Sudanlı aktivist: Tecavüz suçlarına karşı yargılama süreci başlatılmalı
Sudan'daki kadınlara yönelik şiddet ve tecavüz suçlarına karşı yargılama sürecinin başlatılması gerektiğini belirten Rabab Baldo, şiddet ve tecavüze maruz kalan kadınların psikolojik desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus– Sudan'da devam eden çatışma, özellikle kadınlar ve kız çocukları için ağır insani sonuçlar doğuruyor. Açlık, yerinden edilme ve temel hizmetlere erişim eksikliğiyle mücadele eden Sudanlı kadınlar, aynı zamanda artan cinsiyete dayalı şiddet riskiyle de karşı karşıya. Süregelen kriz, kadınlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik yükü her geçen gün daha da ağırlaştırıyor.
2025 yılı Somazzi Vakfı Barış Ödülü’nü alan Sudanlı insan hakları aktivisti Rabab Baldo, ödülün savaş ve yıkıma karşı direnen Sudanlı kadınların mücadelesinin bir sonucu olduğunu vurguladı. Rabab Baldo, özellikle dünyanın üçüncü bir dünya savaşının eşiğinde olduğu bu kritik dönemde, barışın inşasında kadınların kilit rol oynadığını hatırlatarak, kadınlara yönelik desteğin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
‘Küresel çapta mücadeleye ihtiyaç var’
“Şimdi her zamankinden daha fazla birleşmeye ihtiyacımız var” diyen Rabab Baldo, sadece Sudan’da değil, küresel düzeyde barışı güçlendirmek ve şiddeti sona erdirmek için kolektif bir ruhla çalışılması gerektiğini vurguladı.
Rabab Baldo, “Barış bir hayal değil, hepimizin omuzlarında taşıdığı ortak bir sorumluluktur. Kadınlar, bu geleceği şekillendirmenin merkezinde yer almalıdır. Kadınların barış ve güvenlik gündemini hayata geçirme çabalarını iki katına çıkarmalı. Barış süreçlerinde kadın liderliği tam ve sürdürülebilir şekilde desteklenmelidir. Kadınlar her zaman barış inşasının merkezinde yer aldı. Artık onların katkılarını ciddiyetle tanımanın ve daha da güçlendirmenin zamanı geldi” diye ekledi.
‘Çatışma sürecinde kadınlara yönelik işlenen suçlar görmezden gelinemez’
Aldığı ödülün, barış ve adalet için bağlılıkla mücadele eden Sudanlı kadınların fedakârlıklarını onurlandırdığını kaydeden Rabab Baldo, “Bu ödül, Sudanlı kadınların üstlendiği rolün güçlü bir hatırlatıcısıdır. Sadece geçmişte değil, bugün de süren mücadelemizi temsil ediyor. Sudan’daki çatışmalar sırasında kadınlar ağır insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kaldı. Bu çatışma sürecinde işlenen suçlar görmezden gelinemez. Kadınlar, cinayet, köleleştirme ve tecavüz de dahil olmak üzere çok çeşitli şiddet biçimlerine maruz kaldı. Bu yaşananlar sadece rakamlardan ibaret değil, her biri bir insanın hayatı, bir annenin, kız kardeşin, bir kız çocuğunun hikâyesi. Adalet sağlanmalı ve failler hesap vermeli” diye konuştu.
‘Hak ihlallerini belgelemek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz’
Sudan'ın eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına tanıklık ettiğini söyleyen Rabab Baldo, bugün de Sudan sivil toplumunun, savaş suçlularını adalet önüne çıkarmak için yoğun çaba harcadığını dile getirdi. “Adaletin sağlanması için Sudan yargısına güveniyoruz” diyerek sözlerine devam eden Rabab Baldo, “Aynı zamanda Sudanlı kadınlara destek olmak adına bölgesel ve Afrika’daki hukuki yapılardan da güç alıyoruz. Kadınlara yönelik işlenen şiddet suçları mutlaka belgelenmelidir. Bu belgeleme çalışmaları, suçluların Sudan yargısı ya da uluslararası mahkemeler tarafından yargılanmasının temelini oluşturacak. Her ne kadar çatışmalar nedeniyle bazı bölgelere erişim zor olsa da hak ihlallerini doğru ve delillere dayalı şekilde belgelemek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.
‘Kadınlar barış süreçlerinde müzakerelerde önemli rol oynuyor’
Rabab Baldo, Sudanlı kadınların Juba, Doha, Ebu Cabra ve Kapsamlı Barış Anlaşması gibi önemli barış süreçlerine katılarak müzakerelerde etkin rol oynadığını hatırlattı. Kadınların gelecekteki tüm barış süreçlerine katılımının hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Rabab Baldo, kadınların siyasi sürecin dışında bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Rabab Baldo, kadınların barış süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunun görülmemesini eleştirdi. Rabab Baldo, “Kadınlar müzakere masalarında güçlü şekilde yer almalı. Aynı zamanda kadınları siyasi katılım konusunda eğitmeye devam etmeliyiz, çünkü bu onların hem ulusal görevi hem de anayasal hakkıdır” ifadelerini kullandı.
Mülteci kadınların durumu
Komşu ülkelerdeki Sudanlı mülteci kadınların durumuna da değinen Rabab Baldo, "Bu ülkeler koruma ve barınma sağlasa da, kadınlar güvenlik, gelir kaybı ve zorlu yaşam koşullarıyla ilgili önemli zorluklarla karşı karşıyadır. Ayrıca, evlerini kaybetmeleri ve şiddet nedeniyle savaş sonrası travmadan dolayı sürekli psikolojik desteğe ihtiyaçları var. Ayrıca tecavüze maruz kalan kadınların yanında olmak ve acılarını hafifletmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
Sudan anayasasında kadın haklarının güvence altına alınmasının büyük önem taşıdığını aktaran Rabab Baldo, “Ancak devam eden çatışmalar, kadın haklarını koruyan yasal yapıların oluşmasını engelliyor. Şu anda hazırlıkları süren yeni anayasa için kadın haklarının açıkça yer alması yönünde çalışmalar yürütülüyor. Mevcut Nairobi belgesi gelecekteki hükümette kadınların katılım oranının yüzde 40 olmasını öngörüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası ağların önemi
Afrika ve Ortadoğu'daki örgütler arasındaki kadın ağları, kadın haklarının ilerlemesinde önemli bir unsur haline geldiğini kaydeden Rabab Baldo, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ağ sayesinde, çeşitli Arap ve Afrika ülkelerinden kadınlar, Gazze'deki kadınlara destek oldukları gibi, birbirlerinin davalarını desteklemek için de bir araya geldiler. Sudanlı kadınlara çağrım ise; Zorluklar ne olursa olsun değişme ve en iyisini başarma yeteneğine sahipsiniz. Ülkeyi koruyanlar sizlersiniz ve ışık sizin ellerinizde."