bundan emin oldukları için yönetimi bölücülükle, Suriye'yi bölmeyi amaçlamakla suçluyorlar. O yüzden yaptıkları toplantılara dahil etmiyorlar. Ama dünya Özerk Yönetim'in Suriye topraklarının bir parçası olduğunu ve çözümün gücü olduğunu çok iyi biliyor. Krizi çözecek özgür bir Suriye’yi inşa edeceğiz” sözlerine yer verdi.

‘Onlarla dayanışma içindeyiz’

Süveyda'da özgürlük ve demokrasiye yönelik halk eylemlerinin 19 Temmuz Devrimi’nin devamı olduğuna dikkat çeken Mizgin Xelil, "Ağustos ortasından itibaren köklü bir kültüre ve tarihe sahip Dürziler tarafından Süveyda'da halk hareketi başlatıldı. Ayrıca, kültürel anlamda Dürzi halkı ile Kürt halkı arasında bir yakınlaşma var, bu da onların birbirleriyle dayanışma içinde olmalarını sağlıyor. Adaletsizlik ve otoriterliğe karşı duruşları ve oturma eylemleri tüm Suriye için önemli bir adımdır. Demokratik Özerk Yönetim adına onların özgürlük talebiyle yaptıkları protestoları selamlıyor ve onlarla dayanışma içindeyiz” sözlerine dikkat çekti.

‘Çoğulcu bir Suriye istiyoruz’

Süveyda halkının oturma eylemleri sırasında kendi bölgelerinde de Özerk Yönetim sisteminin uygulanmasını talep ettiğini anlatan Mizgin Xelil, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Suriye'de halk genel olarak krizin çözümünü Demokratik Ulus Projesi olarak görüyor. Aynı projenin kendi bölgelerinde de hayata geçirilmesini istiyorlar. Süveyda'da açılan pankartlar, atılan sloganlar genellikle Suriye topraklarının birliğine, çoğulcu ve merkezi olmayan bir Suriye'nin inşasına yöneliktir. Süveydalı kadınların meydanlara çıkıp özgürlük talep etmesi, Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki kadınların mücadelesi ve devriminden etkilenmelerinin bir sonucudur. Süveyda, devrimimizin kazanımlarını korumak için aynı mücadeleyi ve direnişi sürdürmemiz için önemli bir adımdır. Onların özgürlüğü elde etmek için meydanlara çıkması, oturma eylemi yapması bizler için çok değerlidir. Süveyda halkının hedef ve ilkeleri Efrin halkınınkiyle aynıdır. İşgal altındaki Efrin halkıyla dayanışma amacıyla pankartlar açtılar. Bu yüzden biz Suriye halkı ve Suriye'deki kadınlar olarak, demokratik, merkezi olmayan, demokratik bir düzeni birlikte inşa etmek için iktidar ve otoriter rejimlere karşı mücadele ve direnişi sürdürmeliyiz. Tüm halkları ve bileşenleri adil bir şekilde kucaklayan çoğulcu bir Suriye istiyoruz.”