‘Serhat Bölgesi’ndeki cezaevlerinde tecrit en üst seviyede’
İHD Wan Şubesi, Serhat Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde tutsakların en temel insan haklarının dahi askıya alındığını belirterek tutsaklar üzerindeki tecridin en üst seviyeye çıkarıldığını açıkladı.
Haber Merkezi- İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, Van Yüksek Güvenlikli, T ve F Tipi ile Patnos L Tipi, Ahlat T, Iğdır S, Erzurum Dumlu 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli ve Kars T Tipi cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili raporunu açıkladı.
İHD Şube binasında yapılan basın toplantısında raporu Şube Başkanı Avukat Mehmet Salih Coşkun okudu. Derneklerine yapılan başvurular üzerine cezaevlerinde incelemeler gerçekleştirdiklerini aktaran Salih Coşkun, hapishanelerde toplam 23 tutsak ile görüştüklerini söyledi.
‘Tecrit en üst seviyede’
Salih Coşkun, cezaevlerinde tutsakların en temel insan haklarının dahi askıya alındığını vurgulayarak tecridin en üst seviyeye çıkarıldığını belirtti. Salih Coşkun, “Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur” diye konuştu. Salih Coşkun, tutsakların süreli ve süresiz yayınlara ulaşmasının engellendiğini dile getirerek bunun dış dünya iletişimin tamamen kesilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
‘Sağlık hakkı sistematik şekilde ihlal ediliyor’
Raporda hasta tutsakların durumu da yer aldı. Salih Coşkun, tutsakların ailelerinden uzak cezaevlerine gönderildiğini ve bunun için ailelerin yıllarca görüş yapamadıklarını anlatarak, ağır hasta tutsakların durumuna ilişkin bilgiler verdi ve şöyle konuştu:
“Hapishanelerde yüzlercesi ağır, binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemlerin yapılmalıdır. Yine bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalıdır. Yine hukuka aykırı olan ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’ ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başlamıştır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.”
Salih Coşkun, tutsakların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile mahpuslara para yatırmanın suç olarak değerlendirilmesi sonucunda ciddi sorunlar yaşanmaya başladığını da aktardı.
‘Açlık grevindekilere ihtiyaçları verilmiyor’
Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine değinen Salih Coşkun, yaşanan hak ihlallerini ise şu şekilde sıraladı:
“*Açlık grevinde olan mahpusların bazı hapishanelerde günlük sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, sağlık kontrollerinin yapıldığı hapishanelerde de revir hekimi tarafından yapılmadığı, bazen sağlık memuru ve bazen de görevli İnfaz koruma memurlarınca yapıldığı,
*Grevde olan mahpuslara bazı hapishanelerde hiç iaşe verilmediği, bazı hapishanelerde de tuz, şeker ve karbonat verilirken, yoğurt, meyve suyu vb. iaşelerin verilmediği,
*Açlık grevine giren mahpuslar için B1 vitamini hayati önem taşırken, ziyaret edilen hapishanelerin bir kısmında her gün verilmesi gereken B1 vitamininin bazı hapishanelerde grevin son günlerinde temin edildiği bazı hapishanelerde ise B1 veya B12 komplex vitamininin hiç verilmediği,
*Açlık grevleri nedeniyle disiplin soruşturmaları açılmış, greve giren mahpuslara disiplin cezaları verilmiş, ‘kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma’ disiplin cezaları verildiği gibi bazı hapishanelerde ‘haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama’ şeklinde disiplin cezalarının verildiği,
*Ziyaret edilen bazı hapishanelerde greve giren mahpusların diğer mahpuslardan uzaklaştırıldığı ve ayrı bir koğuşa (bölüme) alındığı tespit edildi.”
‘Derhal harekete geçin’
Salih Coşkun, tespitleri aktarmasının ardından son olarak “Açlık grevinde olan mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması ve açlık grevlerinin sonlandırılması amacıyla makul ve yasal mevzuata uygun taleplerinin kabulü ile hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere görevli ve yetkili tüm kurum ve kuruluşları derhal harekete geçmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.